bugün

bol bol ingilizce kitap okuyup kelimelerin anlamları öğrenilmeli .
altyazı film izlemek.
elbette ingiltereye gitmek.
biliyormuş gibi yapmak.
ülkenin yarısından fazlası orta seviye ingilizce biliyor geri kalanı da ileri düzeyde ingilizce biliyor.
var mı lan öyle bir şey.
kitap okuyarak ve film izleyerek, tabii birde Chatroulette ve omegle vs. tarzda chat sitelerinde takılarak.
bir yabancıyla konuşmak bunların en iyisidir.

yıllar önceydi.
o zamanlar hazırlık sınıfında okuyordum. sınıf arkadaşlarım ve ben sürekli olarak teorik bilgi alıyorduk ama hiçbirimiz ingilizce konuşmak istemiyor, bundan utanıyorduk.
bir gün isveçli kristoffer isminde bir adamla karşılaşıp saatlerce ingilizce sohbet edince ecnebi gibi takır takır ingilizce konuşmaya başlamıştım.
o gün kendi kendime dedim ki "demek ki 3 ay amerika'da yaşasam türkçe'yi unutucam mnk".

bu da böyle bir anımdır.
orta derece ingilizcesi olan bir insan londra da 3 aylık yaz tatili yaptığı takdirde zamanla insanların ne konuştuğunu anlayabilir ve ingilizcesini daha da geliştirebilirse bir ingiliz gibi konuşabilir.
Dinleyin dinleyin dinleyin din le yin!
Dizi olur film olur haber olur ne bulursanız dinleyin, izleyin. Illa başında oturmanıza gerek yok siz başka iş yaparken bırak o arkadan çalsın. Maksat kulakla akrabalık yaşatmak.

Şarkılardan bol ne var. Her an her saniye dinlenecek nice güzel şeyler var ve hepsi ingilizce işte. Şarkı sözlerini ingilizce yapmadan prim yapan sanatçı, grup mu kaldı sanki.
Hem filmdir, dizidir genel kültür artar. hem müzik dinlerken kulak zevkinize hitap eden şeyler modunuz yüksek tutar. Hangi dili öğreniyor olursanız olun dinlemek şart.
Ingilizce öğrenirken materyal bulmak dünyanın en kolay işi.

3 senedir arapçayla uğraşıyorum ve konuşamıyorum. sebebi dinleme yapmamam. Hiçbir şey dinlemiyorum ve izlemiyorum. Haber bile. gelgelelim ingilizceden çok daha formal cevirlerle uğraşıyorum kelime haznesi güçlü ama dil dönmüyor.
Ingilizcede Çeviri işinde kendime güvenmem ama oldukça akıcı konuşuyorum çünkü o kadar çok duydum ki artık kelimeler ağzımdan döküveriyor. Arapça kelime haznem ingilizcedekinin 2 katı amk. Yok iste konuşamıyorum. Duymadığım bir şeyi nasıl telaffuz edeyim. Dil öğrenirken bebek mantığına takın vitesi. Önce sadece dinleyin sonra taklit edin. Dil işi iletişim işi. Benim gözümde konuşamadıktan sonra, kağıt üzerinde dil bilmenin hiçbir mantığı yok.

Kelime ezberine çok takılmayın günde 10 kelime ezberlesen 3 ayın sonunda normal bir insanın konuştuğu kelime sayısını çoktan yakalıyorsun yok ben üstün olacağım diyorsan 20 kelime ezberle sen.
Bir dilde günlük kullanılan kelime sayısı o kadar az ki.

Her neyse. Kısacası dinlemeden dil öğ re nil mez. Önce anadilinde alt yazı sonra ingilizce dublaj ingilizce alt yazı ya da hangi dili ögreniyorsan işte o. Adam ingilizce okuyor türkçe dublajla film izliyor. Sen bi 10 sene daha ögrenemezsin anam o dili.

Bu dinleme işini alışkanlık haline getirdikten sonra artık dergi kitap vs okuyarak güzel bi cila attınız mı olay biter.

Hadi kolay gelsin.
Yurt dışına çıkmak. (ucuz yolu demediniz)
ingilizce bir dizi açıyorsun , dizi açık uyuyorsun. 10 sezo bu şekilde bitiriyorsun ve artık ingilizceyi öğrenmiş oluyoresun.
sevdiğin, bi kısım repliğini ezbere bildiğin bi filmin subtitle text dosyasını bilgisayara indiriyorsun, ingilizce, bir de türkçesini. ikisi dosyayı yanyana açıp önce ingilizcesine sonra onun türkçesi neymiş diye türkçesine bakıyorsun. bi filmi yapman yarım tam gün alır böyle. 20 tane film bitirdiğinde temelin vardıysa ingilizcen baya olur.
Kelime ezberi icin onerebilecegim; ingilizce muzik dinlemek ve kelimelerin anlamina bakmak.

Edit: ayrica grammer çok onemli. Grammeri de chatleşerek, ingilizce metinler okuyarak az da olsa etki edebilecegini dusunuyorum. En iyisi kitaptan, derslerden ve videolardan ogrenebilirsiniz.
ingilizce konu anlatım alıp sıkıldıkça çalışmak.
Misyonerlerle takılacaksin.bir arkadaşim takıldı onlarla simdi Amerikan aksanıyla konuşuyor.