bugün

hastayım. epeydir hastayım. öyle bir rahatsızlığım var ki, geçti mi diye kontrol etmeye korkuyorum. bir de sayesinde abidik gubidik korkular edindim...
4 günlük ara verdiğim ağlama eylemine; canım, ciğerim, gördüğüm en şahane karakter, en güzel oynayan, en güzel ağlayan adam olan tefo* nun bu gece ezel'e veda etmesini ve şahahe ağlama sahnelerini de bahane ederek, kaldığım yerden devam ettim: bir güzel ağladım ağladım ağladım... sustum. ve itirafım şudur ki: bu adamın ölümüne sanki sevdiğim adam ölmüş gibi üzüldüm! bu adamı neden bu kadar sevdim hiç bilemedim sözlük! kalan son bölümlerde tefo'yu görmemek aşk acımı hafifletecek o yüzden içten içe ufacık da bir sevinç beslemekteyim. * * * * *

evet basın eksileri.
(bkz: delirdim)
-saçma sapan düşüncelerini dile getiren yazarlara artı oy veriyorum.*
-ne kadar yalnız kalırsam o kadar derinleşiyorum aynı zamanda sessizleşiyorum.*
-yalnızlık kelimesi sizin için ne ifade ediyor bilmem ama benim için saf mutluluk.

-birazcık cesaretim olsa kuzey kutbunda yaşardım.

-birinin yanında ağlamaktan nefret ediyorum.*
-ağlayan birini gördüğümde mutlu oluyorum.*
-son altı yılda aklımda kalan tek cümle benim burda ne işim var altan*
-son olarak hayatımın her hangi bir günü:
*saat 13:30 gibi uyanırım.uyanır uyanmaz ilk iş bilgisayarı açmak olur ve bir taraftan da çoraplarımı giyerim.o saatlerde kimse olmaz evde;bazıları okuldadır bazıları hala yatıyordur.tuvalet ihtiyacı&yüz yıkama olayı gerçekleştirdikten sonra altıma bi kot çeker marketin yolunu tutarım.alacaklarım hep standarttır;vişne suyu,çikolata(2),ekmek(1)ve winston box.kasiyer bile artık ezberlemiş durumda.daha sıra bana gelmeden winston boxı çıkarır dolaptan.*marketten çıkıp eve doğru yürürken güzel bir yüz görürüm.apartmanımızın yokuş yukarısından aşağıya doğru.kıyamet günü kadar sıcak bir gülümseme ile yürümekte olan nil hatun.*uzaktan uzaktan seyrediyorum mutluluğumu.öylece çekip gidyor uzaktan... ve ben hep uzaktan severim kadınları çünkü yaklaştıkça korkuyorum.eve varır varmaz ilk iş makarna yapmak oluyor.sonra geçiyorum bilgisayarın başına.filmler,diziler derken gece oluyor.bir günüm böyle geçiyor işte.biraz iyi biraz tuhaf ama yine de güzel.
sanırım medusa ile göz göze geldim. yoksa kalbimin taş kesilmesinin bi'sebebi olmalı.
yanlışlıkla amı götü kaybederim diye sihirbaz olmuyorum.
evde bulaşık sırası bendeyse bardakları sadece çalkalıyorum. dibinde kola izi kalmasın diye bazılarını baya çalkalıyorum.
ama diğer ev arkadaşlarım bulaşık yıkadıklarında başlarında bekliyorum ki benim gibi yapmasınlar diye.

