bugün

"sabah güneşi sidikliye akşam güneşi güzele vurur" diye devam eden gereksiz bir söz öbeğidir. kaldı ki güneş nasıl bulacak sidiklileri. (bkz: ne alaka)
türk toplumunda müzlümanlık ile birlikte yerleşmiş olan, sabah nmazında kalkma ve işe koyulma eylemi dışında yaşayan ve toplumca dışlanan kişileri yermek için söylenmiş bir sözdür. anadolu da özellik ile tarım ile uğraşan insanlar hali hazırda gün doğumu ile ayaklanırlar.
sabah olmuştur, gece yatağa işenmiştir, çocuksundur ama yine de gururuna yediremez bunu gizlemek istersin. ancak o an anne gelir odaya perdeyi açar. odaya süzülen güneş ışığıyla birlikte gene mi yatağa işedin diyerek gözüne vuran güneş ışığının etkisinden yararlanarak kıçına doğru terliği indirir.
bu hikayedeki ana fikir bu başlığı açıklamaktadır.
tamam şimdi bu sabah güneşinin sidikliye gelmesinin bir öyküsü var; yok efendim bu sidikli insan sabah kimse görmeden üstünü başını değiştirir imiş, işediği çarşafı hemen toplar imiş gibi. bu mantıklı diyelim. lakin bu akşam güneşinin güzele vurmasının hikayesi nedir? burdaki amaç nedir? hani sabah sidikliye vuruyor ise akşam da güzele mi vurur mantığı var acaba?

(bkz: merak ederim neden)
sidikli doğuya, güzel batıya bakıyo olabilir.
(bkz: ne sidikliyim ne güzel güneş beni niye öptü)