bugün

Uludağ Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü Hocasıdır. Devletler Hukuku ana bilim dalında faaliyet gösterir.Profesyonelliği ile takdir toplamıştır. Avrupa Birliği ve Avrupa Topluluğu karşılaştırması üzerinde yıllarca durmuş, kavram kargaşalarının beyinlerimizde yaratılmasına ve çözülmesine katkıda bulunmuştur. Varlığı diğer hocalarla kıyaslandığında gereksiz değildir.
anayasa hukuku dersini dönem içinde aldığımız uludağ üniversitesi öğretim görevlisidir... uluslararası ilişkiler bölümü öğrencileri çok çekinirler kendisinden... dersinden dc ile geçenler bile oynar sevgi meydanında... evet beni de bırakmıştır... yaz okulundayım zira...
uğur yücele cok benzeyen umut kırtasiyeden not almayın diye ilk dersten tehdit eden yakında telif için dava acmasını beklediğimiz hocamız...
devletlerin ulusal hukukları arasında yaptığı kıyaslamaların ve verdiği örneklerin veya bazı güncel yada tarihsel olaylara yaptığı göndermelerin çoğu, her ne kadar hocanın ülkemizi sevmiyormuş gibi görünmesine neden olsa da, mantık süzgecinden geçirildiğinde yaptığı çıkarımların hiçbirinde bir sakatlık olmadığı, söylediği herşeyi hukuki belgelere dayandırdığı görülmektedir. siyaset adamı değildir hukuksal olmayan birşeye; yoruma açıktır, kanunda bu konuda boşluk vardır, teamüllere göre davranılır, içtihat ve doktrin izlenmelidir..vs şeklinde en uygun cevabı seçer ve verir. ayrıca bir özelliği daha vardır ki sakın ola umut kırtasiye notları ile karşısına çıkmayınız. aksi taktirde (bkz: madde 3 ün\ 1 i)
gün itibariyle*~ (bkz: saat farkı)*işte bomba geliyor~ "şimdi arkadaşlar bu dışişleri sınavının zorluğuna bakmayın, yapamaycaz demeyin, yılmayın, ayrıca sizler çok zeki insanlarsınız, unutmayın benim şu an burda size ders veriyor olmam sizden daha zeki oldğumu göstermez ki, çoğunuzun geçen sene ki derslerle ilgili sorularını belki hatırlamam da, benim burada hoca olarak kürsüde bulunmamaın tek farkı, bu dersi sizden daha önce öğrenmiş olmam." diyerek diğer bir çok proftan doctan bile kompleks ve süper ego konusunda farklı olduğunu ve hatta bunların onda olmadığını, "offf sen kimsin be öğrenci misin ıyyyygg" diyen bir çok proftan farklı olduğunu ortaya koymasıyla da bu sözlere layık olduğunu gösteren hoca.
(bkz: kaygan yolda hızlı gitmek)
(bkz: hızını alamamak)
ayrıca kendisinin verdiği özel hukuk dersinde sürekli duyduğumuz liechtenstein örneği yüzünden insanlara gına getiren hocadır.
Bağcılar bakırköy hattında faaliyet gösteren Ikarus marka minibüslerin oymalı işlemeli ön konsollarını kafanızda tasvir ediniz.O konsolun önünde daima en ufak bir harekete duyarlı sıyah,kahve yada beyaz rengte olan,en küçük bir iniş çıkış da gözlerinin sabit bir yere bakmasına rağmen spontene ve bir uyum içinde kafalarını "sağdan sola ,yukardan aşağıya ve ardılları" şeklinde sallayan köpekcık maketlerını hepimiz görmüşüzdür.
işte benım saygı değer hocam da dersten sıkıldığı yada bunaldığı bir anda farkıda olmadanmıdr nedır artık,kafasını, tanım yaparken yada başka bir mevzuata atıf yaparken sallaması derste dumur olmama neden olmuştur.
Diğer hocalara nazaran allahı var şimdi iyiyi över kötüyü yerer.Danışman hocamdır.Bi kaç defa övgülerine maruz kalmama rağmen bana küçümseyici ve şefkat dolu bakışları zaman zaman babcan zaman zaman ise samimiyetsiz gelmektedir.
az önce gelen telefon ile sınavından 0 aldığımı öğrendiğim, güzelim, yıllarımı verdiğim not ortalamamın düşürülmesi için allah tarafından gönderildiğini düşündüğüm, insanların bilgilerini değil dikkatlerini sınamak amaçlı yaptığı sınavlarla yığdığı onca bilgiyi ve kanun maddesini ezberlemek, kafama sokmak için sabahlamamın, 2-3 saatlik uyku uymama sebebiyet veren öldürücü çalışmalşarımın sonucunu salak saçma "içinde ve yok ama canım" gibi açıklamalara rehin bırakmama* sebebiyet veren, şu an hiç kusura bakmasın ama gerçekten 3 dersten beni sorularına yenik bırakmış sevgili hocam, size çok pis stem ediyorum.
yarın öbür gün adınızın mehmet aslan, hüseyin şahin, yüksel işyar, ibrahim kanyılmaz, hülya kanalıcı gibi soyadlarının bile kendilerini tanımlamalarına yardımcı olan hocalarla anılmaz umarım diyerekten, saygı ve sevgilerimi ve yakıp yıktığınız onca ocağın* hesabının sorulması gerektliliğini iletiyorum.

