bugün

"rusların sıcak denizlere inme isteği" ve "almanlar yenildiği için biz de yenik sayıldık". tarih dersinden bahseden bütün meb kitaplarında geçmektedir. iz bırakmak ne kelime, hayat boyu kapanmayacak yaralar açmaktadır.
Elif Şafak-AŞK
Otunu, suyunu bilmediğin gönüllerde koyun gütme! Yoksa, 'kaçırcağın keçilere' çobanlık yapamazsın ...! Elif Şafak-AŞK
" kendi içlerinde şeytanı göremeyen kimi zavallılar onu başka yerlerde ararlar.
"siyahlı adam çölde kaçıyordu, silahşör de peşindeydi."

stephen king- the dark tower.

hayatımda okuduğum belki de en güzel kitabın ilk cümlesi olması nedeniyle bende yeri büyüktür.
'' küf tutmuş birer yıldız gibiyiz biz insanlar. kimi zaman kinimizden bir tutam ile boyarız sevdiğimiz gecenin siyahlığını, kimi zamansa mutluluğumuzdan geçilmez gökyüzü. nasıl da anlamsız bir takım karmaşaların içinde kendimizi unutuveriyoruz. aslında yaşanacak ne kadar da çok şey var şu dünyada ya da yaşanmayı bekleyen ne kadar da çok sevda. birtakım fuzuli ayrıntılara takılarak kim bilir kaç sevda atlıyoruz hergün. belki de hayatımız boyunca mutlu olabileceğimiz bir kadını veya erkeği, işimize yetişme telaşıyla farkedemiyoruz bile yanımızdan geçerken. yahut çocuğumuzun mutsuzluğunu o gece yayınlanan bir maç yüzünden.''

kırmızı sokağın azizleri - muzaffer ercan
yanmaktan son anda kurtarılmış kitaplardır. dokununca insanın eli kolu simsiyah is olur.
"şimdi bu ılık ve hüznü ertelenmiş sonbaharda kalbime seslenirken biliyorum ki...
bizim dünyamız yuvarlak değil.
insanların dünyası bir tepsi gibi düz.
insan bir yolun sonuna vardığında kafasına dank ediyor bu gerçek.
yani...
sen benim kurduğum en parlak hayaldin.
kavuşmamız kadar,ayrılığımızda güzeldi...
şimdi en büyük hayal kırıklığımsın benim..."

(haşmet babaoğlu-haydi kıralım hayallerimizi)
sınırlarını tartış, çünkü onlar kesinlikle senindir.

Richad bach, mavi tüy
"eğer poponuz kendi posta koduna sahipse, bunun sebebi mcdonald's ın sizi tüm o Big Mac'leri yemeye zorlamış olması değildir. Eğer sigara içiyorsanız, bunun suçlusu da Joe Camel değildir."

okulda öğretilmeyen 50 kural kitabından.
"bazı kadınlar tam manasıyla mesut olabilmek için ille birini bedbaht etmiş olmanın gururunu duymalıdır."

kızıl saçlı amazon - haldun taner
düşler, tanrı nın diliyle konuşurlar. tanrı dünyanın diliyle konuşursa bunun yorumunu yapabilirim; ama senin ruhunun diliyle konuştuğu zaman bunu yalnızca sen anlayabilirsin. *
“Cahil ile anarşist arasındaki fark tüy kadardır. O aradaki tüyün üzerinde durur bütün okunan kitaplar.”

Hakan Günday - Zargana
dünya üzerinde iki tür insan vardır: trafikte sarı ışığı görünce frene dokunanlar ve aynı sarı ışık karşısında gazı kökleyenler.

hakan günday - zargana
ve bundan sonra her sabah uyandığında ne işe yaradığını sor kendi kendine! acaba şimdi, tam da şu anda ölsen ne olurdu? mesela ne kaybederdi dünya senin yokluğunla? hangi iş aksardı, kaç kişinin canı yanardı? insanlar senden sonra seni ne şekilde anardı?..

eğer gitmenle kalman arasında herhangi bir fark yoksa ve yarın da değişen bir şey olmayacaksa nedir senin var olmandaki amaç? öyleyse sadece aldığın oksijenin değil, senin için tutulacak yasın da hakkını vermelisin! kendin olmaktan korkma o zaman çünkü bu korkundur hep seni sıradan yapan…

erdal demirkıran / parayı bulduğum an alayın
bir kitap okudum hayatım değişti diyebilmeyi çok isterdim ama bir adam tanıdım ve hayatımın içine etti.
'pollyanna, benim yanımda eroinman bir orospu kadar umutsuz kalırdı!'

kinyas ve kayra
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...

