bugün

dünyaca ünlü pehlivanımızdır. ismi bir deprem kurtarma cihazına konulmuş fakat araç adına yakışır başarı gösterememiştir.
istanbul büyükşehir belediyesinin yeni aldığı itfaiye aracına verdiği isim.

http://www.ibb.gov.tr/tr-...rDetay.html?HaberId=22246
ustası pamuk osman ve diğer büyük pehlivanlar hakkında bilgi için:
http://www.edirneden.com/goster.php?id=239
acı kuvveti, 120 okkalık heybetli vücudu ve üstün tekniğiyle kısa sürede üne kavuşmuştur. avrupa'ya giderek minder güreşinin kurallarını öğrenmiştir. 1897 yılında paris'te yaptığı karşılaşmalarda avrupa'nın ünlü güreşçilerini yendi. bu gazla ardından abd'ye gitmiş ve başta "amerika şampiyonu" olmak üzere karşılaştığı bütün güreşçileri yenerek büyük bir başarı kazandı. ölümü ise "bourgogne" isimi transatlantik marifetiyle atlas okyanusu dolaylarında vuku bulmuştur. yıllardan 1898...
1857- 1898 yılları arasında yaşamış 1.88 boyunda ve 115 kg ağırlığındaki efsane güreşçi. hikayesi bir bakıma yıllar sonra efsane olacak olan ünlü rus güreşçi alexander karelin e benzer. ikiside orman da ağaç kesen insanlardı, çiftçiydiler. yurtdışına önceleri soğuk bakan pehlivan, hristiyanları yendikçe sevap kazanacaksın fetvası üzerine maçlara çıkar. avrupa da karşısına çıkanları tek tek devirince rakip bulamaz ve amerika ya gider, ilk karşılaştığı abd şampiyonu roeber i ezip şampiyon olur. kendisi dünyada sayılı büyük organizasyonların düzenlendiği new york madison square garden a çıkmış ilk türk tür.
gelen teklif üzerine bir kez daha diğer bir abd li şampiyon güreşçi jenkins ile karşılaşır. fazla uzatmaz müsabakayı ve onuda tuş eder. ondan sonra 3 müsabaka daha yapar ve hepsini kazanır. çok zengin bir amerikalı kadının evlenme teklifini ben damızlık değilim diyerek reddeder. güreşlerden kazandığı altınları kemerine yükler. transatlantik ile yola çıkar. ne yazık ki gemi batar. kesin olmamakla beraber kurtulma şansı varken ağır olması dolayısıyla filikalara alınmayarak vefat eder koca şampiyon.
kel aliço'nun 26 yıllık başpehlivanlığına son veren pehlivan. ben uzun süre bunu cüssesinden dolayı "koca" lakabını aldığını sanırdım. meğer iriliğinden değil de ahlakından dolayı bu lakabı almış. hemen "oha 1.88 boy ve 115 kg neresi küçük" demeyin. aynı dönem pehlivanlarından adalı halil ve kurtdereli mehmet pehlivan koca yusuftan daha iri pehlivanlarmış. ya da şöyle söyliyeyim; koca yusuf'un çırağı filiz nurullah 2.02 boyunda 150 kg ağırlığında imiş ve avrupa'da bazı güreşlere "insan üstü" diye alınmazmış.

kel aliço ile yaptığı güreşte yenişemeyipte hava kararınca zamanın otoriteleri güreşi durdurmak istemişler, kel aliço'da bağırmış;

--spoiler--
A be burası Kırkpınar'dır... Er meydanıdır buncağaz. Burada yenişene kadar güreş tutulur. Zift fıçıları, çıralar ne güne duruyor? Tutuşturun oncağazları... Pişmiş güreş bırakılır mı hiç? Bu kızancağıza yenilmek kaderimde varsa bırakın yensin beni... Hem ben artık bu er meydanlarından çekileceğim. Aliço'yu yenmek talihini bir daha bu Yusufcağız nerede bulacak?
--spoiler--
ayrıca bir erhan güleryüz şarkısıdır.

