bugün
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek19
- kızların tipe bakmadığı gerçeği21
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz33
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- bir kadın nasıl tavlanır12
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü11
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- iğrenç bir his tarif et35
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
bir cuma günüydü. iki gün sonra cumhuriyet bayramı olması çocukluktaki gibi bir heyecan vermiyordu. istanbul gri bulutların gölgesinde sanki keyfi kaçık gibi sessiz dururken, taksim meydanın aşağı yürüyen kalabalık tıpkı az sonra atıştıracak olan yağmur damlaları gibi tane tane akıyordu. tramvayın kiliselerden kopma çınlama sesi kulakta yankılanırken, yirmi dakikadır simit sarayının önünde beklenen sevgili yolda beni mi anıyordu acaba?
sinemaya mı gitseydik? nicholas cage'in yeni filmi çıkmış... ama sıcak bir çay yanında kaşarlı simitle, sonra cihangirden geçip beşiktaş'a yürüsek, daha tatlı olmaz mıydı? akşam da balans'ta vh1 de çalan 80'lerin müzikleri eşliğinde biralarımızı yudumlamalıydık evet. "ne güzel gülümsüyorsun?" demeliydim her zamanki gibi. iyi de nerde kalmıştı fıstığımız, gözlerimiz yollarda. önümde geçen yüzlerce insandan hiçbirisi o değil. ahh şu trafik yok mu, takılmıştı yine trafiğe. cep telefonu da kapalıydı, metrodayken çekmiyor tabi.
konsolosluğun aradaki tuvalete gidip gelsem gelir miydi o sırada? yok tutmalıydım kendimi. zaman ilerledi hala gelmedi, bilmez misin en nefret ettiğim şey beklemektir.
- 2 saat sonra -
hiçbirşey eskisi gibi değil anladım. her cuma ikibuçukta burdan geçerdi eskiden. artık geçmiyor. kulaklarımı çınlattığı falan da yok, kendi hayalgücüm o. zaten nicholas cage i de hiç sevmem, o sever diye gidecektim. cep telefonu da metroda olduğundan değil hattını değiştirdiğinden kapalı. sahi ya ayrılmıştık biz...
sinemaya mı gitseydik? nicholas cage'in yeni filmi çıkmış... ama sıcak bir çay yanında kaşarlı simitle, sonra cihangirden geçip beşiktaş'a yürüsek, daha tatlı olmaz mıydı? akşam da balans'ta vh1 de çalan 80'lerin müzikleri eşliğinde biralarımızı yudumlamalıydık evet. "ne güzel gülümsüyorsun?" demeliydim her zamanki gibi. iyi de nerde kalmıştı fıstığımız, gözlerimiz yollarda. önümde geçen yüzlerce insandan hiçbirisi o değil. ahh şu trafik yok mu, takılmıştı yine trafiğe. cep telefonu da kapalıydı, metrodayken çekmiyor tabi.
konsolosluğun aradaki tuvalete gidip gelsem gelir miydi o sırada? yok tutmalıydım kendimi. zaman ilerledi hala gelmedi, bilmez misin en nefret ettiğim şey beklemektir.
- 2 saat sonra -
hiçbirşey eskisi gibi değil anladım. her cuma ikibuçukta burdan geçerdi eskiden. artık geçmiyor. kulaklarımı çınlattığı falan da yok, kendi hayalgücüm o. zaten nicholas cage i de hiç sevmem, o sever diye gidecektim. cep telefonu da metroda olduğundan değil hattını değiştirdiğinden kapalı. sahi ya ayrılmıştık biz...
geçen sene istiklalde ter içinde kalmışken, kendimi bunaklar kahvesi diye bir kafeye atmıştım. Yaş ortalaması 50. Mekan otantik, her masada eski püskü dergiler, defterler dikkat çeker biçimde duruyordu. Garson kardeşten limonatamı kaptım oturdum. Bi yandan da masadaki dergileri incelerken gözüme bir şiir defteri çarpmıştı. Elle yazılmış, gayet okunaklı aşk temalı şiirler. Giriştim direk deftere. 5 dk 10 dk derken yanımda 60 yaşlarında bir teyze belirdi.
-güzel değil mi?
+muazzam gerçekten.
-çok severim ben o defteri.
+hıhıhı
-bak ben ne öğrendim bu hayattan biliyor musun?
+nedir?
-sana dünyaları değil kendi dünyasını sunan kişiyi iste.
Dedi ve elveda bile demeden emin adımlarla uzaklaştı yanımdan. Tabi ben o durumda birkaç dakika sersemleştim ne olduğunu anlamadan. Artık oradan çıkma vaktim gelmişti. Kasaya yöneldiğimde kasadaki bana "hanımefendi ödedi." diyince ikinci darbeyi yedim ve çıktım oradan.
Artık üçüncü darbeme gelmeliyim. Bugün instagramda film repliklerine bakarken gözüme bir şey ilişti. Şok oldum. Teyzenin dediği cumle tıpkısının aynısı replikte vardı. Ve o zaman dedim ki acayip şekilde spoiler yemişim.
-güzel değil mi?
+muazzam gerçekten.
-çok severim ben o defteri.
+hıhıhı
-bak ben ne öğrendim bu hayattan biliyor musun?
+nedir?
-sana dünyaları değil kendi dünyasını sunan kişiyi iste.
Dedi ve elveda bile demeden emin adımlarla uzaklaştı yanımdan. Tabi ben o durumda birkaç dakika sersemleştim ne olduğunu anlamadan. Artık oradan çıkma vaktim gelmişti. Kasaya yöneldiğimde kasadaki bana "hanımefendi ödedi." diyince ikinci darbeyi yedim ve çıktım oradan.
Artık üçüncü darbeme gelmeliyim. Bugün instagramda film repliklerine bakarken gözüme bir şey ilişti. Şok oldum. Teyzenin dediği cumle tıpkısının aynısı replikte vardı. Ve o zaman dedim ki acayip şekilde spoiler yemişim.
güncel Önemli Başlıklar