Necip Fazıl Kısakürek
“Gözleri uzaklara dalan birinin, yakınlarda olmayan bir hikayesi vardır.”

Tezer Özlü
Geçmişten, bugünden, gelecekten kopmak istedim. Uykunun o simsiyah, o en derin, en huzurlu bahçesinde bir süre kaybolmak istedim... Bedenimi, aklımı ve yüreğimi hiçliğin emrine vermek..

Ahmet Ümit - Bab-ı esrar
Yüreğin kabarmasıyla, insan benliğinde kopan korkunç fırtınanın ardından gelen büyük huzur. Şu anda en çok istediğim ruh hali. Şu anda bana en uzak olan ruh hali. işte yeniden kıpırdanmaya başlamıştı içimdeki o karabasan, yine o derin huzursuzluk. Öyle bir an geldi ki nefes alamaz oldum, kapıyı açıp kendimi dışarı attım...
o çağlarda, bizim çağımızda yani, yıllar önce bir Budala Prens'in, mihrabın önünde düz çökmüş budala'nın, gözleri yaşlarla dolarak ikonlara şunu sorduğunu bilmiyordum:
olup bitenleri çocuklara niçin anlatmalı?

gerçek, sevgili portuga'm, bunları bana çok erken anlatmış olmalarıdır.
şeker portakalı
Kocaman çantasıyla kafama vurup “Orospu çocuğu,” dediğinde, Şükrü Abi’nin yerinde yeni tanıştığım bir kızla oturmuş, ona, geçmişte çektiğim ufak tefek sıkıntıları anlatıyor, aslında çaktırmadan övünmeye çalışıyordum. “Madem beni aldatacaktın,” diye devam etti kafama vuran. “Adam gibi bir karıyla yapsaydın bari bunu. Şu kancığa bak. Benden daha mı güzel, benden daha mı akıllı, benden daha mı büyük memeli?” Gözlerinden keder ve öfke akıyordu. Öyle bıçak gibi bir bakışla karşılaşınca, hayatımda ilk defa, sade ve dürüst bir bakışla karşılaştığımı hissedip “Sanırım beni biriyle karıştırdın,” dedim.

“Seni biriyle mi karıştırdım yavşak,” dedi. “O sahte tebessümünle beni baştan çıkaralı tam iki yıl üç ay oldu. Senin için annemden tarhana çorbası yapmayı bile öğrendim. Bezelye yapmasını da. Bütün bu süre zarfında bulaşıklarını yıkadım, gömleklerini ütüledim, halılarını süpürdüm, yerlerini sildim, tuvaletlerini fırçaladım. Sen sigarayı bıraktığında kendini yalnız hissetme diye ben de bıraktım. Sen sigaraya yeniden başladığında kendini iradesiz hissetme diye ben de yeniden başladım. Yaz akşamları sahilde gezerken rüzgâr çıkar da üşürsün diye çantamın koluna hırkanı astım. Bu orospu da senin için aynı fedakârlıkları yapacak mı zannediyorsun?”

emrah serbes / beni yine de sever misin?
"Gözyaşları ruhun ilacıdır." Daha önce olsa ne kadar ağdalı, ne kadar saçma bir laf derdim, oysa ağlamak iyi geliyordu. ne acılarım, ne korkularım sona ersede kendimi rahatlamış hissediyordum.Evet, ağlamak güzeldi. Ama sonsuza kadar süremezdi.Hâlâ dikilmekte olduğum banyo kapısının önünde, gözyaşlarımı elimin tersiyle silerek toparlanmaya çalıştım. Bir kâbus gibi üzerime çöken bu insafsız duygulardan kurtulmak için umutla bastım elektrik düğmesine. *
(bkz: ahmet ümit-sultanı öldürmek)
seni sokağın tavanı cehennemin dibi kadar seviyorum.
Ölüm ne kadar eski ama bize yeni geliyor.

Turgenyev/babalar ve oğullar