bugün

bir laf işittim demin
'ben' demiş birisi
eli göğsünde, kendinden emin
'nazım gibi yazarım'

kendini bilmez serseri
sadece yazmış sanıyor nazım'ı
elinde hayali şiir rehberi
temizliyor hırıltılı boğazını

karlı kayından giriyor lafa
tekliyor daha gelmeden, sarı sıcak eve
haydi teklediği bir tarafa
karlı kayın nedir, daha onu bilmiyor deve

gülsem mi, ağlasam mı, kızsam mı
birkaç velet, diline dolamış nazım'ı
bilmem ki, bu oyunu bozsam mı
yoksa açsam mı, şu bayramlık ağzımı?

(anlayana)
zeka ister, bilgi ister, yetenek ister, görgü ister, edep ister. en büyük edebi başarısı uludağ sözlük yazarlığı olan iki üç gözlüklü şirinin yapacağı iş değildir.
Nâzım Hikmet kadar şiir yazabildiğiniz zaman ciddiye alacağım rehberdir. Aynı zamanda Necip Fazıl, Mehmet Akif, Ahmet Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Ahmet Haşim gibi. O zamana kadar bir susun Allah aşkına. Allah kocakarı gibi çene vermiş, bir dirhem akıl katmamış mı yanına arkadaş?
önce düşünmesini bileceksin. üç kuruşluk beyninle ideolojisine katılmasan bile büyük değerleri geyik mezesi yapmamayı bileceksin. eleştiri, espri ve hakaret arasındaki farkları bileceksin.
sonra inandığın şeyler uğruna yurdundan uzak kalmayı, sevdiğini bir daha görememeyi,ölümü, işkenceleri göze alacaksın.
muhalif olacaksın özgürlüğe karşı olan herkese.
yaptığın her eylemi tarihin yargılayacağını bileceksin.
onlara inat yaşayacaksın bir gün daha...

götün yer de bunları yaparsan ey sözlük yazarı. iyi bir insan olabilirsin belki ama asla nazım gibi bir şair olamazsın.
yazanların bir gün çapına, aklına, boyuna bakmadan "dostoyevski tarzı roman yazma rehberi" yazacaklarından korktuğum rehber.
bazı cühelanın nazım hikmet'in şiir sanatını savunmak için necip fazıl kısakürek'e saldırdığı ortam. bizde en güzel savunma budur, karşıt görüşe söv yeter! oysa başlığı açan arkadaş sürekli şiir örnekleri veriyor ve onlar anca necip fazıl'a laf atıyorlar. nazım hikmet'in şiirlerini pek bilmem, ama japon balıkçısı ve kız çocuğu şiirlerini okuyanlar (necip fazıl'a laf sokanların okuduğunu da sanmam) nazım hikmet'in şairliğinin en azından o kadar da basit olmadığını bilirler.

haa necip fazıl'ın şiirlerini tartışma cesaretini ise hiç gösterme derim, sadece git aç ve nazım hikmet'in necip fazıl'ın şiir sanatı hakkında neler söylediğini oku! oku! oku!

okusan böyle basitçe saldırmazdın necip fazıl'a! çile'yi oku demiyorum, çünkü anlamazsın kusura bakma da.
nazım hikmet gibi şiir yazmak için onun gibi sevmeli bir kadını, onun kadar kah hapiste kah sürgünde kalmalı, memleket hasretiyle yanmalı ki, o memleketin sokakları geceleri aydınlanır evlerin arka bahçelerinde yanan kitaplarıyla, devrimin kızıllığını taşımalı yüreğinde, yaşarken olmadıysa en azından ölümünde istemeli anadoludan bir mezar yeri kadar toprak, mavi gözlü dev kadar bu vatanı bu halkı sevmeyenlere peşkeş çekilen anadolu toprağından hani ağaların, beylerin etinden sütünden faydalanıp birde halkını sömürdüğü topraklardan, bunları anlarsa insan önce saygı duyar ustaya onun gibi yazmaya çalışmaz, anlamayan da küfredip geçer nazım'a ama içinden sesini yükseltemez çünkü kulaklar duyar, duyarda kabul etmez faşist bile olsan kabul etmez.
nazım hikmet'in iyi bir şair olmasında iki neden vardır. en önemlisi bir komünist olmasıdır. elbette kimse bu şairi beğendi diye komünist olacak diye bir kural yok ama şairin dünya görüşü ve onun için bedel ödemesi kendisini büyük şair sıfatına sokmaktadır. diğer yandan, şairin dünya görüşünden etkilenerek oluşturduğu şiir tarzı olan toplumcu gerçekçiliğin aslında çok zor olmayan ve çok yalın bir tür olmasıdır. yani herkesin, haksızlıklara karşı çıkan ya da şiir yazmak isteyen ve kelimelerle oynamayı seven herkesin yazabilecek kadar yalın şiirler olmasıdır. yani öyle tekniği çok yüksek, çok büyük yetenek isteyen ama donuk ve rezil bir şiir türüne sahip olmamasıdır. biraz şiir yazmayı bilen bir kişi nazım gibi yazabilir, hatta onun gibi hissettirebilir. nazım'ı nazım yapan şey işte bu yalınlıktır. nazım'ın şiirleri bu kadar yalın olmasa, bu kadar halkın içinden çıkmış gibi durmasa inanın nazım diye bir şair olmazdı.
kendilerini nazım hikmetle dalga geçebilecek statüde gören kıçımın kenarlarının rehberidir.

