bugün

lucid rüya adına yapılması gereken eylemdir. Hatırlandığı sürece zevklidir.
sigmund freud'un henüz sekiz yaşındayken tutmaya başladığı günlüklerdir.
Rüyasini yönetebilecek oldugunu düsünenler icin gayet mantikli olan düsünce .
hakan bıçakçı'nın romanının ismine ilham kaynağı olmuş durum.

(bkz: rüya günlüğü)
on sene önce yazılan rüyalar bile okunur okunmaz şıp diye hatırlanır. öyle bir etkisi var bu tür bir günlüğün. fakat lucid dreaming için başlangıç hazırlık aşaması gibi bir şeydir bu olay.
vallahi de benim aklıma gelmişti. *
iyi tutalımda anlatana kadar unutuyoruz, rüya bana çok uzun geliyo görürken kimisi çok gerçekçi, sabah kalktığımda bi çoğunu yine hatırlayabiliyorum ancak resim karesi şeklinde oluyo bi de birisine anlatmaya kalkınca iyice boku çıkıyo 'bi deniz vardı eeee denize doğru gidiyodum eeee denize doğru gidiyodum ama aslında orası Nazilli'de ki bağ evimizmiş eeeee sende benim karımmışsın, bi siktir git amk göreceğin rüyayı da seni de...
lucid dreaming için yapılması önerilen eylemdir.
yılda üç beş rüya hatırlayan benim gibiler için gereksizdir.
benim aklımda olanı yazmışsınız, yıkıldım.
Daha önce neden aklıma gelmedi dedirtir. Cok iyi lan.
çok güzel bir fikir. 6 saniye süren rüyalar 1 saatmiş gibi oluyor ya. hayret bişey.
Saçma gelecek inanmayacaksınız ama gördüğüm rüyaları sonraki iki üç günde olacaklarla ilişkilendirebiliyorum. Ama bunlar genelde önemsiz şeyler oluyor.

Mesela rüyamda bir üst geçitten bir arkadaşımla geçerken, karşı taraftan babamın geldiğini ve sinirli olduğunu gördüm.

Iki gün sonra aöf sınavı vardı. Daha önce hiç muhitine uğramadığım bir okulda. Rüyamda gördüğüm arkadaşımla sınava girdim aynı okulda. Sonra durağa giderken ilk kez o üst geçiti kullandım ve rüyamdakiyle aynı olduğuna eminim. Durakta beklerken bir korna sesi duydum. Babam beni eve bıraktı. Arabada bi kaç kere kornaya bastığını neden dikkatli davranmıyorum diye biraz sinirli söylendi bana.
(bkz: durugörü)
Uyku sersemi yamuk yumuk yazılan, bazen hiçbir anlam ifade etmeyen günlüklerdir. Defter kalem yastığımın altında yatardım bir ara, uyanır uyanmaz yazayım hiç üstüne düşünme fırsatım olmasın diye. Beni şaşırtan gördüğüm olaylar değil de hislerimi tanımlayış şekillerim olurdu. Tiksinç bir şeyi betimlemişsem gerçekten müthiş tiksinirdim sonradan okurken, yoğunluğunu kaybetmezdi yani. Kafamdakileri olduğu gibi aktarmaya en çok yaklaştığım anlar olduğu için heyecan verirdi. Sonra tabii sınav stresi falan derken uyuduğuma şükretmeye başladım rüya falan lüks yani. Bıraktım işte öyle.
her zaman işe yarar. ancak rüyaların içeriğinden çok, görülme sıklığı daha önemli. o yüzden, rüyaların tarihlerini not etmek belki de daha pratik ve daha faydalı olacaktır. çünkü uzun süre rüya görmeyen insanın, bilimsel olarak uyku esnasında nefes tempolu zihin boşaltma işlemini yapmadığının ve bu nedenle de uyku düzeninde ve vücudun dinlenme evrelerinde ciddi sıkıntılar yaşadığının bir göstergesidir.

örneğin gece mesaisinden çıktınız, kahvaltınızı yaptınız ve sabah saat 10 sıralarında uyudunuz. gece tekrar uyuyabilmek için, uykunuzun ilk 1-2 saatlik diliminde uyandığınız takdirde hem sabahki hem de bir sonraki gece uykunuzda rüya görmeniz olanaksızdır. ancak sabahki uykunuzu devam ettirip öğle vakitlerindeki bölümüne geldiğinizde vücudunuz, gece yaşanan yorgunluğu tam olarak uyku esnasında atacağı için nefes tempolu zihin boşaltımı işlevine geçebilecektir. uykunun zaman - işlev döngüsünde temel yaşam organlarının haricindeki tüm organların ve sistemlerin minimum çalışma seviyesine indiğini, akabinde vücudun tüm sinirlerinde/hücrelerinde yenilenmenin gerçekleştiğini ve en son olarak uykunun finalinde beyin sinirlerinin/hücrelerinin yenilendiğini biliyoruz. eğer sabahki uyku tamamlanmamış olsaydı, o zaman gece yaşanan yorgunluğun sadece 1 - 2 saat dinlenme ile geçiştirildiğinden ve vücudun ihtiyacı olan yenilenmeyi tamamlayamadığından bahsedebilirdik. bu kısa uyku sonrası ile gece planlanan uyku arasında yaşanan zaman diliminde eğer insanı hem mental hem de fiziksel açıdan yoran unsurlar ile karşılaşılmaz ise vücut gece uykusunda nefes tempolu zihin boşaltma işlemini gerçekleştirmeyecektir.

çünkü bir önceki gece mesaisinden kalan yorgunluk, beyin sinirlerinde kalan uyarılar ve bilgiler, beynin çalışma sistemine kalıcı olarak zarar verir. bunu elektrik yüklü yanıcı bir maddenin zamanla içerik ve dış görünüş itibariyle bozulmasına benzetebiliriz.
Geri dönüp okumak için baya zevkli olay.

Geçen sene yapmaya çalışayım dedim ama Üşengeç biri olduğum için rüyayı değil ana fikri yazıp geçmişim. Ortaya çıkan sonuç bu;

görsel
Almam gereken mesajı alıp gerisini salmak acaba kaçıncı seviye?