BiR YiĞiT KOPTU GELDi
ESTi GEÇTi TÜM MEYDANLARDAN
BiR YÜREK BiR DE KISPET
GÜRLEDi DELi ORMAN

KOCA YUSUF GELDi AĞALAR
SELAM DURDU BÜTÜN MEYDANLAR
YENiLMEZ BiR YiĞiTTi
PES ETTi SAVAŞANLAR

BURASI ER MEYDANI
BURALARDA KORKUYU SORMA
KOCA YUSUF GELiYOR
NARA ATTIP KENDiNi YORMA

NiCE PEHLiVANLARLA GÜREŞ TUTTU BÜTÜN DÜNYADA
POL PONS'U EZDi GEÇTi ŞAŞIRDI AVRUPA
OKYANUSLAR AŞIP TA GÜREŞ TUTTU BÜTÜN DÜNYADA
SELAM DURDU YiĞiTLER YENiLMEZ YUSUF'A

OKYANUS ALDI GiTTi
BiR YiĞiT BÖYLE BiTTi DOSTLAR
BiTMEDi HATIRASI ANLATIR ÇAYIRLAR

BiR YiĞiT VARDI DOSTLAR
ESTi GEÇTi MERT MEYDANLARDAN
BiR YÜREK, BiR DE KISPET
TiTREDi TÜM CiHAN
1856 yılında Şumnu, Bulgaristan'da doğdu. Dünyaca ünlü Deliormanlı Türk güreşçidir. Güreşin efsanevi isimlerinden olan Yusuf, 120 okkalık (144 kg) gövdesi, güreş becerisi, gücü ve sporcu ahlakı ile "Koca" lakabını almıştır. Ona "Koca" lakabı Filozof Rıza Tevfik tarafından sonradan verilmiştir.

Koca Yusuf dönemin ünlü pehlivanlarından Nasçıköylü Kel ismail Pehlivan'ın çırağı olarak çok ufak yaşta güreşe başladı. Uzun süre Kırkpınar başpehlivanlığını elinde bulunduran Kel Aliço ile güreşti. Adalı Halil'i iki kez ardarda yendi. Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murat ve Sultan II.Abdülhamit döneminde pek çok güreş yaptı.

1897'de Avrupa'ya gitti ve Paris'te minder güreşinin kurallarını öğrendi. Bu dönemde güreştiği ve döneminin önemli sporcuları olan Olsen, Pons, Fournier ve Sebes gibi isimlerin tamamını yendi. Avrupa'da büyük ün kazanınca Amerika Birleşik Devletleri'nden davet aldı ve oraya gitti. Orada da yaptığı bütün güreşleri kazandı. Yendiği güreşciler arasında ünlü Jenkins ve Amerika Şampiyonu unvanını taşıyan Robert de vardır.

Türkiye'ye dönmek üzere 21 Mayıs 1898'de Fransız bandıralı La Bourgogne transatlantiği ile yola çıkan Koca Yusuf, bindiği geminin 4 Temmuz sabahı New York'un kuzeydoğusundaki Sable Adası'nın 60 mil açıklarında irlanda bandıralı Crmartyshire şilebiyle çarpışıp batması sonucu tüm yolcular ve mürettebatla birlikte boğularak ölmüştür. Cesedi Atlantik Okyanusu'nda kaybolmuştur.
(bkz: colak mumin)
güreşmeye gittiği abd' den dönerken batan gemiden sağ kurtulup kurtarma filikalarına alınmayarak ölüme terk edilen bu gün bile güreşin gelmiş geçmiş en büyük pehlivanı sayılan pehlivanımızdır.
filikaya binmek isteyince kolları baltayla kesilmiştir. türk kadar güçlü sözünün ilham kaynağı olmuştur. hakkında söylenen eminim suyun içinde de sırtı yere gelmemiştir sözü her şeyi özetliyor.
Yusuf New York'tan 21 Mayıs 1898'de Fransız bandıralı da Bourgogne Transatlantiği'ne binerek yola çıkar. Ne var ki ecel onu okyanusta beklemektedir. Bindiği gemi sis yüzünden irlanda bandıralı Crmartyshire gemisiyle çarpışır. Geminin battığını gören Yusuf bir filikaya binmek üzere denize atlar. can telaşına düşen tayfalar ve yolcular Yusuf'un binmesiyle filikanın batacağından ürkerek onun filikaya binmesini engellerler. Yusufun mengene gibi kayığın kenarına yapışan elini kürek darbeleriyle sökemeyince balta ile bileklerini keserler. Bunun üzerine Yusuf 5 Haziran 1898'de boğularak ruhunu teslim eder.
hz hamza'dan sonra dünyanın bilinen en güçlü güreşçisi.
dünya tarihinin en güçlü güreşçisidir herhalde. hayatı boyunca hiçkimseye yenilmemiş (bir türke yenilmiş ama sanırım. şimdi adını hatırlamıyorum) karşısında ne amerikalı ne rus ne de başka birisi durabilmiş. pankreasçı, boksör, güreşçi, ülkelerinin şampiyonları, hiçbirisi yenememiş kendisini. hatta zorlayamamış bile. fransa'ya, belçika'ya, amerika'ya gitmiştir. hatta madison square garden'a çıkmış ve amerika şampiyonunu yenmiştir. bu galibiyetlerden çok para kazanmış ama dönüş yolunda bilnmeyen sebebeplerden ötürü ölmüş ve vatanına geri dönememiştir.
keşke gelişmiş bir sinemamız olsa da bu adamın ve tarihimizin diğer en önemli şahsiyetlerini dünyaya tanıtabilecek filmleri yapabilsek.

