bugün

ali çatalbaş'ın yazmış olduğu gibi sahnelemekte de olduğu tek kişilik oyunudur.

KÖTÜ ÇOCUK, gecekondu mahallesinde doğan bir çocuğun büyüme serüvenini anlatır. Cinselliği ile ilgili bir sorunla karşılaşan kahramanımız terapiste başvurur ama kısa zamanda ondan nefret eder. Terapi sürecini kendi kendine tamamlayıp doktorunu ofsayıta düşürmeyi umarak geçmişini sorgulamaya başlar. Çok geçmeden çocukluk ve ilk gençlik yıllarındaki deneyimlerinin o kadar da parlak olmadığı anlaşılır...*
oya bora'nın insanı düşündüren anlam yuklu şarkısı.

gecelerim uykusuz uyanir solgun sabahlara
karanliktan korkmam hic, dostumdur

nadir uykularimda icimi acitan biri
sanki gercekmis gibi sarar beni
gozlerindeki huzun yuzlerce, binlerce
yakar, oldurur beni

uyumak mi, uyanmak mi,
bilemem, oynarim olumle

cocukken bebeklerim olmadi, ne de bisikletim
gelecek icin renkli duslerim

hep uzak oldu bana sevincli zamanlar
bayramlari sevmem, hic yasamadim
kirazli sapkalardan hep uzaktim,
yabanciydim gulen insanlara

sokaklar, kediler dostumdur
ve sahipsiz kopekler...
sarki soylerler bana, gecenin issizliginda
bilirim ne acikli, ne yalniz onlar da...

gozlerindeki huzun yuzlerce, binlerce,
yakar oldurur beni

ne olur uyandir beni, her sey bir kabustu de
hepsi kou bir ruyaydi, uyandin artik de

gozlerindeki huzun yuzlerce, binlerce, yakar oldurur beni
uyumak mi, uyanmak mi,
bilemem, oynarim olumle.
*
http://galeri.uludagsozluk.com/g/kötü-çocuk/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/kötü-çocuk/
yine güldürmüştür.

http://www.youtube.com/watch?v=MrkfsAPS3p4
(bkz: Wattpad) den çıkan ve çokça satan bir kitap olması dikkat çekiyor yazarı (bkz: Büşra Küçük) tür
lafı evirip çevirmeye gerek yok. kezban kitabıdır. okumayın ve okutmayın. ahmet batman okuyun daha iyi yeminlen.
Wattpaddeki diğer ergen kitaplarından farkı olmayan saçma sapan bir kitaptır. Bence büşra küçük bile bu kadar okunmasına şaşırmıştır.
her kızın elinde gördüğümde sövdüğüm kitaptır.
sözlük,

konak'ta bir kitabevinde çalışıyorum. hal böyle olunca gündemdeki birçok kitapla da iç içeyim. şimdi bana soracak olursanız şu sıralar hangi kitaplar soruluyor, satılıyor diye; ilk başta bu kitabın ismini veririm. bu aptal kitabın ismini ilk olarak mayıs aylarında, çalıştığımız kitap firmasının web sitesinin "yeni çıkan kitaplar" kısmında görmüştüm. çok değil 1 hafta sonra da elimize geçti zaten.ilk baskısının 50,000 olduğunu görünce merak ettim neymiş la bu ''kötü çocuk'' bi bakayım dedim içeriğine. sonra biraz da google'de tarattım, taratmaz olaydım. elim ayağım titredi, dizlerim boşaldı. ergen ruhlu bir yazarın resmen saçmalıkları. isminden zaten belliydi ne olduğu. neyse, yazarımsının sosyal medya hesaplarına bakınca karnıma ağrılar girmeye başladı. kitabın kapağındaki tanıtım şöyleydi ;