2 eksi aldı. 2 ev arkadaşım var. yoksa ?
nasılsa kimse okumuyo ulan yaz gitsin 3 yıldır sikmediğim çıkmadığım kız kalmadı biri okulun en güzeli biri üst dönemin en güzeli biri alt dönemin yok şöyle götü olan böyle olan bi sürü güzelle çıktım aldattım hepsini ayrılırkende orospu çoçukluğu yapıp seni aldattım diye ayrıldım. 5 ay önce bir kızla tanıştım çıktığım en çirkin kızdı benden ayrıldı hemde çok babacan bir şekilde günlerce ağladım resmen tek sevdiğim insandı yaşadığımız hatıralar geldikçe ağladım anladımki bende bi bu kadar ağlatmışım insanları daha ayrılmamızdan 1 hafta sonra bi çoçukla çıktı ukte oldu içime yemin ettim sözlük bi daha kimseyi üzmeyeceğim diye beni sorarsanız halim bom bok.
kaçıp gidesim geliyor ya ne zamandır,
kalkıp gitsem şimdi evet tamda şimdi ilk kez saati,günü,işi-gücü-okulunu ıvırını zıvırını düşünmeden.kalkıp gitsem?
nereye?
iyi gelir mi ki hadi gittim diyelim bulup bir kuytu köşe,dağılır mı kı kafamdaki içimdeki bulanıklık?başımla beraber ya gidişler,
ne zamandır bu kadar dalgınım ki ben nedendir gidişlerim,isteyişlerim
ah bir bildiklerimi kendime söyleyebilsem .yok yok ben ancak düşünürüm iş gitmek olunca gideni bekleyen ,kalıp zaman sonra alıp başımı gideyim diyen olurum.
şarkıları dinlemek istemiyorum sözlük onu hatırlatıyorlar diye..bazı sabahlar rüyamda biraz daha fazla göreyim diye işe geç kalıyorum...aklımdan çıkaramıyorum...elimde değil sözlük...istemsiz gelişen olaylar örgüsü...hep yanında olmak istiyorum..bi ilacı yok mudur unutmak için bi ilaç yok mudur zaman dışında ..bilen beri gelsin....
eskişehir'i seviyorum lan sözlük valla bak, tek eksiği deniz ha... yoksa yerleşirdim bu memlekete, ufak filan ama iyi yani cidden.
bugün koşu bandında, spor ayakkabılarımı fırlatıp, yalın ayak koştum. şimdi yürümekte ciddi zorluk çekip, pancar gibi kırmızı ayaklarıma bakıyorum da: "neyi, neden yaptığımı sorgulamadan yaşadığım gün sayısı son zamanlarda ne kadar da artar oldu" diyorum...

(bkz: değişik)
22 ağustostaki filtrelemelerle birlikte yalan olacak itiraflardır.
soğudun senden sözlük bir ara ısınırım ama sanırım.
her gün başka bir yanlışın peşinde sürükleniyorum. yapmak istemediklerimi hayat faktörü yüzünden yapacak olabilmemden korkuyorum. en çokta kendimden korkuyorum. nasıl insan bunlar dediğim şeye dönüşüyorum. yıllarca farklı olduğuma inandığım halde artık sıradanlaşıyorum. herkese hükmetmek istiyorum ama ilk gördüğüme yuları veriyorum. eskiden iradem vardı artık sadece sinirim kaldı. düşünmeden insan kırıyorum. üzülme duygumu kaybettim. ne kadar bencilce olduğunu bilsem de kimseyi düşünemiyorum. unutmak istediğim o kadar çok şey var ama hiç birini unutamıyorum. geçmişte kitlendim kaldım. arkama bakmak istemiyorum ama önümde yol yok uçuruma sürükleniyorum. uçurumun farkındayım ama hala adım atıyorum. hiç arkadaşım kalmadı. herkesten soyutluyorum kendimi. kaçınız hayatın sadece nefes almaktan ibaret olduğunu düşünüyor. yıllarca kendime söylediğim bütün yalanların acısını çekiyorum. herkese gülüyorum mutluymuşum gibi davranıyorum. her gün başka bir insan maskesiyle dolaşıyorum. acıma duygumu kaybettim. çizgi filme bile duygulanıp ağlayan ben, ölmüş kediye cenaze töreni hazırlayan ben yanımda kalp krizi geçiren adama bakmadan yoluma devam ediyorum. işin bok tarafı birazdan belkide ölecek olan adamın şanslı olduğunu düşünüyorum.

