bugün

görsel

istanbul Valisi Davut Gül’ün 17 Ağustos 2023'te yayımladığı, “Alkol Satışı ve Alkollü içeceklerin Tüketimi” başlıklı genelgesinde, "alkol satışı ve tüketilmesi ruhsatı bulunan işletmeler dışında" kalan halka açık deniz ve sahil kenarlarında, plaj, park, piknik ve mesire alanlarında alkollü içki tüketiminin yasaklandığı öğrenildi. Genelgede yasağın gerekçesi ile ilgili de "olaylara karışan şahıslar ekseriyetle alkollü" değerlendirmesi yapıldı.

https://t24.com.tr/haber/...seriyetle-alkollu,1127746
temel hak ve özgürlüklerin halka sorulmadan, halktan izin alınmadan kısıtlandırılmasıdır.
Sokakta içki içmek nasıl temel hak oluyor. Avrupa ve amerika'ds da sokakta,parkta içki içmek yasak.
bu yasak veya serbestlik valinin yetkisinde değildir. vali böyle karar alırsa ve beni elimde bir kutu bira sahilde keyif yaparken görürse, bana yasak kısıtlama ceza uygularsa bu anayasal bir ihlal/suçlar kapsamına girer.
burada içki içilmesini savunmuyorum. sadece hukuk devletinde nasıl yapılması gerektiğini anlatıyorum.

açık alanlarda içki içilmesi yasak değil. hele ki cezai işleme konu olan içki içmek değil de sarhoşluk e taşkınlık etrafa rahatsızlık verilmesidir yasak ve cezai işlem konusu olan budur.
biriniz diyebilir ki "din veya kültür vb nedenlerle içki içilmesinden rahatsız olanlar olabilir" evet haklısınız ama rahatsız olmayanlar da olabilir ve içki içenler de olabilir.
bu mantığa göre kara çarşaflı haşema içinde pilaja gidip mayolu şortlu bikinili insanlardan rahatsız oldum diyerek şikayet etsin. vali bey çarşafsız haşemasız türbansız denize girilemez, kadın erkek birlikte kullanamaz diye karar çıkarsın. neyi savunduğunuzu neye yol açacağınızı bilmeden konuşmayın.

gerçekten ülke olarak adım adım ortadoğu arap ülkesi olmaktan çıkıp afganistan olmaya gidiyoruz.
ülke adına sevindirici gelişmedir. plajlarda kafa çeken bazı tipler milletin karısına kızına sarka yapıyordu iyi olmuş umarım kökünden kaldırılır.
bu alınan karardan sadece cahiller korkar, derin bahis...
zırvalıktır. gına geldi şu yobazların ben yapamıyorsam kimse yapamasın kompleksinden. ödlek oldukları için her şeyi de korkuya bağlamaya çalışıyorlar bir de. burası benim ortamım, burada benim borum öter hesabı. içki içen insanlar medeni bir şekilde içiyorlarsa kimse karışamaz buna. şu ülkedeki insanların diktatörlük oyunu oynaması gerçekten canımı sıkmaya başladı artık. oldu olacak anadolu islam cumhuriyeti koyun da ülkenin adını hepimiz bu ülkenin ne olduğunu bilelim artık..

bazı akcivelekler de hemen habere sevinmiş. çerkez eskortlara da keşke o hassasiyeti göstersen diyeceğim de senin ne olduğunu biliyoruz işte.
Kuruya geçirecekler milleti kim bu işlerden para kazanıyorsa artık....
Ona bakarsan ayran kafasında olanlar 15 Temmuzu yaşattı bu ülkeye ve hala utanmadan başta duruyorlar arsızca.

Sorun içecekte değil sizin zihninizde.