(bkz: the terrible turk)
1.87 lik boyu vardır 800 maçta hiç yenilmemiştir.
(bkz: korkunç türk)
Türkiye'ye dönmek üzere 21 Mayıs 1898'de bindiği La Bourgogne isimli transatlantiğin batması sonucu atlas okyanusu'nda boğularak can vermiş yiğit pehlivadır. rekorları altüst etmiş ve gelmiş geçmiş en güçlü pehlivan olarak nam salmıştır, benzeri ne gelmiş ne de gelecektir.

Kaza sonrasında filikalara binen diğer yolcularla birlikte kurtulmaya çalışan Koca Yusuf yanından geçen bir filikaya tutunur.ama tutunduğu filika ağırlığıyla beşik gibi sallandığından diğer yolcular onun koca gövdesinin sandalı devireceği korkusuna kapılıp kürek ve baltalarla ellerine vurmaya başlarlar. ellerini çekmeyeceği anlasılınca filikadakiler baltayla bileklerini keserler.

o dönemler Azor Adaları'nda yaşayan bir rahibin günlüğünde; Kaza sonrasında civar adalara vuran gemi yolculara ait 20 cesetten pek heybetli, belinde bir kuşak olan ve elleri kesilmiş olan bir cesetten de bahsedilir. dolayısyla karaya vuran cesedi adadaki kilisenin mezarlığına defnedilmiştir.

(bkz: korkunç türk)
karaya vuran cesedinin yüz üstü olduğu , azrailin bile sırtını yere getiremediği söylenir.
türk güreşininin yurt dışında temsil edildiği ilk güreş ona nasip olmuştur.
26 mart 1895 de folies bergeres salonunda fransız güreşçi dumont u bir dakikadan kısa sürede sırtüstü mindere sermiştir.
koca yusuf fransa da yaptığı on güreşi de eze eze kazanmış ve fransızların ünlü şampiyonu paul pons bir kerede yenilgiye doyamayınca tekrar yaptıkları güreşte bir kez daha çocukla oynar gibi oynayarak, dakikalar içinde mindere sermiştir.
5 mart 1898 de newyork madison square garden da amerikalı jenkins i, 4 nisan da philadelphia da john mccormick i, 3 mayıs ta rochester de edmond athenton u, 11 haziran da newyork ta yunanlı heraklides i, 20 haziran da chicago da amerikalı lewis i, 29 haziran da buffalo da amerikalı gallagher ı dakikalr içinde yenmiştir.
artık karşısına çıkaracak rakip bulamayan organizatörler yurduna dönmesine izin vermişlerdir.
3 yıldan fazla yurtdışında dünyanın en iyi sandığı güreşçileri perişan eden koca yusuf, fransız bandıralı la bourgogne transatlantiğinin 4 temmuz günü atlas okyanusunda aşırı sis nedeniyle irlanda bandıralı bir şileple çarpışıp batması sonucu boğularak ölmüş ve ardında bir mezar bile bırakamamıştır.
allah mekanını cennet etsin.
james joyce'un ulysses romanında sık sık atıf yaptığı le turc terrible... bunu bizim canavarlar "korkunç türk" diye korkunç bir biçimde çevirmiş ama, doğrusu şudur:

