bugün

prim yapmadığı kadar gayet normal birşeydir de. kimsenin inancına da saygısızlık olmaz kanımca. (bkz: tamamen kişisel) (bkz: subjektif) (bkz: izafi)
öncelikle beni ilgilendirmeyen bir durumdur. kimseyi de ilgilendirmemesi gerekir. ben hazreti muhammed s.a.v. derim, başkası ne derse desin. adam efendimize sadece devrimci gözüyle bakıyorsa ondan ona nasıl hitap edilmesi gerekiyorsa öyle etmesini bekleyemezdim herhalde.

edit: moderasyona göre muhammed yazana hz.muhammed s.a.v. yazacaksın demek "gereksiz" bir ayarmış, az önce öğrenmiş oldum. hiç işim olmaz.
peygambere arapca bir kelime olan "hazreti" kelimesini kullanmadan hitap etmektir. hazreti bir sayginlik ifadesidir, nitekim tam turkce karsiligi "sayin" diye biliyorum. allah'a hitap ederken herhangi bir sayginlik ifadesi kullanmiyoruz ama muhammed'e kullaniyoruz. bu olsa olsa geleneklesmis, aliskanlik haline gelmis, pek de onemli olmayan bir olaydir. isteyen hazreti der, isteyen sayin der, isteyen sevgili der. onemli olan ne dedigin, nasil dedigin degil, kalbinin temiz ve senin samimi olman. gerisi fasa fiso. kelime oyunlariyla inanc olmaz.
insanların günü gelince "muhammed senin asker arkadaşın mı?" diye çemkirmelerine neden olacak durumdur.

(bkz: bir asker arkadasi olarak ali ve muhammed)

edit: benzer başlığı bulduğum için çok pişmanım. suçum aramaya inanmaksa, cezam eksi tabii; haklısınız. vurun tabii, dokuzuncu köye kadar vurun.
eğer peygamber'den daha üst rütbeli, daha saygıdeğer veya olumlu anlamda daha üstün birisi değilseniz ciddi ciddi saygısızlıktır.

bir devlet dairesine işimiz düşünce teeeeeyn özal zamanından kadro almış orta ikiden terk devlet memuruna nasıl da bey, paşa, ağa, efendi çekiyoruz değil mi?

ilginç bir milletiz vesselam.
lafına ayrı bir hava katmaktır. dinleyenin -veya okuyanın- "birşeyler okumuş bu, böyle söylediğine göre" deyu önyargısıyla yaklaşacağını bilen çakal yazarlar tarafından dillendirilen söylemdir. isminin önüne gelen bir kelime ile kimse yerin dibine de geçmez, en yukarıya da çıkmaz. ama niyet önemli, niyetini görmek ise çok kolay. yazdığı, daha doğrusu ıkındığı şeyin eleştiri mi b.k atmak mı olduğunu görürseniz o zaman niyetini anlarsınız.
saygısızlıktır.kişi inanmıyorsa bile inanca saygı duymalıdır.
merhum ali şeriati'nin kitaplarında sıklıkla yaptığı şeydir bu.
askerlik arkadaşı sanki ifadesini uyandıran durumdur. yeri geldiğinde askerlik arkadaşımıza bile böyle hitap etmediğimizi varsayarsak ayıptır, günahtır, yapılmaması gerekir. cümleten bu arkadaşlarımızı saygıya davet ediyoruz.
ünlü düşünür çiçek abbas'ın bir sözünü hatırlatır. (bkz: ne diyem mahmut mu diyem)
kimsenin "hazreti" ünvanını yakıştırma zorunluluğu olmadığından normal bir şeydir. buna saygısızlık demek cahilliğin göstergesidir yalnızca. örneğin; dünyanın dört bir yanında kendini peygamber ilan eden insanlar var. onlardan birine inananların arasına düşseniz, ona da "hazreti" ünvanıyla hitap eder misiniz inanmadığınız halde?
hazreti lavuğun yaptığı iştir. maksat lavukluk olsun, başka bir şey değil.
Musluman olmayanlar icin gayet dogal bir tabirdir.