edit: bu arada yüksel işyar hocamızın 10.12.06 tarihinde vefat ettiğini öğrenmiş bulunmaktayım, uludağ üniversitesi'ne, ailesine ve özellikle göksel işyar hocamıza başsağlığı diler, üzüntülerimi sizinle paylaşırım.
vizeden sıfır alıca "ne kadar ayıp,naptın kamuran,kalbimi kırdın yap bi pansuman" 45liğini akla getiren hocam...
pajalustı'nın yazısına şahsımın da içinde bulunduğu sınıfta bir uluslararası hukuk dersinde cevaben nick belirtmeden pajalustinin entrysinde geçenleri söyledikten sonra ''Geçende baktım bir internet sitesinde öğrenciler yazmış, adam böyle böyle diyor, ''hocam vay ben burdan nasıl sıfır alırım ?'' diyor! Tevekkeli sıfır almışsın, hak ettiğin notu almışsın'' diyerekten hafiften bir ayar vermeyi de ihmal etmemiş uludağ üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde görev yapan doçent doktor ünvanlı hocadır. Bu kelamları ettikten sonra da ''Benim hakkımda istediğiniz kadar atıp tutabilirsiniz böyle yerlerde ama başka hocalar hakkında sınırı fazla aşmadan yazın. Yoksa başınız hukuken derde girebilir. Siz bilmeseniz de biz öğretim görevlileri bunları yazanların isimlerini kolaylıkla bulabiliriz'' diyip ufaktan bir gözdağı vermiştir. Ayrıca sınıfa geç gelen toplamda 15-20 öğrenci olunca bir dersinde çok belli etmek istemese de gittikçe sinirlenmesi sonucu son gelen bayan öğrenciyle arasında şu diyalog geçmiştir ve kesintisiz ayarlarına devam etmiştir aynen aktarıyorum:

Kamuran Reçber: Evet, sizin geç kalma gerekçeniz neydi?

Bayan öğrenci: Şey hocam, ben söylemesem olur mu?

Kamuran Reçber: Neden? Söylenmeyecek kadar özel mi?

Bayan öğrenci: Evet hocam

Kamuran reçber: Özelse söylemeyebilirsiniz tabii de siz ''özel'' diyince aklımıza farklı şeyler geliyor **

