bugün

haftanin 6 gunu mesaili calismaya basladiginda ilk hissettigin duygu.
teneffüsleri, tedirgin ve acele giyinilen beden derslerini, sıyırmış felsefe ve sosyoloji hocalarını, spor ayakkabılarla, jöleli saçlarla, yakası açık gömlekle,gevşek bırakılmış kravatla arası bozuk müdür ve müdür yardımcılarını, kantinci abileri, hizmetli ablaları, yirmidört saat muhabbet edebileceğin arkadaşları, edebilemeyeceklerini bile zaman geçince özler oluyo insan. anlıyorsun ki şimdi yanında onlar kadar gerçek insanlar yok çünkü. ama böyle güzel anılara sahip olmak ta güzel...
biraz uludağ sözlükte takılarak hasretini giderebileceğiniz duygudur.
okulun yakınındaki cafede otururken okuldan bir alt sınıfların arkadaşlarıyla içeri doluşması anında hissedilen durumdur.
Liseyi değil de lise arkadaşlarını özlemektir esasen.
hayata dair yaşadığın 'ilk'lerin hemen hemen hepsinin lise zamanlarına denk gelmesidir insanın özlem duymasını sağlayan aslında.bi kızı ilk defa öpüşün, ilk defa dost kelimesinin anlamını dolduran insanları tanıyışın, hayata dair ilk heyecanların,-okulu eve uzak olanlar için- ilk defa kendi başına yollara koyuluşun, anlattığında çok güldüğün saçma salak hikayelerin beslendiği zamandır lise.okuldan kaçıp internet cafe haricinde gittiğin ilk yerlerdir lise.bir birey olmayı öğrendiğin, karakterini oluşturan yerdir.kardeş olmak için aynı anadan doğmak gerekmediğini öğrendiğin yerdir lise.fütursuzca hayal kurabildiğin, hayal kırıklığına uğrasan bile hayal kurma mekanizmasının şu an olmadığı kadar hızlı çalıştığı yerdir lise.

lise yıllığıma baktığımda o anlara geri dönüyorum resmen.ama elimde bir zaman makinesi olsa asla o günlere dönmezdim.çünkü olabilecek en mükemmel şekilde yaşandığı için bir daha o anları yaşamak aynı etkiyi göstermicektir bilirim.
şükür ki geniş bir arkadaş çevrem var. çoğu imam hatipten arkadaşlarım. bu sözlükte buna burun kıvıracak dolu insan var. ancak imam hatip okuyanınız varsa bilirsiniz oranın arkadaşlığı daha bir samimi olur. ya da ne bileyim sadece bizim okul da öyle olmuştur belki. ama genelde gördüğüm bu benim. geneli de on numara insanlar canımı emanet ederim o derece. o 4 seneyi bir daha oku deseler okumazsam ne olayım. alt devreyi ezme durumu olmaz buralarda hatta aksine sahip çıkma durumu olur. ha bazıları akıllı durmazsa o başka mesele tabi. birbirimiz için ettiğimiz kavgalar gözümün önünde durur. ergendik falan filan da mutluyduk be sözlük. hele sınıflar arası maçlar falan sanırsın milli takım da oynuyoruz o derece önemli o maçlar. ders araları tuvalette sigaradan çekilen iki fırt nasıl bir mutluluktur öyle. bokun içinde içersin ama şimdi içtiğim sigaraların hiç birinden o iki fırtın yarı zevkini alamıyorum. hocalara yakalanma korkusuyla beraber kuralları çiğnemenin verdiği o mutluluk, anarşist ruhunu ortaya çıkarır adamın. ders de gizli gizli sıra altında sevdiceğinle mesajlaşırsın. işte der sana bugün çıkamam şu gün çıkarım falan. tabi o zaman watsapp yok. varsa da bizim haberimiz yok. kalp falan da yollayamıyorsun <3 var onu yolluyoruz bizde. sınıflar falan da kız erkek ayrı, binalar bir ancak girişler farklı sadece merdivenden yukarı çıkarken ya da inerken görebiliyorsun. o da aynı merdiven değil. ulan görür müyüm diye volta atarsın oralarda ama görürsen de kızarsın çok dolanma ortada falan diye. böyle de yobazım. bir keresinde ayağımı kırıyordum nerdeyse. gördüm bunu, dedim ulan allah sız çok güzel be ve gelişine duvara bir tekme. gram acı hissetmedim ilk baş. sonradan acıdı tabi duvara tekme attım duvara. duvar. abazalıktan falan da değil. o günlerden bu yana 5 sene falan geçti üniversiteye geldim hala onu bekliyorum. okuduğum bölümü yazarken de onunla ortak karar vererek bu bölümü yazmıştım. şimdi okuyorum ama niye okuyorum hiç bir fikrim yok. ve ya ne amaçla okuyorum. çünkü o yok artık. tamam belli bir yaşa geldim artık hayatın gerçeklerini göz önünde bulundurmam gerekir bunları çok iyi biliyorum. fakat böyle gerçekleri kabullenmek zor oluyor. hele onca senenin üzerine sana gelip artık başkasını sevdiğini söylüyor ya ha şu boğazın oralarda bir yere oturuyor. liseyi konya da okudum şu an istanbuldayım. normalde konya gibi içine daha çok kapanık bir yerden istanbul a gelince ortalığı dağıtmam gerekir. ancak içine çekmiyor ortamlar beni. hiçbirimiz brad pitt değiliz olan varsa allah sahibine bağışlasın da ortalama bir tipim var işte. istesem girebilirim bu ortamlara da gram çekmiyor yav. kuzenim özel bir üniversite de okuyor arkadaşlarıyla falan tanıştım işte kuzen dedi istersen yapalım arayı. güzel kızlarda var içlerinde ama ne bileyim o beni beklemese de benim onu beklemem gerekiyormuş gibi. sanki bunu yapmazsam kendimi karaktersiz şerefsiz biri gibi hissedecekmişim gibi. neyse kalkıp bir sigara yakayım.
kişinin lise yıllarının özlemesi.