Bunları yazan kişi hayatı boyunca ağzına alkol sürmemiş biridir.
amerika avrupa vb ülkeleri örnek göstererek içki yasağı diye saçmalayanlardan bazıları bu yasakların neden olduğunu ve gerekliğini bilmezler.
ayrıntılara girmiyorum ama örn; new york (eyalet) da aynı adla şehrinde (en muhafazakar tutucu şehirlerden biridir) central park da elinize şişeyi alıp kafaya dikip içerek homeless edasıyla dolaşamazsınız ama eşiniz çocuklarınızı yanınıza alıp piknik yaparken, harlem meer de balık tutarken (balıkları kızartmak mangal yapmak yemek yasak, tuttuğunuz balığı oltadan çıkarırken balığa zarar vermemeniz ve tekrar suya bırakmanız lazım) tamamen ücretsiz olan kamp yerlerinde ailece kaldığınızda (ya da yıl dönümü tanışma evlilik kutlarken) ailece piknik yaparken bir şişe şampanya ya da şarap açtın eşinle kadeh tokuşturdun diye kimse senin kafana dikilmez, yassag hemşerim diye höyküremez.

sadece içki içmeni engelleyen yok. senin cebinde 100 doların yoksa bazı yerlerde dolaştırmazlar, serseri işşiz güçsüz diye kelepçeli ekip aabasında kendinizi bulursunuz. aynı şekilde cebinizde 3-5 bin dolar olsa ve bugün hesaplar benden diye para tomarını çıkarın, sizi yasadışı iş yapıyor diye ekip arabasında bulur paranın kaynağını vergisini vs ibra edene kadar da bırakmazlar.

avrupa amerika da böyle yüzlerce örnek uygulamalara bakıp orada kamuya açık alanlarda içki içmek yasak mı diyelim?
avrupa amerika da yukarıda ki bahsedilen para konusuna bakıp avrupa amerika da parasız gezmek yasak veya paralı gezmek yasak mı diyelim.
Her insan, suç teşkil etmediği sürece, aynı şeyi sevmek ve kabul etmek zorunda değildir. Eğer esenyurt’ ta yaşayan biri alkolü sevmiyorsa kadıköy’ de yaşayan biri de aynısını yapmak mecburiyetinde değildir.
Hala insanların suç teşkil etmeyen özgürlükleri hakkında düşündürücü kararlar vermenin yanlış olduğunu anlayamadınız. Sonra da insanları bu ülkeden gittikleri için sorgulamayın. Cidden yordu artık.
Düşündürücü bir genelge.
eğlencenin kumarın içkinin başkenti las vegas da eline içkiyi alıp sokaklarda kamuya açık yerlerde içemezsin ama araba içinde içebilirsin. limuzin içinde hem şehir turu yapıp hem şampanya patlatırsın.

böyle sayısız örnekler verilebilir. bu uygulamaların temelinde içki yasağı yok. daha doğrusu konu içki bile değil.
şaşırdınız değil mi? konu içki ve içki yasağı ise neden asıl konu içki ve içki yasağı olmuyor diyorsunuz.
anlatayım efendim...
birinci neden ekonomik ve güvenliktir. ikinci neden dini kaygılar dinci lobilerin etkilerindendir.
ekonomik, güvenlik derken; benim gibi amale 20 dolar verip 750ml jack daniel's alsa bunu sokakta park da içse veya yasak diye barakasında çadırında merdiven altında evinde (nerede kalıyorsa) içse ekonomiye 20 dolarlık (avrupa ortalaması 25 euro) katkı yapar. bir şişe içki ekonomiye amerika da 20 dolar/avrupa da 25 euro kazandırması ekonomi açısından zarardır.

içki şişesinin çöpe gitmesi, geri dönüşüme yollanması, toplama taşıma süreci ile içkiye bağlı rahatsızlıkların sağlık sistemi/sağlık sigortası üzerinde yükün finansmanı vs konuları düşünün.
o bir şişe içkinin içilme ortamını düşünün. bir mekanda içilmesiyle, bir park veya cadde sokakta ya da evde içilmesi o içkinin ekonomiye katkısını değiştirir. bir mekanda içilen içki istihdam demektir. içki yanında tüketilen diğer atıştırmalıklar vb ücretler ile ekonomi içinde artan katkılar bir yana alkol tüketimini mekanda içilmesiyle azalır.

