bugün

Okula annem ile gelmiştim.Beni sınıfıma bırakıp geri dönmüştü.Zaten ev ile okul birbirine yakındı.Neyse tanışma faslı gibi bir şey olmuştu herhalde hatırlamıyorum.

Öğretmenimiz bize çizgi çizdirmeye başlamıştı.ilk ders böyle geçti.

ikinci ders kalemimi açmak istedim.Kalem açacağım da şekildi yani.
Açtım çantamın en küçük bölmesini.Göstere göstere açtım kalemimi.Sonra geri koydum yerine.Çocukluk işte bir bok yediğimi sanmıştım.

Derse devam ettik.Anaokuluna gitmediğim için yabancıyım ders denen şeye ve aletlerine.
ikinci dersin ortalarında kalemimin ucu kırılmıştı.Bende şimdi açarsam hoca kızar diye çizgi çiziyormuş rolü yaptım ders bitti.

Tenefüste daha önceki derslerde ve tenefüste edindiğim arkadaşlarla dışarı çıktım.
Tenefüs bitince kalemimi açmak için kalemtraşımın olduğu bölmeye baktım.Oda ne yok.
Aradım aradım yok.Ben bir üzüldüm ki anlatamam.Kalemtraşımı kaybettim diye.Çocuktum işte.
Ben üzülürken sıra arkadaşım ders için kalemini çıkardı.Çıkarırken de ona baktım.
Kalemtraşım yanımdaki çocuğun çantasında.Hırsızlıkla ilk tanışmamdı bu.Çok sinirlenmiştim.

Hemen çantamı aldığım gibi bahçeye koştum.Sinirden ağlıyordum.

ilkokul kapımızda çok şekilliydi şu adi lise kapıları gibi değil.Ben -kapıya mı yoksa bahçe duvarımı pek hatırlamıyorum ancak demiri bacağıma çok kötü batmıştı- tırmanmaya başladım ve diğer tarafa atladım.

ilk okuldan kaçışımdı bu.Neyse ben eve gittim.Tabi annem beni okul saatinde evin kapısında görünce şaşırdı doğal olarak.Ben de tüm olayı salya sümük anlattım.

Oda bana bunun önemli olmadığı anlatıp okula geri götürdü.Hocam çok şaşırmıştı.Neden kaçtığımı sordu bende okulla ilgili ilk yalanımı söyledim:"Sıkıldım."dedim.
.................................
Dahası var ama üşendiğimden yazmıyacağım.Belki daha sonra editlerim
öğretmen sınıfa endişeli annelerimizle birlikte girmemize izin vermişti. bizi zar zor sıralara yerleştirdiler. anneler de bu arada kenarda bir yerde bekliyordu.
öğretmen yoklama yapmaya başladı. tabii daha ilk gün. yoklama nedir falan bilmiyorum. ama adı söylenen ayağa kalkıyor. ben de sıra bana gelsin diye heyecanla bekliyorum.
neyse.. sıra "x..z.." diye birine geldi. cevap yok. öğretmen sayıyor sınıfı herkes tam. ama bu "x..z.." bir türlü ses vermiyor. ben de bakınıyorum sırıta sırıta "ay ne gerizekalılar var! adı söylenince cevap bile vermiyor." diye düşünerek.
o arada annem bana yandan kaş göz işareti yapıyor. ben de neşeyle el sallıyorum.
öğretmen bana baktı. "kızım senin adın söylendi mi?" diye sordu. ben de "hayır." dedim. o zaman "x..z.." sensin dedi.
ben de hayır benim adım "y..z.." dedim. öğretmen de demez mi "tamam işte y..x..'in kısaltması." diye. bir de bana geri zekalıymışım gibi baktı.
meğerse, o yaşa kadar bana hep adımın kısaltmasıyla seslendikleri için tamamını duyunca anlamamışım. adımı bilmiyormuşum.
sonradan "evdekilere çok kızmıştım. bana niye adımın "x.." olduğunu söylemediniz. rezil oldum." diye.
annem hala anlatıp; güler. sanki ömür boyu skimsonik bir kısaltmayla çağrılmak benim suçummuş gibi..
en arka sıra duvarın kenarına oturmuştum. o günden beri bütün öğrencilik hayatımda en arka duvar kenarında oturdum. aklımda bu kalmış bi' tek.
müfettiş gelmişti. yuh lan! ilk gün...
kimsede ağlamamış zaten, herkes üstün zekalı başlamış okula, herneyse.