en genel manada "bir şey" bu bir duyguda olabilir, bir madde de olabilir, belki bir hal.. ancak insanın elinden gittiği zaman değeri, kıymeti, güzelliği anlaşılır. en güzeli zamanında kıymet bilip ona göre tavır takınmaktır. ama oda bir nimettir merak etmeyin. öyle olmasaydı özlem, hasret gibi duygular olmazdı. yaşananlara birde bu gözle bakın.
Daha 3 gün önce mezun olmama rağmen yaşadığım durumdur.
Muhtemelen hiç yaşamayacağımdır evsiz şarapçı falan olursam belki.
daha çok ilk aşkları, ilk aşk olma potansiyeli olan zamanları özlemektir. özellikle çekingen yurdum genci aradan zaman geçtikçe lisedeki "keşke"leri hatırladıkça rahatsız olur ama yine de o günleri yad edemeden duramaz.
kıymetinin bilinmesi gerekiyor o zamanların. sonrası çok boktan çünkü.
Lisedeki aşk duygusunu özlüyorum en çok. Bambaşkaymış.
Arada oluyor böyle hatta lise arkadaşlarıyla sohbet ederken bu his daha bir depreşiyor, insanın Zamanı geriye alası geliyor.
yapmacık insanlar, çıkarcı hocalar. hiç özlenecek gibi değil.
Fazlasıyla özlüyorum. Liseden 5-6 arkadaşımla hala görüşüyorum ancak o zamanların tadı başkaydı. Hele ki üniversitede sınıfımdaki malları görünce bu özlem iki katına çıkıyor. Zamanı geri alma şansım olsaydı bir dakika bile düşünmezdim.
lisede özleyeceğim herkes şu an hayatımda aktif rol aldıkları için çokta özlemediğimi belirtmek isterim. zaten 9 sene olmuş mezun olalı. bu saatten sonra özlesek noooolur?
Koridorda halay cekmek baya iyiydi simdi is yerinde gelde halay cek. Olmuyor olmuyor bu kaliplar bize uymuyor * neyse allahtan birileri habire evleniyorda * bizde rahat rahat halay çekebiliyoruz. Cok degisik bi ozlem cesidi oldu ama o kafa cok baska kafalardi:)
yok daha atlatamadım.

bakam özletcek mi..
Zaman zaman bana da olmuyor değil.

Lisede yaptığımız saçmalıklar ota boka surat asıp göz deviren belli grup dışındaki kimseye batmazdi. Mezun olduk belli bir yaşa geldik ve bingo. Ciddi olmak zorundayız, ağır başlı, güçlü durmaliyiz ki sözümüz dinlensin. Şimdi sadece rol kesiyoruz. En çocuksu yerlerimize kimimiz birilerini koyup gosterebilirken kimimiz koreltip maziye gömüyor. Kimi ise hiç farkedememis.

Edit: ben ne ara en üst sıraya çıktım aq? Hainler silip silip gitmiş. Allah ıslah etsin peh.
Arada bir.
Genelde olan his. Üniversite yarak gibi. insanlarda eğlence ruhu yok. Lisede böyle değildi ortam çok fenaydı.
12 haziran 2005 den beri özlüyorum ben.
hatta 2 yıllık lise hayatına 4 yıllık üniversite hayatımı değiştiririm bile. 2 yıla 4 yıl.
çok seviyordum lise yıllarımi. yıl olmuş 2016 hala özlüyorum ben.
1 simiti 4 arkadaş paylaştık lisede nasıl özlemeyim lise yıllarımi.
daha yeni mezun oldum lan 1 durun.
Arkadaşlarla yaptığımız saçmalıkları özlüyoruz aslında.
özlediğinle kalmaktır. eski günlerin geriye gelmeyeceğini bilmek yıkar adamı.