bugün

yillar evvel parasi olmadigindan dolayi metrobus turnikesinden kacak gecmeye calisan bir adama, 3, 4 yasindaki kiz cocugunun yaninda, oradaki gorevlinin orozbucocugu en kibari olmak uzere bisuru kufredip tartaklamasi, adam ise param yoktu cocugumun yaninda niye kufur ediyosun insanmisin sen fln dedi, boyle olunca adama girdiler, bende onlara girdim kafasini beynini yardim turnikecinin yaninda cocuu olan adami o arada iyi vatandaslar metrobuse bindiripyolladi delikanli bir arkadasin ucan tekme ile bana yardim etmesi sonucu 4 gorevliyi 20 dakika dovduk haketti pzvnkler.
dün gece, babası 3 yıl önce vefat eden kuzenimin beni araması ve 10 yaşındaki erkek kardeşinin
bir arkadaşına gönderdiği " bilmiyorum, babam izin verirse gelirim." mesajını gördüğünü söylemesi.

"aradan 3 yıl geçmesine rağmen hala babamızın ölümünü kabullenememesinden mi yoksa babasız olmaktan utandığı için mi yapmıştır" diye sordu, boğazım düğümlendi, cevap veremedim. amcamı kaybettiğim güne mi ağladım, kuzenimin bunu kabullenemeyişine mi bilmiyorum ama 10 yaşında bir çocuk için babasızlık fazla ağır bir yük ondan eminim.
komşunun sağlıklı çocuğu…

seni hep ağlarken, mutsuzken görürdüm.
senin mutsuzluklarına erişemediğim için ağlardım.

annen ‘koşma çocuğum terlersin’ dediğinde ağladım. aslında hiçbir zaman terleyemeyeceğim içindi.

okula gitmek istemediğinde ağladım. aslında ben hiçbir zaman gidemeyeceğim içindi.

annen seni markete gönderdiğinde, gitmek istemeyişine ağladım. hiçbir zaman anneme o ekmeği getiremeyeceğim içindi.

kardeşinle ayakkabı kavgası yaptığında ağladım. benim kardeşim benim ayakkabılarımı hiçbir zaman giymek istemeyeceği içindi.

bisikletinden düştüğünde ağladım. hiçbir zaman bisikletim olmayacak ve düşüp dizlerimi kanatamayacağım içindi.

sen asansörün geç gelmesine kızdığında ağladım.ben o asansöre binmeden asla evime çıkamayacağım içindi.

baban işten dönerken ona koşup ,sana bir şey almadığını görünce üzüldüğünde ağladım. ben babama hiçbir zaman sokakta koşup sarılamayacağım içindi.

sen sevgilinle kavga ettiğinde ağladım. kimsenin bana acımaktan öte bir duygu hissetmeyeceği içindi.

annen sana kızdığında ağladım.ne yaparsam yapayım annemin bana kızamayacağı içindi.

sen elinde olmayanlara ağladın.bense, senin elindekilere ağladım.
ne kadar malın mülkün olursa olsun huzur olmayınca bir işe yaramıyor.
bir arkadaşım anlatmıştı.taksimde bir sokak çocuğu yanına yaklaşmış.abi bir tane sigara verir misin demiş.yok sigaram diyerek kızarak cevaplamış.çocuk, olsaydı verirdin dimi abi demiş özünden.
pazar gecesi ve pazartesi sabahı.
yaşlı amcanın bir şeyler satmak uğruna gece gündüz demeden yağmurda beklemesi...
her dilden.

köpek: bak evladım, insanlar sana ''hoşt'' dediğinde kaçacak, ''gel kuçu kuçu'' dediğinde kuyruğunu sağa sola savurup
gideceksin. bazen çağırıp severler, bazen yemek verirler, bazen de .. döverler. ama sen ne olursa olsun onlara zarar vermeyeceksin!

yavru: ama istersem dişlerimle saniyeler içinde kemiklerini parçalayabilirim.

köpek: o zaman insanlardan farkın kalmaz. onların vicdanını asla parçalayamazsın. ~
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
balık: bak evladım, insanlar bazen bir ipin ucuna solucan,ciğer,ekmek takıp evimize atarlar. onlar seni yemek istiyorlardır. hiç düşünme git, böylesi çok daha acısız olacak. yoksa evimize zehirli atıklar döküp işkence ederek öldürecekler. en çokta ekmek atana git, oynamadan öldürecektir.

yavru: ama istersem hızlıca çok uzaklara kaçabilirim.

balık: onlar artık her yerdeler. ~

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
yılan: bak evladım, aslında biz insana en yakın canlılarız. görünüşümüz benzemese de kalp yapımız hemen hemen aynıdır. bu yüzden onlara zarar vermemeye çalış.

yavru: üzerime basmak isterlerse? bana tuzak kurarlarsa?

yılan: o zaman al canını evladım. bu yüzden ölmüşlerimizin derileri kıymetlidir.

kuşlar
koyunlar- kuzular…
tilkiler…
vs ..vs

kısaca;

hayvan: bu dünya sadece insanların!

yavru : peki biz neden geldik.

hayvan : onları eğlendirmek, karınlarını doyurmak ve işkence görmek için!