--spoiler--
kayla, on yedi yaşına girdiğinde, ilk kez gördüğü babasıyla, yabancı bir şehre taşınır. bu yeni şehirde yaşadığı zorluklar karşısında, hiç beklemediği bir çocuk hep yanında olur. meriç, etrafına ördüğü sağlam duvarlar arasında yaşayan, yalnızlığı seçmiş bir çocuktur. kayla ilk kez bir erkeğe güvenir. meriç'in sırlarla dolu hayatı onu düştüğü karanlığın derinliklerinden yukarıya çekerken, yanlışlar doğru gözükür. ta ki kayla, isminin anlamına yakışır bir şekilde yaşamadığını fark edinceye dek…

güvendeydim! güvende olduğuma inanamıyordum ama güvendeydim işte. bu kolların arasında kimsenin bana zarar veremeyeceğini biliyordum. sigaranın gömleğine sinen yoğun kokusunu alırken, hızla uzaklaşan ayak seslerini duydum. sonunda sadece fırtınanın sesi duyulmaya başladığında, belimdeki eller dirseklerimi tuttu. beni kendinden uzaklaştıracağını anlayıp ona sıkıca sarıldım ve tutmakta olduğum gözyaşlarımı serbest bıraktım. hamlem işe yaradı. dirseklerimden vazgeçip, ellerini tekrar belime doladı. "korkma artık. iyisin," diye fısıldadı bir süre sonra. beni rahatlamak ister gibiydi. korkmuyordum. ona neden güvendiğimi bilmiyordum ama onun yanında korkmuyordum.
--spoiler--

artık gözlerim dünyayı pembe görmeye başlamıştı. sophokles'ten don kişot'a gelen, don kişot'ta artık modern anlamda bir edebiyat var diyebileceğimiz yolun geldiği noktayı eskiler görse ne derdi acaba? ne edebi zevkim, ne insani nefsim, ne cuzi iradem ne suni teneffüsüm... aklıma gelen bütün kavramlar bu saçma sapan ergen kişisinin 500 küsür sayfa sıçmıkladığı kitabı algılayamıyor. dünya böyle bir yer mi lan harbiden? kötü çocuk... gülmemek için yanaklarımı ısırıyorum sözlük. sinirden gülmemek için tabii. kötü çocuklar dolaşıyor zihnimde. düşünüyorum şimdi, türk edebiyatının genel çizgisini sabahattin ali, oğuz atay, ahmet hamdi tanpınar, yusuf atılgan okuduğum kadarıyla bu yazarlar dönemlerinin ruhlarından günümüze selam çakmış kişiler. tabii, bu yazarımsı ergenin bunlarla boy ölçüşmesini bırakın, aynı cümleye girmesi bile büyük bir mükafaat iken ergenimiz çıkıp edebiyat alanından varlık gösterisi yapıyor. bir yazarın öykünmesi, ideali, olmaya çalışması vb. sayılan isimler gibi kişilerin hayratına olmayacaksai ne işi var bu mecrada demezler mi adama? edebiyat ne içindir, evet edebiyatın kötülükle ilintisi her zaman olmuştur da: kötü çocukla ilintisi... neyse neyse neyse... libidosunu büzdüklerim, temelden bombok boş geliyorlar böyle kitapları, karakterleri benimseyerek sonra vay efendim türkiye'de kitap okunma sayısı şöyle az böyle az. atv dizisi kıvamında kitap yazarımsılarına prim tanırsanız, gerek okuyucu gerek yayınevi olarak karşılığında ne bekliyorsunuz ''ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında'' diyen genç nesiller mi? bu ergenin büyükleri de var tabii... ahmet batman, sinan yağmur, elif gibi sevmek abisi... zincirleme isim tamlaması gibi türemeye de devam ediyorlar. kitlenin yaş sınırı değişse de zihin sınırı değişmiyor malesef.

tabii bunda, zamanın getirmiş olduğu sikimsonik bir durum da önemli rol oynuyor. artık sağda solda herkes nasıl kitap bastırırım minvalinde sayfalar, yorumlarla karşılaşmakta pek güçlük çekmiyor. kitap bastırmak, kitap yazmak... amacı neydi edebiyatın la?