Ha fena hoca değildir, ses tonu önlerde oturmanıza rağmen duyulamayacak kadar kısık bir tonda olsa ve bazen dersleri sıkıcı hale gelebilirse de alanına (devletler hukuku) hakim olduğu ve akademik olarak çok şey bildiği aşikardır. Ayrıca Türkiye'nin AB üyeliği sürecine ilişkin olarak mantıklı ve tutarlı güncel değerlendirmelerini de derste yeri geldikçe yapmaktadır ve bu konudaki haklı, yerinde yorumlarını duymak güzeldir.
kesinlikle ud ya da kanun çaldığını düşündüğüm hoca. tsm'ye yıllarını vermiş gibi bir ifade vardır yüzünde, ses tonunda, hatta konuşmasında.
hakkında girilen entryleri okuduktan sonra sınav sistemini değiştirmiş olduğunu düşündüğüm uludağ üniversitesi iibf fakültesinin güzide hocası. zira kendisinden aldığım vatandaşlık hukuku, uluslararası hukuk I ve II, tr-ab ilişkileri ve ab hukuku derslerinden bütünlemeye dahi kalmadım. ayrıca kendisi tez danışmanımdı.
(bkz: liechtenstein) , (bkz: zimbabwe) , (bkz: bolivya) vatandaşlık kanunları.
hayatım boyunca unutamıyacağım hocalarımdan biridir..karizmatik bir hoca olmasının yanı sıra bazen insanların göründüğü gibi olmadığının da kanıtıdır.
geçen yarıyılda yani 2006-2007 öğretim yılı bahar yarıyılında kendisinden aldığım uluslararası hukuk ll adlı dersten hiç ummadığım bir şekilde geçmemle hayretler içinde kaldığım hocadır. Eğer ben 34 ortalamayla FD beklerken DC alıp geçiyorsam, varın siz düşünün uluslararası ilişkiler bölümünün kamuran hoca'mızın derslerinde sergilediği performansı... **
kendisinin bugün iki dersine girip, dersler başladı ya cümlesiyle eve dönmeme sebebiyet veren hocadır. her ne kadar derslerin eğlenceli geçemeyeceğini ifade etsede öğrencileri gülümsetmeyi başarmıştır.
geçen sene 4. sınıfların burnundan kan getirdiğini duyduğum, bu sene ise yeni ders yılına şen şakrak girerek öğrencinin cümlesini dumura uğratmış hocadır.

benim dönemimde sınavlarda burnumuzdan getiriyodu, hala da öyleymiş. ama her şekilde kendini sevdirebilen hocadır. ziyadesiyle de iyi ders anlatır, ama sınavda sana senin görüşünü sorar. yanılmayacaksın, senin görüşünü sorsa da onun görüşünü yazacaksın.
aynı zamanda hemşerimdir.
dün uludağ üniversitesi iibf b blok'ta yapılan avrupa birliği hukuku ll dersinde söz dönüp dolaşıp bayındırlık bakanı akpli faruk özak'ın rüşvet kavramını ''bahşiş'' (!) olarak nitelendirmesi konusuna değindikten sonra: ''Şimdi içinde olduğunuz bina da o benim memurum işini bilir anlayışıyla yapıldı. bu bina (iibf b blok) 4.5 şiddetindeki bir depremde bile çökebilir haberiniz var mı?'' diyerekten o zamana kadar bundan haberi olmayan benim gibi öğrencileri dumur edecek bir gerçeği dürüstçe söylemiş hocamdır. Yetmemiştir,üstüne bir de Görükle kampüsündeki bugünkü kütüphane binasının da yapım aşamasında tam üç kere kısmen veya tamamen çöktüğünü,şimdiki binanın desteklerle güçlendirilerek bugüne getirrildiğini de söylemiştir. işin ilginç tarafı aynı dersi beraber aldığım bölüm arkadaşım bu gerçeği o dersin arasında bana söylemiş, 10 dakika sonra dersin ikinci yarısında kamuran hocam bu gerçeği, olaydan habersiz bir şekilde teyit etmiştir*
2007-2008 öğretim yılı bahar yarıyılında Avrupa Birliği Hukuku ll dersinde vize ve final sınavları sonrasında ortalamada 35 puanı aşan her öğrenciyi dersten geçirmiş merhametli hocadır. * * Bu merhametinden dolayıdır ki zaten üstten aldığım ve 37 ortalama yaptığım bir dersi vermiş bulundum. Sınav soruları genelde zor da olsa en azından öğrencilerinin geçmesi için elinden geleni yapmaya gayret etmiştir. Sağolsun, varolsundur.*
karizmasıyla,genel kültürüyle,sözleriyle,hiciv sanatını kusursuz uygulayışıyla, öğrencisini kendine hayran bırakan değerli öğretim görevlisi.
yanlış hatırlamıyorsam kendisinden altıncı kez aldığım uluslararası hukuk 2 dersinden yine yeni yeniden kaldığım hocamız. ulan siyasi tarihten geçtim şu adamdan geçemedim. ölürsem sebebim budur vallahi.
hakkında çok şey duyduğum AB Hukuku hocası. yani bu demektir ki ününüz uludağ üniversitesinin dışına taşmış. öğrencilerinizin bir kısmı derslerinizi dördüncü beşinci ve altıncı kez alıyor. peki yazık değil mi hayata atılmak varken AB Hukuku veya hukuk derslerine çalışmak. sizi siz yapan öğrencileriniz lütfen geriye dönüp bir bakın ama tarafsızca bir insan gözüyle bakın bir hoca gözüyle değil.