yavru :

insan: bak evladım,şart koşul ne olursa olsun, her zaman güçlü ol. gerekirse ez fakat ezilme. taşı sıkıp suyunu çıkarmaya çalışma,yorulursun. o taşı silah gibi kullanmalısın. güçsüze acı,ama asla yardım etme. çünkü güçlenirse rakibin olacaktır. aç kalma sakın, avlan. gözlerinin içine baka baka yiyeceğinden fazla avlan. insanlar hariç tüm canlılar sen onları yiyesin diye varlar. gün gelecek insanları da yiyeceğiz, ama zamanı var daha değil. sakın acıma, acınacak hale düşersin. senin tek amacın; para ve daha çok para olmalı.

yavru: ama vicdan ?

insan: yok öyle bir şey, nerden duyuyorsun böyle anlamsız şeyleri.
baban trafik kazası geçirir, üzülürsün, sonra tekrar hatırlar, tekrar üzülürsün, üzerinden aylar geçmesine rağmen hala hatırlar ve üzülmeye devam edersin. sorsanız bi bok olmamıştır, sıradan kazadır işte,
sıradan 30 dikiş atılmıştır. *
platonik olarak sevdiğiniz kişiyle uğraşanlar olur ve siz de çaresizce olan bitene bakarsınız.
hem kaybettiğindir aklında olan. sahip olduğun şeyler dikkatini bile çekmez, kaybetmene 5 kalmadıkça.
dakikalarca otobüs bekledikten sonra sinirlenip, gelen ilk otobüse binmek. ardından kentkartın/akbilin boş olduğunu fark etmek.*
bir selamın dilencisi olur çıkarsın ya, aslında taş gibi iraden vardı bir zamanlar, akıl satardın önüne gelene... şimdi geldiğin noktaya bakınca, yıllardır hiç olmadığın biri gibi davrandığının farkına varırsın ve bu sana yeter.

çünkü sen de herkes kadar zayıfsındır, zaafların vardır, bir selamın köpeği olacak kadar masum ama seni bitiren zaaflar. sonra boşver dersin kendi kendine ama bir şey vardır, o bırakmıyordur, hayır neden boşvereceksin ki deyip durur kulağına. anlamsız fısıltılar eşliğinde vehimden dağlar kurarsın gelecek günlerin önüne, aslında hiç gereği yoktur ama kendine bunu anlatamazsın. takılı kalırsın işte öyle birine...
ey eski sevgilim şimdi iyi dinle beni;

hiçbir kadın senin kadar sevilmeyeceği gibi, hiçbir adam sevemeyecek seni benim kadar,

hiç kimse benim gibi aşkla bakamayacak gözlerine,

seni gördüğünde heyecanlanan, biraz da dizleri titreyen bir sevgilin olmayacak bir daha mesela,

senin ağzında çıkacak tek bir kelimeyi benim kadar kimse önemsemeyecek,

hasta olduğunda ; senden daha fazla acı çeken birisi de olmayacak bir daha yanında,

benim gibi sarılamayacak kimse sana,

mesela elini kalbime koyduğumda ki o çarpıntıyı duyamayacaksın bir daha kimsede,

senin triplerini çekmeyecek kimse benim gibi,

tek bir mesajla dünyanın en mutlu insanı yapamayacaksın bir daha kimseyi,

ne çok şey kaybettiğini görüyor musun sevgilim?

ve hiç kimse pişman olmayacak senin gibi. anlıyorsun değil mi..? *
üç arkadaş otobüs ile giderken, otobüsün kırmızı ışıkta durması ve yanımıza taş gibi üstü açık bir bmw'nin yanaşması. ve arabayı 17-18 yaşlarında veletlerin kullanıyor olması. bizim öylece mal mal onları seyretmemiz. sonra onların hızla uzaklaşması ve bizim otobüste mal mal birbirimize bakmamız.

evet.
zincirlikuyuda metrobüs aktarması yapmaya çalışan insanların umutsuzluğu.
desperate housewives'ın bitmesi.
özlersin..
elimde alışveriş torbalarını taşırken çöp karıştıran amcalar teyzeler ve çocuklar görmek.
yolda ayakkabı boyayan bir çocuğun başını sevmek için elinizi ona doğru uzatırsınız, o vurma der gibi ellerini yüzüne siper eder. Tam da böyle oldu o an dağıldım, ne iç burkması ya, lanet olsun.
hiç ölmeyecek gibi yaşıyor olmamız...
o'dur.
yaşlı bir adamın elindeki kağıt helvaları satabilmek için kafedeki her masaya tek tek gidip uzun süre durması, her masadan kötü bir tavırla kovulması.*
afrikada insan çiflikleri olması, buradaki yüzlerce kadın çiflik hayvanı gibi çocuk doğuruyor karşılığında karınları doyuruluyor, doğan şuncacık bebekler ya evlat isteyen ailelere satılıyor yada amınakoyduğumun afrika kabile ayinlerinde kurban edilmez üzere satılıyor. beyaz adam siyah adamı sikmekte birazda haklıydı aslında. bu olayı araştırın afrikada tarımdan büzyük piyasası var. siktimin şempanzeleri allah belalarını versin.
sen on beş- yirmi liralık menü yerken çöpçü amcanın yan masalardaki arta kalan yemekleri yemesi.