buradan sosyal medyanın da ta ...(cinsiyetçi olmayan küfür bulamadım) hepsi ilişkili sıçıcam böyle işe ya. sizlere ricam var şurada: lütfen kullanmayın bu saçma salak uygulamaları, siteleri. iğrenç yazarımsıların, popülerliğin yeniden üretildiği mecralar. sen kim oluyorsun da böyle tavsiye veriyorsun, kendin uyguluyor musun ki diyecek olursanız
1-) köşeme sinerim
2-) evet kendim uyguluyorum
cevabını veririm.

hadi, kötü adama iyi geceler dileyin.
Senin benim onun yanlış yerde olduğumuzun kanıtı bu kitap aslında. Geçen d&r da rastladım bu kitaba. Daha önce duymuştum adını wattpad deymiş falan diye ama bu şekilde ciltlenmesine yani yayınevi tarafından bu kadar zahmete değer görülmesine (sert kapak ve iki kalın cilt, sanki dünya meselesi anlatılıyor) anlam veremedim. Ergen düşüncelerin hayal dünyası para ediyor artık demek, kitabın arka kapağını okuma gafletinde bulundum evet. Kitabın fiyatına, iki cilt olmasına ve bunu alacak zibilyon tane kızımıza bakılırsa bir sürü para kıracak yazarı.
az önce bulunduğum yerde rastladığım kitap arkasını okudum. Fena bişeye benziyo:d:d klasiklerin arasına katmak lazım bunu. *
Not:ilk 20 sayfası kafamı sikmeye yetmezse bitirince editliycem merak ettim içinde ne var.
Klasiklerin arasına sokmak hangi zekanın ürünü bilemiyorum. Yazık çok yazık.
abartılmış bir balondur. Ergenlerin ''vini vini'' diye kitabın geriye kalan 2 kitabının çıkmasını beklemesi ise çok yapmacık.. Ama asıl sorun ise güzel bir tiyatro oyunun önüne geçmesi.
kitabı okuduğunu öğrendiğiniz kişiyle anında iletişim kesilmelidir.
Ergenlerin okuyacağını bildikleri için yayınevleri ticaret amacıyla edebiyata ediyorlar. iğrenç bir kitap. insan kitap okumaya bu kitapla başlayacaksa hiç başlamasın. Kitap mı kalmadı? (bkz: )sabahattin ali okuyun
Ergenlerin okuyacağını bildikleri için yayınevleri ticaret amacıyla edebiyata ediyorlar. iğrenç bir kitap. insan kitap okumaya bu kitapla başlayacaksa hiç başlamasın. Kitap mı kalmadı? (bkz: sabahattin ali) okuyun.
Tek cümleyle:Tam bir ergen ve kezban kitabı.
Saçmalıklarla dolu kezban kitaplarından biri dahadır. Genç kız edebiyatı olarak kezbanlara kakalanan edebiyatla uzaktan yakından alakası olmayan daha türkçeyi doğru düzgün kullanamadan wattpaddan ergenliğini tescillemiş yazarların(?) rezil ötesi kitaplarından biri dahadır. Ülkede en çok satan kitaplardan oluşu, ikincisin basılması da edebiyatımız için utanç kaynağıdır.
Klişeleri ve aşırı ego sahibi karakterleriyle beni aldığıma pişman eden kitaptır. Üstelik bir de filmi çekilecekmiş. Yok artık dedim.
kitap hakkinda gram fikrim yok ama demin reklamini gordum. o kitabi alip okuyanin yurdunu yolunu yogurdunu sikeyim. evet.
zorlamayla dudağını ısıran bi kızın olduğu fragmana sahip film. müziği çok güzel dicektim ki alıntıymış. merak edenler için imagine dragons- ım so sorry.
kocaeli üniversitesi öğrencisi büşra küçük ün öğrenciyken yazmaya başladığı kitabın filmidir.
Youtube da denk gelmemle benim de bakma gafletine düştüğüm üfürükten hede.

Fragman göz kanatıcı. Tamamı katliam olur.
Pis çocuk ,kaka çocuk.