bugün

SLoven power rock grubu..muziklerinin hangi kalıba girdigi tam olarak kestirilemese de klinik,napoj ve my dice ile iyi bir giris yapilabilir.gelecek vaadeden bir gruptur ayni zamanda (bkz: klinik) (bkz: napoj) (bkz: my dice) ve ozellikle (bkz: platina)
hermann hesse'nin bir kitabı
my dice isimli harika parçalarıyla tanıdığım fakat diğer parçalarında aynı tadı bulamadığım sloven grup.klibi de pek bi güzeldir my dice ın.mtv de rock chart ın jenerik müziğidir my dice ayrıca.
Asaf Halet Çelebi 'nin bir şiirinin adı

koskoca bir agaç görüyorum
ufacik bir tohumda
o ne agaç ne tohum

ben bir meyvayim
agacim âlem
ne agaç
ne meyva
ben bir denizde eriyorum
herman hesse'in budda'yı anlatan kitabı
bir herman hesse klasiğidir. bu eseerini diğer eserlerinden biraz daha farklı bulmuşumdur. dostoyevskiy ve nietzsche ve hint felsefesi etkileri sezilir. eserlerindeki sorgulayan, araştıran, öğrenen ve aynı zamanda içi susuzluk ateşiyle tutuşan kahramanlardan bir tanesidir sidhartha.kahramanımız araştırır yaşar, samanalara karışır brahman olur, bir fahişeden sevişme sanatını bir tacirden zar atmayı öğrenir. farklılaşır ama şunu farkeder; ''değişimdeki süreklilik''.. ırmağın da ona anlatacağı budur.
(bkz: siddhartha)
kendisi aslinda buda dir. bir de kankasi vardi (bkz: govinda)
(bkz: armut agaci)
çok fazla kalın olmamasına karşın (hatta yanlış hatırlamıyorsam 80-85 sayfalık bir kitaptır) ne anlatmak istediğini bilip bunu da mükemmel anlatan bir eserdir. kısa bir yolculuk esnasında okunabilir.

içsel yolculuğun ve arayışın güzel anlatımıdır. kesinlikle ders verme amaçlı değildir. sadece anlatır. kişi, kendisi karar verir yazgısına.
1946 yılında hermann hesse'ye nobel edebiyat ödülü kazandıran kitaptır.
--spoiler--
diyelim suya bir tas attın, en kısa yoldan suyun dibine iner. kendine bir hedef belirledi, kafasına bir sey koydu mu, siddhartha'da da degisik degildir durum. siddhartha hicbir sey yapmaz, bekler, dusunur, oruc tutar, ama tas nasıl suyun icinde yol alırsa, o da dunyadaki nesneler icinden yol alıp gider, bir sey yapmaksızın, kılını kıpırdatmaksızın; bir sey cekip goturur onu; cunku hedefinden onu alıkoyacak hicbir seyin ruhundan iceri sızmasına izin vermez. iste samanların yanında siddhartha' nın ogrendigi sey. kalın kafalıların buyu diye niteledigi ve cinlerin basının altından cıktıgına inandıgı sey. cinlerin basının altından cıkan hicbir sey yoktur, cinler yoktur cunku. herkes buyu yapabilir herkes belirledigi hedefe ulasabilir, yeter ki dusunmesini, beklemesini, oruc tutabilmesini bilsin.
--spoiler--
hermann hesse'nin kitabından pasajlar;

--spoiler--
-düşünmek nedenleri bilip tanımak demekti, ancak bu yoldan duygular bilgilere dönüşür ve yitip gitmeyerek bir varlık kazanır, içlerindeki özü ışıyarak çevrelerine yansıtırdı.

-yazmak iyidir ama düşünmek daha iyi;
akıllılık iyidir ama sabretmek daha iyi.

-haz vermeden, haz alınamaz.

-siddhartha, kamaswami'ye söylüyor;
bir gün gelir ve dersen ki, bu siddhartha'nın zararı dokunuyor bana,
tek bir söz yeter, siddhartha çekip gider hemen.
ama o güne kadar izin ver de birbirimizle iyi geçinmeye bakalım.

-kamala: beni sevmiyorsun, hiçkimseyi sevmiyorsun. doğru değil mi?
siddhartha: olabilir. ben de senin gibiyim. sen de sevmiyorsun.
yoksa bir sanat olarak sevgiyle nasıl uğraşabilirsin?
bizim gibiler belki sevemez. çocuk insanlar yapabilir bunu; bu, onların gizidir.

