bugün

ben görüyorum bunları çokça. hele öğle tatillerinden çok kısa sigara-çay molalarında. çalıştıkları işyerinin önünde, asla binemeyecekleri arabalar otoparktan onlara bakarken, çoğu zaman kalite bir light sigaranın ucundaki dudakları ele veriyor hislerini onların.

özgüven yoksunu duruşları, sol eldeki telefon+giriş kartı+sigara pakedi triosuyla kolayca tanıyabiliriz onları. üzerlerinde çoğu zaman limango ya da markafoni'den aldıkları, biticek diye akıllarının çıktığı bir giysi, bir ayakkabı. yaşları en fazla 30, ve daha bu yaşta bile birlikte sigara içecekleri bir arkadaş, bir tanıdıktan yoksunlar çoğu.

içtikleri tütün sarılı çubuktan çok şey bekliyorlar, onu bir müdüre biriktirilmiş sinirden, bir iş arkadaşının kendisine attığı havanın atmosferinden kurtarmasını bekliyorlar. dil yakacak bir ivmeyle çektikleri dumanı yavaş yavaş bırakıyorlar ağızlarından. yoğun duman bir zafermişçesine baş hafif yukarı kalkıyor, gözler kesmeşekerden daha küçük o kora bir selam çakıyor, ablamız kendince birşeyleri hallediyor, bir nasihat veriyor kendine bu sırada besbelli.

orada, o an olduğundan daha yüksek bir mevkiide olamayacağının korkusu, içeri girerken söndürdüğü sigarası gibi söndürüyor başkaldıran ruhunun heyecanını da, onlarca kat yukarıda, bir excel tablosunun başında, bir yandan müdüründen aldığı emirleri uygularken, diğer yandan arkadaşının geçirdiği muhteşem haftasonunu dinliyor, bir sigara daha istiyor canı..
bugün farkettim, asansörde arka sıralarda yer kapatıyor bir de bunlar, sanırım g.tlerine bakılmasın diye, evet.