bugün

tüketim sektöründe çalışan elemanlara verilen ad. günün 10 saatini ayakta geçirler, bir kaç parça eşya satacam diye devinip dururlar ay sonunda asgari ücret alırlar..
günde bir pantolon parası dahi etmeyen yevmiyeleriyle 21. yüzyılda köleliği icra edenlere denir. sattığı ürün adedi ayda ortalama 80'i bulmazsa kovulanları da vardır, "şaka gibi şaka gibi" diyoruz petek dinçöz gibi.
tezgahtarın modernize edilmiş ve türkçeleştirilmiş hali. tezgahtar daha hoş.
apartman görevlisinden daha da sahtekar olan kelime.
ben onun yaptığı danışmanlığın ta amına koyim. ben hiç, bir satış danışmanının tavsiye ettiği herhangi bi üründen memnun olduğumu hatırlamıyorum. bunlar bir de eğitim meğitim görüyorlar amk. ya senin görevin, koduğumun dükkanındaki dandik ve bozuk ürünü müşteriye kakalamak değil akıl fukarası. senin görevin, en makul ve müşterinin en verim alabileceği ürünü ona satmak. ya alt tarafı bi usb amk ya. bi usb için şimdi bayramlık ağzımı açtıracaksınız bana. küçücük bi usb alıp evime gidip bilgisayarımdaki dosyaları ona aktarmaktı tüm ama tüm meselem. ama sen naaptın? hı? sen naaptın lanet olası. bana bozuk usb'yi sattın , " bu ürün daha iyi performansa sahip hanfendiiğğğeee." diye. ben de sana güvendim ve bildiğim markadan almayıp hiç duymadığım bi markaya verdim paramı. sen de primini alacaksın he satış yaptığın için. senin ben taaaa... diyorum. bildiğinden şaşmayacaksın arkadaş! o kadar.
koşulsuz bağlanma sorunu oluşturan meslek. en iyisi olduğunu iddia etmek artık tek varoluş sebebindr.
Satış ahlakının bir numaralı ilkesi şudur: Alıcıya yarar sağlamayan bir satış, satıcıya zarar getirir.
zamanında yapmış olduğum meslek. birine birşeyler satmanın nekadar zor olduğu gerçeğini öğrenirsiniz ve öğrenilmesi gerek bir çok kural vardır. oldukça streslidir ve satış olan yerde mutlaka primde vardır. tüm dikkatini vermen gerekir. baya teferruatlı yani.
(bkz: tezgahtar)
iş bulamamış insanların son çare olarak gördüğü meslek, sirkülasyon çok olur.
geçmişten bu yana tezgahtar olarak bilinen, son zamanlarda ise modernizmin etkisiyle son halini alan meslek dalıdır.
bildiğin tezgahtar. yalnız ben bu işi yapan insanlara ciddi acımaya başladım. ben uzaktan hep kek bir iş olduğunu düşünmüştüm ancak part time satış danışmanı olarak çalışmaya başladım başlayalı anladım ne denli zor olduğunu. ve karşılığında alınan para da bir o kadar az. dünyanın en zor işi gerçekten anlamada sıkıntı yaşayan insanlarla iletişim kurmak, neyse ki ben güney amerikaya bilet parası denkleştirdikten sonra çıkacağım. allah satış danışmanı olarak çalıştırılıp, 3 kuruş verilen insanlara yardım etsin gerçekten.
anlaşıldığı kadarıyla günümüzde sırf orta seviyeli burjuvanın ve diğer sektör kölelerinin egosunu şişirmek için var olan satış kölesi.

herkes zaten bedenini biliyor, ürünler renklere çeşitlere ayrılıp rafa dizildikten sonra tezgahtarın müşteriyle ilgilenme amacı ona kendini güçlü hissettirmek ve bilinçsizce de olsa haline şükredip mutlu olmasını sağlamak.

avukat, doktor, mühendis, yönetici, hakim savcı hemşire muhasebeci vs... kim varsa kendi mesleğini modern kölelik olarak algılamaya başladığı bir zamanda alışverişe çıkmışsa bu insanların mesai durumlarını, müşteriye nasıl yaltaklandıklarını , 3 kuruş için 5 takla attıklarını görerek tatmin oluyor ve kendi sorunları hafifliyor bir nebze, depresyon tedavisi olarak alışveriş yapma nedeni de bu insanların.