-öyle geliyordu ki, hiçbir şeyi ve hiçkimseyi sevmeyişiydi
siddhartha'yı daha önce hasta yapan.
--spoiler--
kitapla aynı adlı*yerli bir müzik grubu var. oyun adlı kısa filmin müziğini yapmışlar:
(bkz: oyun/@meister-writer)
sloven rock grubunun internet sitesi:
http://www.siddharta.com
sloven rock grubuyla ilgili entryler hariç diğer entrylerin
siddhartha başlığına taşınması gereken yanlış içerikli bir başlık.
kendini arama konseptli yazınların hemen hepsinin babası! bir hint masalının, doktor ve yazar hermann hesse tarafından geliştirilmiş hali! hacmen ince olmasına rağmen, fikren çok kalın bir kitaptır!
konsantre bir kitaptır.
hesse' nin diğer eserlerinde olduğu gibi otobiyografik özelliklerin çok ağır bastığı kitaptır. bir ikindi vakti karşımda duran tepeleri seyrederken bir dost getirmişti hesse' nin bu eserini yaşım o zamanlar 17-18 hey gidi günler ve o günden sonra hesse' nin tüm eserlerini okumama sebep olmuştur bu kitap. bozkırkurdu' na çok da benzer temelde sadece bozkırkurdu batı da dolanırken siddharta doğuda dolanır..
türk saykodelik rock grubu. grubun sadece bir albümünün çıktığını biliyorum. grup elemanlarından ulaş akın ve ege madra'yı tanıyorum. ikisi de dünya iyisi insanlardır. çocukluk arkadaşlarımdı. ulaş çok yetenekli birydi her zaman. ege ise orjinal bir insandı. irtibatımız koptuktan yıllar sonra albümlerine rastladığımda, tereddütsüz almış ve müzik kaliteleri, beni fazlasıyla tatmin etmişti. sanıyorum dağıldılar. albümlerini bulmak zor olabilir. fakat bulursanız, mutlaka edinin. çok başarılılar. müzisyenlere selam, yola devam. 'yolda olmak iyidir...'

güncelleme: albümleri yurtdışında yeniden basıldı. facebook sayfalarını link veriyorum. ordan hem bilgilerine hem de albümü nasıl edineceğinize dair bilgileri bulabilirsiniz.

http://www.facebook.com/p...ef=ts&gid=18960129600
çaylaklık filan önemli değil artık. böyle anası belli olmayanların sözlükte ne işi var? biri bana bunu açıklasın yetti artık tamam atatürk de eleştirilebilsin yhaaa diyen embesilleri bir yere kadar hazmedebildik ama bu ve bununla aynı familyadan olan nankör piçler oldukça bu sözlükten bir bok olmaz.
yemin ediyorum ne zamandır bu kadar sinirlenmemiştim. yetti lan yetti! eleştiri de bir yere kadar sabır da bir yere kadar!!

ben bunu yazar yapan moderatöre ne diyim lan ne diyim? hadi yazar yaptın, hadi anlamadın girdiği girilerden bir bok, şimdi de mi görmüyorsunuz bu piçin ne mal olduğunu??

hakaretten şimdi ben yerim çaylaklığı bu it burada durmaya devam eder. uludağ sözlük adaleti de böyle işler.
(bkz: Siddhartha)
içindeki ‘ben’e ulaşma yolunda ilerleyenlerin okuması gereken, okuduğunda bunca zamandır düşündüklerinin ütopik olmadığını anlayacağın kitap...
Nobel edebiyat ödüllü alman yazar hermann hesse’nin doğu mistisizmini şiirsel bir dille anlattığı etkileyici romanıdır.

insanın kendi benliğine ulaşırken içine girdiği farklı öğretileri ve bunların değil esas olana ancak kendi yaşadıklarınla ulaşabileceği düşüncesini anlatmaktadır.

“Kimse öğretiyle kurtuluşa kavuşmaz! Kimseye, ey saygıdeğer kişi, ilham saatinde senin neler yaşadığını sözle olsun, öğretiyle olsun aktaramaz,anlatamazsın! Nurlanmış kişi budha’nın öğretisi pek çok şey içermekte, pek çok kişiye dürüst yaşamanın, kötülüklerden kaçınmanın yolunu öğretmektir. Ama bir şey var ki, bu açık seçilk, bu saygın öğretide yer almıyor: ulu kişi budha’nın yüz binlerce kişi arasında yalnızca onun yaşantısındaki giz.”

“Geçmişte olan, gelecekte olan hiçbir şey yoktur; her şey vardır sadece, şu an içinde varlık sahibidir.”
hermann hesse'nin hindistan ziyaretinden sonra, budizm öğretisinden esinlenerek kişinin manevi gelişimi üzerine, 1922 de yazdığı kitaptır.