amerika da içki yasağı yaşandı. dünya'da en güçlü yobaz takımı amerika'da vardır. bu yobaz takımının kıçını yalayan ve ben daha iyi yalarım diye yarışan demokratlarla cumhuriyetçiler bir oldu içki yasağı getirip bu yobazlara ne istedilerse verdiler(!) sonuç olarak 13 yıl süren içki yasağı dönemi (prohibition era) mafya suç örgütlerine yaradı. yasak yıllarında suç örgütleri sayısı 6 kat arttı. mafya inanılmaz kazançlar elde etti. alkol yüzünden işlenen suçlar arttı, alkole bağlı ölümler kazalar arttı. alkol yüzünden iş gücü kaybı arttı. alkol yüzünden kronik rahatsızlıklar arttı. alkol tüketimi arttı. alkol günah diye cennet vadeden yobazlar ülkeyi siyasilerle birlikte cehenneme çevirdi. 13 yıl sonra amerika içki yasağını kaldırıp suç oranlarını mafyayı alkol tüketimi fazlalığını alkole bağlı ölüm ve hastalıkları kazaları kabul edilebilir seviyeye çekti. yobaz takımının güç gösterisi ve yobaz kıçı yalayan siyasetçiler amerika'ya çok ağır bedel ödettirdiler.

şu an amerika'da kontrollü uyuşturucu serbestliği tartışılıyor. yasak olan şey denetlenemeyen şeydir. denetim olmadığı için kontrol da edemezsiniz. kontrol edemediğiniz için getiri kazanç vergi de sağlayamazsınız. vergi sağlayamadığınız için mafyayı terörü kara para kazananları beslemiş olursunuz. mafya terör suç örgütlerini besleyen politikalarınızı başarılı göstermek için benim gibi amelenin central park da elinde bira ile dolaşmasına ceza kesersiniz. her yasak veya dolaylı olarak vergi gümrük ile yapılan yasaklamaların maliyeti açılımı budur.

amerika'da içki yasağında gördül ki; devlet yönetmek hükümet olmak ciddi bir iştir.
kanun çıkarmak daha da ciddi bir iştir ki bu kanun yürürlükte işler hale gelmesi/uygulanması lazım.
devlet de hizmet etmek çalışmak tüm bunlardan daha önemlidir ki; başkalarının düşünmediği/düşünemediği şeyi düşünüp hesap etmelisiniz ve komik duruma düşüp temsil ettiğiniz makama zarar vermemelisiniz.
böyle bir şey yok arkadaşlar, gidin güzel güzel insan gibi için.

içip içip sapıtan zaten bırak sokağı mümkünse evinde bile içmesin amk.
https://www.youtube.com/watch?v=c2tTyNwxh0I

konu harici ama belki bilirsiniz bu olayı.
sarhoş adam yeşil ışıkta geçiyor. sarhoş olmayan ayık adam (imammış bu adam) kırmızı ışıkta durmuyor geçiyor ve sarhoş adamın arabasına çarpıyor. sarhoş adam ayık olan imama soruyor "senin allah'ın var mı?" diyor. burası çok ibretlik.
sarhoş adam küfür etmeden saldırmadan hakaret etmeden bağırmadan taşkınlık yapmadan derdini anlatıyor. garibim jandarma trafik ise kırmızı ısıkta geçen devlet memuru imam, bir yanda sarhoş arasında kalmış vicdanıyla hukuk arasında ortayı bulmaya çalışıyor.
diyeceğim içki alkol sigara uyuşturucu serbest/yasak olması meselesi değil, içki alkol sigara uyuşturucu kullanmak/kullanmamak da değil. mesele adam olmakla, toplumla ilgili.
ben kırmızı ışıkta geçecek olsam bana alkolü yasaklasan ne olacak, serbest bıraksan ne olacak?
diktatörlere yakışan eylemdir.

Ülkeyi ateşe Suriyeliler vermeyecek. Laikler ve laik olmayanlar bölecek.

Buna kimse alkış tutmamali. Dün namaz kilamayanlarin bugün intikam aldığını sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz demektir.

intikam duygusu ile ulke yonetilemez.
Adım adım şeriat geliyor.alkolu komple yasaklayacaklar bir gün.