bugün

dördüncü nesil yazar.* kendisi etak deneme sahnesinin dekoruyla uğraşıyor olsa gerek.
vaay be. bugünleridemi görücektim. 4.nesil ha.
hoşgeldin, hoşgeldin. buyur, geç.
berezilya dizilerinde sıklıkla rastladığımız bir isimdir. *
(bkz: the dreamers)
uzun yıllardır beraber çalıştığımız. fotğraftan,sinemadan,tiyatrodan anlayan; 60 metre karelik tablo yapabilen, çalışırken kimsenin izleyemediği, ilk tanışanların korktuğu, çok yönlü ressam, sanat insanı.
sözlüğe hoş gelmiş, sanat ilgilisi dördüncü nesil yazar.
charles aznavour un bir şarkısıdır.
5 haziran 2007 salı günü kişisel resim sergisinin enfes şaraplar ve kanepeler eşliğinde demir karamancı kültür merkezinde açılış kokteylini yapmış ressam*.
Depuis longtemps mon coeur était à la retraite
Et ne pensait jamais de voir se réveiller
Mais au son de ta voix j'ai relevé la tête
Et l'amour m'a repris avant que d'y penser
Isabelle... mon amour

Comme on passe les doigts entre l'arbre et l'écorce
L'amour s'est infiltré s'est glissé sous ma peau
Avec tant d'insistance et avec tant de force
Que je n'ai plus depuis ni calme ni repos
Isabelle... mon amour

Les heures près de toi fuient comme des secondes
Les journées loin de toi ressemblent à des années
Qui donnent à mon amour un goût de fin du monde
Elles troublent mon corps autant que ma pensée
Isabelle... mon amour

Tu vis dans la lumière et moi dans les coins sombres
Car tu te meurs de vivre et je me meurs d'amour
Je me contenterais de caresser ton ombre
Si tu voulais m'offrir ton destin pour toujours
Isabelle... mon amour.
Andre Gide'nin 1890*'larda, büyük bir ailenin çöküşünü, bir malikanenin çöküşüyle simgeleştirdiği romandır.
andré gide ile tanışma sebebim olan kitap. roman değil de bir romancık desek daha doğru, ya da uzun öykü. aradaki farkı ayırt edemedim asla.

(bkz: #12648145)

mösyö floche'un arşivlerinde doktorasını vermek için araştırma yapan lacase, topal çocuk casimir, bunak saint auréol ve iç bunaltan diğer malikane sakinlerinden müteşekkil bir romancıktır isabelle.

hikayenin eksik tarafları var kuşkusuz. kanımca üstad gide bu romancığı daha uzun bir şey olarak kurgulamış veya ilk sayfalarda fazla yer harcamış ve bu yüzden sonlarını biraz aceleye getirmiş. çünkü hikayenin asıl temasını oluşturacak olan olaylar son on on beş sayfaya tabir caizse komprese edilmiş durumda. lacase'ın isabelle'e olan aşkı edebiyat tarihinin belki de en irdelenmeye değer olan aşklarından biri. tanımadığın, hiç görmediğin, hakkında doğru dürüst hiçbir şey bilmediğin birine en kalpten tutkuyla aşık olmak fikri biraz aşırı görünebilir kimilerine. ama yine de herkesin okuması gereken bir kitaptır. spoiler vermek istemiyorum, heyhat yine de isabelle'lere güven olmuyor şu hayatta.
Andre gide nin muhteşem eseri:

http://www.eskimeyenkitap...skin-adi-isabelle_26.html
Okan bayulgen'in bir röportajda unutamadığınız kitap sorusuna verdiği cevap; adre gide romanının adı.

2 defa okudum efenim çünkü ilk okuduğumda hikmetine ve ününe vakıf olamadım. Neden bu kitap bu kadar ünlü?

Okan bayülgen kitabın karakteri benimle her okuyuşumda konuşuyor diyor. Andre gide bu kitabı yazdığında nobel sahibiydi. Kitap çok basit duruyor, nasıl bu kadar basit bir kitabı yazar?

Yani işin özü bu kitabın bir incelemesine ihtiyacım var. Göremiyorum, yardım edin aziz dostlar!