edit: böyle bir eğitim sistemiyle AB' ye zaten giremeyiz. *

büdüt: sınav sonuçları 0 ile 10 arasındadır. 10 puan alan kişiyi ellerinden öpüyorum.
Ne kadar çalışsam da kendisinin verdiği Avrupa Birliği Hukuku derslerinin ikisini de DC ile, deyim yerindeyse, sürüne sürüne geçmiş olduğum hocamdır. Her ne kadar, verdiğiniz o emeğe,düzenli olarak derslere girme alışkanlığınıza rağmen, adamı "yan yatıran" cinsten sınav soruları olsa da okuttuğu derslere girmenin her zaman büyük bir keyif olduğu doçent hocamdır. Hiciv sanatını kullanması, gündemdeki konular üzerinden giderek devlet bürokrasisine cesurca verdiği ayarlar, yaptığı kara mizah anlayışı, size bütün o ders geçme eziyetini unutturur.Uludağ üniversitesi Uluslararası ilişkiler bölümünde öğrenim görüp de unutamayacağınız iki hocadan biri Tayyar arı ise diğeri kamuran reçber dir. Sınavdaki sorularında -özellikle uluslararası özel hukuk dersi sınavlarında- kullandığı futbolcu adlarıyla ünlüdür. Onun dersinin bir sınavına girmişseniz Alex de Souza adlı Brezilya vatandaşının, Bursa'da Dürdane Yılmaz ile evlenip, orada yaşamını devam ettirdiğini öğrenebilirsiniz. *
"Avrupa Birliği Hukuku I" dersinden de tıpkı" ab hukuku II"deki gibi 35 puanı aşan ortalamalara ek puan verip, dc ile geçirmiş hocadır. Aslında öğrenci dostudur, kamuran hocayı iyi anlamak lazımdır. Hafızamda yer edecek en önemli hocalardan biri olacaktır.
Uludağ Üniversitesi'nin en sağlam duruşlu hocasıdır.'Dersinden zorlanmadım,aa çok rahat geçersiniz!' diyemeyecek olsam da, hocamızın karakter yapısını övemeden geçemeyeceğim. Fikirleri ve tavırları insanı etkileyecek derecede net,bir akademisyen böyle olmalıdır dedirtiyor kendisi. derse geç kalmayın ki eğer geç kalırsanız ve yer ararsanız üstelik sabahın 8:45'inde boya kutusuna düşmüş bir arkadaşsanız ayağınızda topuklularla, işte şu hayran olunası cümleyi duyarsınız:'bazı arkadaşlarımız manken edasıyla sınıfa girmekte fakat buranın podyum değil derslik olduğunu unutmaktadırlar.'işte sabahın köründe boya kutusu bayan iiBF'li arkadaşlara söylenebilcek en anlamlı cümle..!!
bir sonraki eğitim-öğretim yılında yeni kurulan yalova üniversitesi'ne geçecek ve görevine orada devam edecek hocamdır. Ben, tam 2 buçuk sene dersine girme şansına erişmiş ve mezun olma arefesindeki bir öğrenci olarak kendimi şanslı sayıyorum. her ne kadar sınavları hep insanı yan yatırsa da, derslerinden sürüne sürüne geçmeye alışsam da o müksemmel hiciv yeteneğini görmek, espirileriyle işlediği derslerde son derece başarılı bir şekilde ortaya koyduğu, trajikomik türkiye gerçeklerini unutmayacağım ve onun gibi özgür iradeyle eleştiri yapabilen, bilgisine tereddütsüz güvenebileceğiniz bir hocayı göremeyecek Uludağ üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğrencilerini oldukça şanssız sayıyorum. Güle güle hocam, siz zaten o okula 2-3 beden fazlaydınız,umarım geri kalan hayatınızda daha da başarılı olursunuz.