- müthiş türk!
koca yusuf'a amerika'da milyoner bir kadın aşık olmuştu. bu kuvvet ilahından çocuk sahibi olmak istiyordu. yusuf bunu işittiği zaman, “ben buraya damızlık gelmedim” diye kükredi.

satırlarını okuyunca ; vay be atalarıma bak,zamanında amerika kendini becertmek için koca koca yusuf'ları kovalamış bugün ise kıçımızda inmek için sigara molası bile vermemektedirler.
Yer yüzünün gelmiş geçmiş en büyük pehlivanı...

Avrupa'da, Amerika'da kendisine rakip diye gösterilenleri rezil rüsva etmiş, cihan pehlivanı olmuştur...

Yurda dönerken, bulunduğu gemi bir yük gemisiyle çarpışmış ve batmıştır: Koca Yusuf can havliyle bir filikaya yapışmış, ancak filikayı batıracak korkusuyla gâvurun teki eline geçirdiği kesici bir aletle Koca Yusuf'un eline vurmaya başlamış ve elini koparmıştır.

Koca Yusuf, kimilerine göre ölmüş, kimilerine göre öldürülmüştür. Gemilerin çarpışması kimilerine göre bir kaza, kimilerine göre de düzmeceden başka bir şey değildir.

Yıllar sonra bir Rus güreşçi onun için şu açıklamayı yapmış, yazmadan geçemeyeceğim:

"Yer yüzünde onu yenebilecek bir güreşçinin olduğuna inanmıyorum. Buna imkân yoktur. Hattâ Koca Yusuf'un Atlantik Okyanusu'nda sırtüstü değil, yüzükoyun yattığına yemin bile edebilirim!"

Not: Tesadüfen koca yusuf'un torunuyla tanıştım. onun da adı yusuf'tu ve dedesinin öldürüldüğüne inanıyordu.
efsanevi türk güreşçi. dünyanın en namlı pehlivanlarını yetiştiren deliorman yöresinde doğmuş ve yetişmiştir. bulgaristan'ın şumnu şehrinin karalar köyündeki akrabaları onun bir oturuşta bir kuzuyu yediğini ve kuzudan geriye birkaç kemikten başka birşey kalmadığını söylerler, bunun temelsiz bir iddia olmadığı aşikardır.
bulgaristan'ın deliorman yöresindeki türk köylerinde ezelden beri her köyde en az bir pehlivan yetiştirme adeti vardır. köyün en semiz, en güçlü çocuğu belirlenir ve bu çocuk tüm köyün desteğiyle beslenir, ama ne beslenme; manda sütünden yapılan yoğurtlar, kaz, oğlak, kuzu etleri, kavurmalar, pastırmalar ve daha birçok besleyici gıdayı halk kendi tüketemese de bu çocukları beslemek için hibe ederlerdi. bu tımar geleneği idi. deliorman yöresi coğrafi konumundan dolayı en fazla tımarlı sipahi ve akıncı yetiştiren yöreydi. bu yüzden akıncılar ve pehlivanlar diyarı olarak anılıyordu. koca yusuf'a bu gücü ve ruhu veren en önemli etmen de, doğup büyüdüğü deliormandır.
Tek kelime ile efsanedir.
deliormanlıdır ve türktür, deliorman'lı birine pomak demek cehaletten ziyade kötü niyetliliktir.
KAMUOYUNDA ''KOCA YUSUF'' ADIYLA BiLiNEN A400M TiPi NAKLiYE UÇAĞI NATO'YA ÜYE 6 AVRUPA ÜLKESiNiN ORTAK PROJESiDiR. TUSAŞ TESiSLERiNDE PROJENiN %8,5'i ÜSTLENiLMiŞTiR. YAKLAŞIK 500 TÜRK MÜHENDiSi ÇALIŞMAKTADIR.iKTiDAR DESTEKÇiLERi ''SiZ 17 ARALIK'I KONUŞURKEN BiZ KOCA YUSUF'U TESLiM ETTiK'' SAÇMALIKLARINA GiRMESiNLER.