3 saat önce toplantıda amirinden azar işiten bir konumdayken , bir avm nin kapısından girip ayakkabı mağazasına girdiğinde birisi yanaşıp ayakkabını giydirmeyi teklif ediyor. sana güçlü hissettiriyor, isterseniz yardımcı olayım diyor istemediğinde sinek gibi başından savıp kendini bir anda üstte hissediyosun. sonra bir de sözlüğe girip sızlanmalar vay efendim dibimden ayrılmadı, vay efendim her ürüne yakıştı deyip bana kakaladı. e napabilir ki siz alışveriş manyakları ve büyük markalar arasındaki sihirli çekim sürdükçe bu insan da aylık kotasını doldurmak için türlü şebeklikler yaparak geçinmek durumunda kalacak. yeri gelecek liseli ergen bebelerin sırf eğlence olsun diye okuldan kaçıp mağaza mağaza gezdiği ve hiçbir bok satın almadığı bir günde arkalarını toplayacak, yeri gelecek senin o gün başka bişeye moralin bozuk diye kendisine böcek gibi davranmana katlanacak.
aynısı garsonlar, komiler için de geçerli. orada muhtemelen öğrenci bir insan sana hizmet ediyor part time çalışıp sen de onun emrinde olmasının verdiği gazla mutlu oluyosun.

çünkü insanlar bu kadar acınacak halde evet, hepimiz mutlu olmak için birbirimizin kötü duruma düştüğünü görmeye muhtacız. en yakın arkadaş bile okulda ondan iyi not aldığında sana kinlenir içten içe; iş hayatında bir darbe yediğini veya bir şeylerden vazgeçip mütevazi bir aile hayatına çekildiğini duyan lise arkadaşınsa içten içe sevinir yıllar sonra. insanların görünmeyen hırs ve egoları kimi mesleklerin varoluş sebebidir işte. kapına gelen dilenciye bile bir iki bozukluk, kıyafet veya yemek verdiğinde aslında içten içe kendine yardım eder ne kadar iyi über süper bir insanım diye düşünürsün.
açık ve net köleliktir. asgari ücrete götünüzden kan alana kadar çalıştırırlar. fazladan çalıştığınız zamanı da saymazlar mesaiden. çok fazla çalıştırırsa en fazla 1 gün fazladan izin verirler. işe girerken mağaza 10'da kapaniyi yea derler eve 11.30'da gelirsiniz. genelde sürekliliği olmaz, taş çatlasın 1-2 yıl çalışıp çıkar insanlar. herkesin kaldıracağı bir iş değildir. ilk günde bırakanı gördüm sevgili sözlük. yalan yok yani.
4 yıl sürüne sürüne üniversite okuduktan sonra lise mezunuyla aynı paraya çalışılan meslek.

kapitalizm'in sonucu bunlar.
bu hayatta en son yapılacak mesleklerden bir tanesi. bütün gün ayakta dikildiğin yetmezmiş gibi ay sonunda eline üç kuruş para geçsin. wo ist adalet?
mal satacağım diye kur yapmadan 18 yıldır namusumnan yaptığım meslek. optik sektöründe satış danışmanıyım.
Hayatta en sevmediğim meslekler sıralamasında birinci olan lakin hakkıyla yapıldığında güzel sektörler de güzel paralar kazanılabileceğiniz mesleklerdendir.
bakın 7 senelik satış danışmanı olarak söylüyorum turkiye de yapılacak en son istir.adamı erken yaşta kanser eder.baskı stres hor görülme aşağılanma hepsini iliklerinize kadar hissedersiniz. bir orospu gelir sizi bir buçuk saat oyalar 1 ayakkabı alır gider.

asla bulaşmayın bu işe.
Deneyimli biri olarak söyleyebilirim ki dostlarımı satmayı pek severim.

Ehehehe. Şaka şaka. işim olmaz.

Efenim bu işte ince ses önemlidir. Sesi iyi kullan. Laflar da sağlam ise satış yüksek olur. Denendi ve onaylandı. Swh.

Tabi gıda sektöründeyim. Aman satış yapayım yoksa kovulurum derdim yok. Ha indirimli ürün şu bu şöyle böyle deyip boş geleni dolu göndermek vazifemdir.

(bkz: swh).
Gençken yapılması keyifli olan meslektir.
Öğrenciyken part time çalışmıştım. Avm'de tanımadığım hatun yoktu. iş çıkışı birlikte sinemaya falan giderdik.
Açıkçası lise stajını fabrikada, abazanların diyarında yaptıktan sonra satış danışmanlığını pek sevmiştim.
Fabrikada çalışan arkadaşım, bir gün gelip beni Avm de ziyaret etmişti. Ardından:
+ bende burada çalışmak istiyorum. Bıktım sanayide kırmançilerin arasında yaşamaktan... Falan demişti.
Tabi 30 yaşından sonra falan pek yapılacak bir meslek değil bence.
Tezgahtarın yeni adıdır. Sanki tezgahtar olmak kötü bişidir.
bakın bunların kadın olanı çok cilveli oluyorlar. özellikle mümessil falansa. derslerde kurslarda testesteronu manipüle ederek satış yaptırmayı mı öğretiyorlar napıyorlar. haa işe yaramıyor mu, yarıyor allahıma.
(bkz: müşteri temsilcisi)
Bi de sigorta ve navlun satanlar var. Geneli kadın olur ve mini etek giyerler. Sakın tuzaklarına düşmeyin. Vermezler asla.size ürün satıp prim alma peşindeler.