müslümanlar için muhammet e saygı çok önemli bir yerde durmaktadır, dolayısıyla kendileri sürekli olarak O nun la ilgili konuşurken dikkat ederler, resimlerini ilüstrasyonlarına hoş bakmazlar, karikatür gibi konularda ise çok belirgin sınırları vardır. arabanızı falan yakabilirler, onlar için karikatürün aşağılayıcı bir yanı olması olmamasından çok resmedilmesi yasak olan bir varlığı resmetmiş olursunuz. bu sizin için iyi olmaz

eğer müslüman bir ülkedeyseniz ya da müslüman birisiyle konuşurken bu konulara dikkat etmelisiniz.

hatta diliniz döndüğü kadarıyla O na övgüler düzünüz, bu müslümanların hoşuna gidecektir, sizlere teşekkür edecekelrdir bu iyi niyetinizden dolayı.

(bkz: bkz:peygamber efendiniz hazreti muhammed sallallahu aleyhi ve sellem)

ya da en iyisi bu tür konulara hiç girmeyin müslümanlarla, işinizi yapın paranızı ya da malınızı alın ve gidin, illa sempatik olmak isterseniz, gülümseyip merhaba diyin, bunu özellikle müslüman türkler çok beğenirler. müteşekkir kalırlar.
önyargılı görüşlere sahip insanlar tarafından saygısızlıkla suçlanacak eylem.
şayet düşünce, "ben eğer hazreti muhammed dersem tek bir görüşe* hitabetmiş olacağım fakat hazreti demeyerek muhammed i tüm insanlığa anlatıyorum" ise şık bir harekettir...
olaya birde bu yönünden bakılmalı.
(bkz: nedim gürsel)
(bkz: allah ın kızları)
dini islam olarak belirlenmemiş bir sözlük ortamında, bir yazarın yapmasının saygısızlık olarak nitelendirilemeyeceği eylem.
eğer sözlüğün resmi dini islam ise, bu bir kural olarak konulabilir. ama bildiğim kadarıyla böyle bir durum yok.
burası bir sözlük ve sonuç olarak insanlar olabildiğince nesnel olmaya çalışarak çeşitli tanımlar yapıyorlar. tanım ve örnek içermeyen bir çok entry sözlük formatı sebebiyle siliniyor. nesnel olma, tanım yapma durumunda hayati bir gerekliliğe sahip olduğundan, islam dininin kurucusu hakkında cümleler kurarken, sürekli olarak ona hazreti ön kelimesiyle niteleme yapmaya gerek yoktur. bu onu övme anlamına gelir. ama unutulmamalıdır ki burası islam sözlük değildir ve bir kişinin gereksiz olarak bir kişiyi övmeye zorlaması çok saçmadır.
konu hakkında bir diğer husus ise, adı geçen kişiye hazreti ön kelimesiyle hitap edilmemesinin bir saygısızlık olabileceği yönüdür. biraz düşünülürse, tutarlı olma açısından bunun oldukça komik olduğu görülecektir. zira bu kişinin bir önce adı yoktur-bildiğim kadarıyla- ve ona sadece ismiyle hitap etmek, tam adı olmadığı için saygısızlık olmaz.
buna benzer bir durum için, örneğin mustafa kemal atatürk'e "naber len kemal" şeklinde hitap etmek saygısızlık olabilir. ama bu durumda sadece ismini kullanmak saygısızlık olarak görülmemelidir.haa inanan insanlar bunu saygısızlık olarak görüyor olabilirler. ama bunu dile getirip bir yaptırım beklemeye hakları yoktur, zira dünyada kutsal bir çok kavram vardır ve bir yazardan siz bütün kavramlara siz, sayın, hazreti, büyük, haşmetli gibi gereken ön adlarıyla hitap etmesini bekleyemezsiniz. bu imkansızdır.hatta islam dininin kurucusu hakkında hazreti kelimesi ile hitap edilmesini talep eden yada bunu saygısızlık olarak gören yazarların, örneğin buda hakkında büyük buda dediklerini ben görmedim. yani bu ülkede farklı dine inanan bir çok insan var. sen bazılarına hazreti denmeye zorlayıp, budaya ibne buda diye seslenirsen, bu taraflılık olur.
yinede bu konuda direten yazarları, islami bir sözlük kurup oraya yazmalarını tavsiye ediyorum. zira orda istedikleri kuralı işletebilirler kafalarınca.
hazreti sayın anlamına gelir arapçada o açıdan bir problem teşkil etmez. ancak ismi söylendikten sonra salavat getirilmelidir din büyükleri öyle demişler çünkü.
aşkına alemin yaratıldığı insana duyulan saygı ifadesi ve bir inanc geregi olarak kullanılır hazreti sözcügü. dolayısıyla ona inanmayanın böyle bir saygı ifadesinden pek bir şey anlamayacağı için kullanması, durduk yere de ben şundan dolayı söylemiyorum gibi gereksiz anlatımlara girmesine hiç ama hiç gerek yoktur.
samimiyet ifadesidir. 40 küsur eşi de öyle yapıyordu herhalde, hangisi çarpıldı? * * *
Hz. Muhammed hayatta olmadığından sonuç vermeyecek eylemdir.

