bugün

boş ve yapacak birşeyi olmadığı zaman insanın aklına gelen, geçmişten kalan sliütlerin ne yaptığını merak etmek.
uzaktaki sevgili için sürekli akla gelen soru. bu soru akla geldikçe içinde ki aşkın, özlemin ateşi daha da büyür...
sevgiliden uzaktayken kafanızın içini kemiren ve ne kadar uzaklaştırmaya çalışsanızda gitmeyen düşünce.
(bkz: facebook)
(bkz: lambada)
beynimizi yiyen soru..eskisi yenisi platoniği her sevgili bu soruyu düşürür akla.o şimdi ne yapıyor? kimle beraber acaba? o da beni düşünüyor mudur? yoksa başkası mı var aklında? vs vs.bütün soruların başını çeken soru cümlesi.
uzakta olanın ve özlenenin hayatına dair insanı paranoyaklaştıran sorudur.

(bkz: ic ses diyaloglari/#2235325)
ve ne düşünüyor,
beni mi?
yoksa
ne bileyim
fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi?
yahut, insanların çoğunun
neden böyle bedbaht olduğunu mu?
o şimdi ne düşünüyor,
şu anda, şimdi, şimdi?..

nazım hikmet ran
nazım usta' nın "saat 4 yoksun" diye başlayan meşhur şiiri...
(bkz: o şimdi asker)

o şimdi kara vuran bir şehirde şafak sayıyor. akdeniz ikliminden uzak. sevdiklerinden uzak. hayatı tanıyor, sabrı tanıyor. aşkını özlüyor. saylı gün bitecek elbet. aşkına kavuşacak, aşkı bekliyor onu büyük bir özlemle. tellerine dokunsun diye. beraber bir melodiye akmak üzere. aşkı bekliyor onu. ve biri daha bekliyor her zaman beklediği gibi.
(bkz: aşık olunca yapılan salaklıklar)
uzaklarda olan birini düşünürken sürekli aklı kurcalayan sorudur.
düşünerek, varsayımlarla cevabı bulunamaz.
geçmiş ve güzel olan yılbaşıları hatırlayıp, saplığa yakılan ağıttır.
(bkz: bu sene de abaza gezelim)
insanın içine kurt düşüren düşüncedir. * *
yılbaşı gibi insanların eğlencenin dibine vurduğu bir gecede bile insanı alıp götüren, gözleri buhulandıran soru...

muhtemelen eğleniyor... elinde bir bardak bira, belki de bir kadeh şarap. çakırkeyf biraz. hafif bir gülümseme var yüzünde. çok mutlu. ben mi ? ben aklından bile geçmiyorum. ama birileri var belki de aklında; hatta o birileri belki şu anda kollarının arasında. ve o çok mutlu... galiba önemli olan da bu...
muhtemelen evdedir ve yaptığı hatalarına ağlıyordur. eğlendiğini hiç sanmıyorum, çünkü mutlu değildir.mutlu olmak için sevmek ve emek vermek gerekir ama verdiğin emeği de elinde tutmasını bilmek gerekir.o şimdi ne mi yapıyor;"her yeni yıla birlikte girme hevesiyle edilmiş yeminler geçen yılda kaldı,ve ben artık yalnızım" cümlesini kısa aralıklarla kendi kendine tekrarlıyordur...
ne hali varsa görsün ya.
kesin oturmuş kaybettiklerine yanıyordur. (bkz: toplumsal mesaj kaygısına son)
dünyanın en lanet sorusudur.

insan, annesi için bile düşünmez bunu çoğu zaman. "annem şimdi ne yapıyor" demez istisnalar dışında. ama 'o', onlar...

--spoiler--
tanrıdan dilediğim tek dua aynı anda senin de beni düşünüyor olman..
--spoiler--

benim gibi mi şimdi? terk edip gittikten sonra hiçbir şeyimin eskisi gibi olmayacağının farkında mı? içilen suyun bile eski tadını vermeyeceğinin, artık hiçbir şeyin beni üzemeyeceğinin farkında mı?

hayır! kocaman bir hayır?

bunları düşünebilecek insan gider miydi? evet o da bana gitmek için gelmişti...

o şimdi ne yapıyor aceba? bütün olup bitenlerden habersiz, onun için ölen birinin varlığından habersiz, yeni sevdiceğine "ne güzel hismiş bu" diye mesaj mı atıyor yoksa?

benim dokunmaya kıyamadığım dudakları bir başkasını mı öpüyor şehvetle? içimi titreten adını, başkaları meze mi yapıyor masalarına?

artık önemli değil ne yaptığı, bizimkisi anılara saygı sadece, sahibine bile değil!
insanin beynini kemiren bir soru.
--spoiler--
korktum aramaktan, başkası çıkar diye.
hep tanrıya sordum "sen iyi misin ?" diye.
--spoiler--
bilmiyorum hangisi daha zor... bu belirsizlik mi beni yiyip bitiren; o umutsuz umut mu ? şu anda başka bir adamın kollarının arasında olduğunu bilsem daha mı kolay olurdu her şey ?

"o şimdi ne yapıyor ?"

öyle bir sorudur ki bu. sormak da hüzünlendirir; cevaplamak da...
"o şimdi sevişiyor.
terimi üstünden henüz atmışken başka bir tenle yıkanıyor.

o şimdi bir yabancı elden el düşmandan daha korkutucu.

o şimdi beni asla düşünmüyor
ben şimdi ona yazıyorum adını anmadan
üzerime başka bir beden giymeden
sevgisi içime dövülmüş çıkmıyor

adı gibi şekil değiştirmiyor

demirim dövülmüyor.

o şimdi bir şarkı söylüyor içinde ben yokum

içinde başka kadınlar nöbet tutuyor !... "
"Gitme!" diyememenin pişmanlığıyla akla gelen düşünce.
23 Eylül 1945
O simdi ne yapıyor
su anda, simdi, simdi?
Evde mi, sokakta mı,
calısıyor mu, uzanmıs mı, ayakta mı?
Kolunu kaldırmıs olabilir,
hey gülüm,
beyaz, kalın bilegini nasıl da cırcıplak eder bu hareketi!..

O simdi ne yapıyor,
su anda, simdi, simdi?

Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
oksuyor.
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,
her kara günümde onu bana tıpıs tıpıs getiren
sevgili, canımın ici ayaklar!..
Ve ne düşünüyor
beni mi?
Yoksa
ne bileyim
fasulyenın neden bir türlü pismedigini mi?
Yahut, insanların cogunun
neden böyle bedbaht oldugunu mu?

O simdi ne düsünüyor,
su anda, simdi, simdi?...

NAZIM HiKMET RAN