kimse farkında değil ama bitiyorum. kimse farketmesin diyede dua ediyorum...
yaklaşık 7 saat önce, ev içinde, elinde bıçakla peşimden koşturan arkadaşımın 6 yaşındaki kardeşinden kaçtım.**
itiraf ediyorum ben yazarlık yolundaki boynu bükük çaylağım.
sözlük içim çok acıyor. mal gibiyim hiç mutlu değilim unutamıyorum. her kes sıkılır oldu benden hep ondan bahsediyorum diye. ama napım çıkmıyor ki aklımdan hiç. dün ayda yılda bir erken yatayım geçeleri çok düşünüyorum dedim yatmaz olaydım onu gördüm rüyamda çok gerçekçiydi lan bi an yanımda sandım sarılıyodum sıçradım şoka girmişim hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. ev arkadaşım sesime uyanmış geldi teselli etmeye çalıştı çocuk. delirmişim gözüyle bakıyorlar. anti sosyal bir varlık oldum. okula bile uğramıyorum. bugün annemede yalan söledim dersleri sordu iyi dedim. hepsinden kaldım oysa buda ayrı bi dert.ne kadar çok derdim var ya offfff.
bu bana yapılmaazz, olmazz; #11612957
kalbimin parçaları ayaklarıma batıyor. derimi yarıp kanatıyor. her parça bir zaman makinesi gibi. farklı farklı acıları yeniden yaşıyorum baktığımda. soldaki parçalardan biri, elimde bir bavulla ıssız sokaklardaki terkedilişim benliğimden. ortada duran en sivri olanı, iki dudak parçasından çıkan kelimeler tarafından bilenmiş. hala yankılanıyor kulaklarımda. başka bir taraftaki ise hiç bitmeyen ıstırabım... halüsinasyonlarım...
bedenimdeki kan tükeninceye kadar benimle birlikteler. belleğim bir kara delik, gün geçtikçe büyüyen. güzelliklerin üzerine harabeleri kaydeden. daha yaşarken ben, dikilmiş mezar taşım. üzerime toprak yerine molozlar yığılmış. ben içinde çoktan kaybolmuşum.
Sözlük sayende öğrendiğim en büyük gerçek büyük üstad'ın da dediği gibi :

-Eğitimli cahil , eğitimsiz kişiden daha tehlikelidir.

sözünü doğrulamak oldu.

Saldırın lan hepiniz ; alayınızın köküne kibrit suyu...
sözlük bu itiraf ikinci sanki çok duygusuzum kimseyi sevemiyorum sanki niye böyle be sözlük.
bankamatiklerden para çekildikten sonra makbuz isteyipte almayan o insanları, aldıktan sonra da yere buruşturarak doğaya zarar verdikleri için kendilerini sevmediğimi belirtmek istiyorum.
çok hastayım, vücudum kırılıyor sanki.boğazım şiş, halsizim, her yanım ağrıyor. ilaç içmekten anam ağladı. evde yalnızım sözlük bir çorba kaynatanım bile yok derken komşu getirdi bir tas çorba allahım o nasıl pirinç çorbasıdır iğrensin deniz abla ya.* öte yandan, acayip sevgi ve ilgiye ihtiyacım var sözlük ve en önemlisi birinin beni hamur gibi yoğurmasına yani masaja ihtiyacım var.

hatta adnan hoca gelsin, başımı okşasın istiyorum o güzel sevgi dolu sesiyle sen aşırı derecede sevimli bişeysin desin, muniss, beni de çok sever dimi ? desin.
bende evet inşallah diyim istiyorum.
insanların özel eşyalarını karıştırmayı çok seviyorum. Sonra da hiç dokunmamaış gibi tekrar geri koyuyorum.
kitap satın almayı çok seviyorum sözlük. inanırmısın belki en az on tane başladığım ve yarıda bıraktığım kitabım var. nasıl birşey bu bilmiyorum. amacımı anlamıyorum. kitap alıyorum okumaya başlıyorum birkaç sayfa okuyup bırakıyorum.

fark ettimde ne salağım ben ya !