edit: sen ve senin gibiler hep kıçımın kenarı olarak kalacaksınız.

edit 2: hala öylesiniz.
memet fuat ile mektuplarında, şiirlerini nasıl kafiyeli hale getirebileeğini 14 yaşındaki oğluna anlatmıştır. açın yavrucaklar okuyun, zorlarsanız anlarsınız.
sol memenin altında,
kararmayan bir cevahir gerekir... *
modernist ve post-modernist yazılar birkaç yüzlü yazılır. basit okur sıkılmasın diye, basit bir önyüz. kompleksi çözebilecek entelektüel okur içinse sembollerden, göndermelerden, karmaşadan, ders çıkarma, sorgulama ve yargılamalardan oluşan geniş bir kaos hazırdır. ha tabi basit okur mertebesinde takılagelmiş basit insanın ve en azından ayda 2 ya da 3 kitap okuyabilen insanın farkı şiirlerden yaptığı çıkarımlarla meydana çıkar. bu konuda bir ayraçtır nazım hikmet şiirleri. sadece propaganda, arabesk söz olarak da değerlendiren olur. aslını anlayan da.
en nihayetinde rulo yapılması gereken rehberdir.

"böyle rehber olmaz" diyenlerin derdi ölüye hakaret edilmesi, solculuk falan değildir, azıcık edebiyatın eli yüzü hürmetinedir, andavallık, lumpenlik bari oraya sıçramasın diyedir. horoz siki kadar akılla eşek siki kadar şeylere girişilmesin diyedir.

konuş ustam, ben sahneden çekiliyorum:

"onlar ki toprakta karınca, suda balık,
havada kuş kadar çokturlar;
korkak, cesur, hakim ve çocukturlar
kahreden ve yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır. .."
anadolu rock cem yılmaz espirileri ile karıştırılmaması gerekendir. benim onlarca şiirim var ve arkadaşımın yüzlerce şiiri var, bir çok şairi okumuşumdur, cemal safi, cemal süreya, fuzuli, edip cansever, necip fazıl.. uzar bu liste. bu işten biraz anlarım yani şiirden falan ve sizi temin ederim nazım gibi yazabilen bir başka şair yoktur türk edebiyatında. ve nazım' ın hemen her şiirini ezbere bilen biri olarak, nazım' ın çok belirgin bir tarzı olmadığını da söylemeliyim.
siz kimsiniz ki 3 tane kıçı kırık cümlenizle, berbat bi mecrada dünyanın en büyük şairini aşağılamaya çalışıyosunuz?

ayrıca klavye arkasından atıp tutmaya benzemez nazım hikmet olabilmek. yürek, bir o kadar zeka, bilgi...ister. kaldı ki taklit edebilmek bile üstün bir yeteneğe sahip olmayı gerektirir. bırakın onun gibi şiir yazabilmeyi, tek cümlesini taklit edebilmek bile üstün vasıflara sahip olmayı gerektirir.

hanginiz şu dizeleri yazıp 12 yıl vatan haini suçlamasıyla hapishanede yatabilirsiniz?

Vatan çiftliklerinizse,

kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,

vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,

vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,

fabrikalarında al kanımızı içmekse vatan,

vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,

vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,

ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,

vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,

vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim.

Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:

Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

nazım hikmet.