bugün

ekonomi literatürüne ikinci dünya savaşı sonrasında giren ve iktisatçıların ilgisini çeken kavram. son 50 yıl içinde iktisatçıların üzerinde en çok durdukları ve çalışma yaptıkları daldır. devlet planlama teşkilatıda bu amaç için kurulmuş ve kalkınmanın planlı bir şekilde gerçekleştirilmesi amacı ile çalışmalarda bulunmuştur.

kalkınma, bir toplumun sadece ekonomik açıdan büyümesi olarak tanımlanamaz. ekonomik gelişmenin yanında toplumun sosyo-kültürel açıdan da gelişim göstermesidir. bu önü ile ekonomik büyüme kavramından ayrılmaktadır. büyüme kavramı daha çok niceliksel bir olaydır ve az gelişmiş ülkelerin yanında gelişmiş olarak nitelendirilen ülkeler için de geçerli bir kavramdır. yani bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinin de birincil amaçlarından birisi ekonomik büyümeyi gerçekleştirebilmektir. bunun yanında kalkınma ise az gelişmiş ülkeleri ilgilendiren bir sorun olup geliş ülkelerin hali hazırda gereksi kurumsal yapıyı oluşturduklarından ötürü ilgi alanına girmez.
en büyük başarılarından birini japonya'da gerçekleştirmiş olan ekonomik modeldir.

(bkz: japon ekonomik modeli)

japonya'nın geleneksel yapısına bağlı olarak geliştirdiği, tamamen nev-i şahsına münhasır olan ve çok değil daha 60 yıl önce kafasına iki tane atom bombası yemiş bir ülkeyi bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri yapan kalkınma modelidir.