Başlığın doğrusu hz. muhammed'ten muhammed diye bahsetmek olmalıdır.

Millet aya giderken bunlarla uğraşan toplumlar tarih sahnesinden silinmeye mahkumdur.

Elin herifleri yeni güneş sistemi buldu inceliyor, biz bunlarla uğraşıyoruz.

(bkz: Türkiye de yaşamanın eziyet olması)
din bir geri kalmışlık göstergesi değildir. aya çıkarken de besmele getirebilirsiniz, caizdir.
hazreti muhammed'den hazret sıfatını esirgeyenler müslüman olmayanlar değildir, içimizdeki irlandalılardır.
çünkü sevginin tersi nefret değildir, kayıtsızlıktır. yani siz bir şeyi gerçekten umursamasanız karşısında olup propagandalar yapmazsınız. "amaaaaaaaaan" dersiniz, "fikirlerine saygı duyarım ve seninle tartışamam, uğraşamam" dersiniz.
eğer tam tersini yapıyorsanız içinizdeki boşluğu doldurmak için bir şeylere ihtiyacınız var demektir.
boşluklarınızı din karşıtlığıyla doldurmayın, gidin fotoroman falan okuyun, vapurları seyredin ve bol bol uyuyun.
(bkz: enseye tokat göte parmak)
atatürk e atatürk, tayyip e tayyip, ahmet e ahmet, mehmet e mehmet demekle eşdeğer hadise.

(bkz: ben benim sen de sensin)

kimse kimseye saygı duymak zorunda değil. bunu ne zaman anlayacaksınız?

ben desem ki hitler benim peygamberim, bütün dünya saygı duyacak mı hitlere. hayır. sizin birilerine ya da bir şeylere inanıyor olmanız onun değerini, yerini, ya da saygı duyulurluğunu değiştirmez.

bu kadar basit.

anlayın artık bunu.
musluman olmayan herkes icin son derece dogal durumdur.tartismak bile yersizdir kanimca.
mesela hazreti isa'ya isa der bunlar, bazıları meryem oğlu isa. Hazreti Musa'ya musa diyeni vardır. Bediüzzaman'a soytarı der, Marks'a Marks, Lenin'e Lenin Efendi Hazretleri. Garip adamlardır, lakin "kıl" değil, "akıl"dır önemli olan.
eğer türkiye'de yaşıyorsan, bu milleti yönetmeye talipsen ve böyle bir konuşma yapıyorsan bunun adı dallamalıktır. vatanını seven, gizli siyasetleri olmayan yüce türk milletinin gözünde pul kadar değeri olmayacak kişidir ayrıca. bu ve bunun gibi insanlara gerçek türk milletinin zerre kadar değer verilmediği zaten önceki seçimlerin bir çoğunda görülmüştür görülmeye devam edecektir. bir de kendi çocuklarına musa, isa ismi veren başına hazreti kelimesini koymadan isimlerini telaffuz etmeyen bu güzel ülkede böyle insanları bu mevkilere getirenler utansınlar ne diyelim.