Ağlamışımdır, ama neden?
ilk günden silgimi kaybetmiştim, yerlerde onu arıyodum sıranın altına girmiştim, hoca kızların altına bakıyorum sanmıştı heralde, bi güzel azarlamıştı beni, sonra silgimi buldum, sıra arkadaşım çalmış.
sivil kıyafetle gidip etrafa mal mal bakmak.. sonrası işemekle geçti
Anneg diye aglayanlara bakıp ay bunların hepsi salak demistim.
tek bir karesini bile hatırlamıyorum.
ilkokula dair en eski anım 3. sınıf zamanı. sınıflar yan yanaydı, seçil'le konuşmuştum kapı önünde. kızın da sadece ismi var hafızamda, sima yok.
garip, bunu niye hatırlıyorsam...
annem beni bırakıp gidecek diye çok ağlamıştım, sonra öğretmen geldi annemin benimle sınıfa geleceğini söyledi. annemle beraber ilk günü atlattık.

yavşak arkadaşlarım hala hatırlatıp duruyorlar ilk gün ağladım diye. ben geleceği görmüşüm o gün, oku oku bitmiyor amk, bitince de bi bok olmuyor.
hatırlanmak istenmeyen geçmiş
ya ben de anasınıfı, kreş vs gitmiştim ama annem çalışıyor diye. yani evde tek kalamazdım. ama birinci sınıfta yine zorluk çektim çünkü anasınıfında istediğin gibi hareket ediyorsun oyuncakların falan var, sonra bir anda belli kuralların belli kıyafetlerin içine giriyorsun falan. ilk aşkım anaokulundandı ama, adı kaandı. sonra her şey değişti tabi ahjd.

neyse ilk sınıfta biz neredeyse 50 kişilik sınıfta kalıyorduk. benim anaokulundan tanıdığım arkadaşlarım vardı aynı sınıfta. yalnız olmadığım için mutlu olmuştum. ama sınıfa geç girmiştim herkes oturmuş yerini kapmış, ben de o arkadaşlarımı başkalarının yanında otururken görmüştüm. 3 kişi oturuyorlardı. gittim yanlarına sığmaya çalıştım ama oturamadım ahahah. onlara sinirlendim en önde iki kız vardı onların yanına oturdum. biri merve'ydi diğerini hatırlamıyorum. merve benim uzun süre boyunca yakın arkadaşlarımdan biri oldu. ama işte ilk arkadaş kazığını o gün yaşamıştım, biliyordum böyle olacağını hayatın.
kreş arkadaşımla aynı sınıfa düşmekten dolayı çok heyecanlı ve mutluydum.. o iri yarı ben minyon bir çocuktum.. sınıftan içeri girdiğimde hemen onun yanına oturmak için koştura koştura yer kapmıştım.. sonuç olarak ikimiz de yan yana en arka sıraya oturduk.. sonra öğretmen geldi tekrardan yer belirlemesi yaptı kısa olanları en öne uzun olanları en arkaya yerleştirecekti.. sen dedi en öne gel bakayım dedi bana, ben de gitmek istemedim baya da inat ettim bu konu da.. sonra öğretmen yanıma gelip kulağımdan çekerek ve bir de tokat atarak zorla en öne oturttu beni.. o günden beri gıcık kapmıştım ona.. sonra epey bir zaman sonra sevmeye başladım gerçi.. ama sonuç olarak mal bir karıydı.
Beni çocukluk sıffır sıffır sıffır. Yazarlar ne güzel hatırlayip yazmissınız. Ben ortasona kadar hiçbir anımı hatırlamıyorum. Çocuk ben nasıldım bilmiyorum. Nerde bu beyin nerde bu bilinçaltı ¿
Ağlayan kızlara sarılıp merak etme az kaldı kurtulucaz buradan diyordum. Ertesi gün birisi camdan atlayıp kaçmıştı. Artık nasıl bir etki yaratıyorsam amk.
çıkış kapısı nerede buranın diye ağlamak, hayatın bu noktadan sonra boka saracağını hissetmiş olmak
Aglayanlardan biri de bendim. Utanmasam yine aglayacam da okulda. Fazlaca pervasizim simdi
Babam götürmüştü beni okula, öğretmenimle konuşurken öğretmen bana bakıp gülümsemişti. O gülümseyiş beni çok mutlu etmişti, hatırladım yine tebessüm etmeme sebep oldu.
ablam sürekli beni takip ediyodu çünkü ne alakaysa korkuyodum.sonra işte kaçıp eve gittiydim.
yau ne olacak. tipik ilk gun seyleri iste. ben cok hevesliydim okula gitmeye bok var gibi. gittik gorduk bi bok yokmus. essek kadar adam oldum kariyer is guc vs. ama hala sevmem okulu.
2. tenefüste okul bitti sanıp eve gitmiştim. 6 yaşında o kadar yolu nasıl gittiysem artık!
sonra annem beni okula geri götürmüştü.
O gün kahvaltıda ne yediysem kusmuştum heyecandan hepsinii. Ve okulda arka sıramda oturan gözlerinin içiyle gülen çocuğa aşık olmuştum ama gözlerine. iki hafta sürdü tabi bu sadece.
Yanıma rahatsız bi eleman oturmuştu sırayı falan ısırıyodu çok tedirgin olmuştum.sonra o çocukla okul bitene kadar ayrılmadık.
ailemin benden sıkıldığını ve benden kurtulmak için okula götürdüğünü sanmıştım çok üzülüp ağlamıştım. ve hala öyle sanıyorum.
her şey gayet normaldi ta ki 3.teneffüste babaannemi göremeyip hocama "örtmenim babaannemi çalmışlaar" diyesiye kadar.
elimde tükenmez kalem ve defterle okula gittigimi hatirliyorum bi sürü benim gibi çocuk hepsi ailesiyle gelmiş tek yalniz gelen benim sonuç olarak liseden atildim.