bugün

Geceleyin ateşin kırmızı ve sarı renklerinin dansını evin tavanında seyreden çocuktur.
ayaklarının altını sobaya değdirirken çoraplarını delmiş çocuktur. ayrıca soba üzerinde kestane pişirmeyi de çok sever.

(bkz: o çocuk benim)
c.tesi sabahları babası çayı hazırlar sobayı yakar üzerinde ekmek kızartır o ekmekler yağlanır afiyetle kahvaltı yapılır.
sobanın üstünde kaynayan ıhlamurun kokusunu unutamayan çocuktur.
7 yaşında, annesi tarafından soğuk banyoda yıkandıktan sonra, üşümemesi için odadaki sobanın yanında bekletilirken, pipisi sobaya yapışan çocuktur.
banyo kazanının yakılmasının ne demek olduğunu, her hafta pazar günlerinin banyo günü olduğunu bilen çocuktur ayrıca eve yeni gelen kömürü bodruma veya balkona taşımıştır. En mükemmel görevi ise annesinin sobanın üstündeki güğümü istemesiyle güğümü bulaşık yıkayan annesine götürmektir. Ne güzel çocukluktu hey gidi günler hey.
Gizli gizli sobanın arkasına pastel boya değdirip boyanın eriyerek soyut sanat eserlerine dönüşmesini izleyen koku farkedilip kendisine müdahale edilene kadar bunu değişik renklerle yapmaya devam eden çocuktur.
sobalı evde büyüyen çocuk acımasız olur, hep sobanın üzerine konan mandalina kabuklarından oluyor.

ismail abi.
soğuk bir kış gününde cayır cayır yanan sobada buz tutmuş parmak uclarını ısıtmaya çalışan çocuktur.
Sıcacık odada radyo dinlemeyi...

Sevdikleriyle zaman geçirmeyi...

Annesinin ördüğü kazağı o sıcaklıkta yinede giymeyi...

Özellikle de hasta olmayı çok iyi bilen çocuktur.
sobalı evde büyümeyenlerin aksine o sobanın sadece ısıtma görevi görmediğini bilir. soba bütün aileyi bir araya toplayar, şimdiki gibi herkes odasına çekilip kendinini soyutlayamaz. üzerinde güzel kokulu kestaneler kızartılabilir.
soba üzerine konulan mandalina kabuklarının oda spreyi görevi gördüğü yılları bilen çocuk.
Birde gece ışıklar kapanınca, tavanda oluşan alevlerin yansıması izlenmeye değerdi. Ne güzel hayaller kurulurdu izlerken...
çocukluğunu en iyi şekilde yaşamış kişidir. hayır sobadan ve getirilerinden bahsetmiyorum, o zaman ki mahalle maçlarından, oyunlardan vs bahsetmekteyim.
hayatın kolay olmadıgını bilir.
sobanın üstünde kızaran ekmeğin tadına bakmıştır. sobalı evde büyümenin çok avantajına sahiptir.
pazar sabahları kızarmış ekmek kokusuyla uyanan ve yine meşhur pazar akşamları banyosundan sonra annenin o sobanın borusunda ısıttığı fanila ve donu giyen çocuktur.

(bkz: hatırla ve gözler dol)
evinde hala klimanin yaninda soba bulunan cocuktur.ekmek isitir,kestane pisirir,yanan sobanin yaninda uzanip kitap okur.
Sobayla seviyeli bir dostluk ilişkisi içinde olan çocuktur. Ondan uzaklaşırsa donacağını, fazla yakınlaşırsa yanacağını tecrübe etmiştir.
hayatindan zevk almis cocuktur. tum ailenin sobanin etrafinda toplanip sohbet ettigi sobada kestane pisirilen zamanlardir.
Közlenmiş patates, kestane ve biberin en âlâsını yemiş, soba borusunun üzerindeki telde kurumuş sıcacık kıyafetleri giyerek büyümüştür. Kolonyanın yanıcı olduğunu sobanın üzerinde öğrenmiştir. Sıcakdan mayışmak fiilinin nekadar doğru olduğunu bilen çocuktur.
iliklerine kadar ısınabilmiş çocuktur. en lezzetli şekilde pişmiş kestane ve patates yiyebilmiş soba başı muhabbetlerine katılabilmiş çocuktur. o ne şanslıdır.
kestane kebabı yiyen, sobanın üstünde muhakkak su kaynatıldığını bilen ve bir soba yanığı kesinlikle bulunan çocuktur. ayrıca evde kömür biterse odunluktan çıkaracak olanda odur. güzeldir. eğlencelidir.
banyodan çıkınca sobanın yanında kurulanan ve kestane kızartıp yiyen çocuktur. ha bir de sobanın borusuna asılmış teldeki çamaşırları vardır.
her mandalina sonrası sobada kabuklarını kurutandır, çayı-çorbayı hep sıcak içmeye alışkındır ,pazar kahvaltıları ekmeğini burada kızartmayı anneden azar yeme pahasına olsa da yapar .
odun -kömür - baca tütmesi gibi şeyler onun için bambaşka olacaktır. ha birde unutmadan kestane!
bir de kolonya dökerler sobanin üzerine o cocuklar cok eglencelidir.