bugün

icinde;
menfat, cıkar, kin, nefret, gurur, kibir, sinir, küfür, öfke, sevgi, merhamet, adelet, eşitlik, kavramları bulunan dusunen varlıgın özü.
'insan doğası' diye çevirilebilir.
fıtri olarak her fıtrat islam fıtratı üzerinedir. zamanla vicdana muhalif işler yapılarak ya vicdan yaralanır ya öldürülür.bu da fıtrata akseder.

bazen fıtrat bozulur ya da ölür bozuk fıtrattan sağlıksız tahliller çıkar.bu açıdan islam fıtratı üzere yapılan her tahlil daha sağlıklıdır.

örneğin dünyanın en dürüst kitlesi küçük çocuklar kitlesidir.
(bkz: insanın mayası)
yaradılış, hilkat.
batirmak da fitrattir, kurtarmak da.
her yaratilan, fitrati üzerine yasar. ancak fitratini degistirmeye calisan sadece insandir.

dervis suya düsen akrebi kurtarmak ister, elini uzatinca akrep sokar. dervis tekrar dener, akrep yine sokar..
bunu görenler dayanamaz dervise: "iyilik yapmak istedigin halde sana zarar verene daha n diye yardim edersin be adam?" diye sorarlar. dervisin cevabi söyle olur:
"akrebin fitratinda sokmak var, benim fitratimda ise yaratilani sevmek, merhamet etmek; o fitratinin geregini yapiyor diye ben niye fitratimi degistireyim?"
'El ibtida'u vel icad' yani, taklit edilmeksizin, sadece yaratılmış olana özgü ve onu benzerlerinden ayırt etmeye yarayan yaradılış biçimi.
bir de fırat vardır. onun konuyla bir alakası yoktur.
türkiye cumhuriyeti'nde adalet ve kalkınma partisi'nin sömürdüğü kelimedir.

"bu işin fıtratında var."

bu kadar kokuşmuşluğa anca böyle kılıf bulunabilirdi.. pes !!
bugün çok yanlış bir yerde ve çok yanlış bir şekilde kullanılan kelime..
zamanlaması manidardan sonra bir on sene unutmamak üzere bb tarafından 77 milyonun beynine mıhlanmış kelimedir.
Her şeye uyumlu kelimedir.
Artık bu kelimeyi daha iyi biliyor ve seviyoruz.
Son zamanlarda serbest çağrışımın kralını yapan kelime. Fıtrat deyince zihinlerde canlanan kişi ve manzara insanların yüzde sekseninde aynı.
varlıkların dış tesirlerden etkilenmemiş, bozulup yozlaşmamış halleri için kullanılan kelime . allah'ın bizi yarattığı hali korumaktır.
örnekle açıklayacak olursak;
''kıskançlık onun fıtratında yoktu.''
Alarm saatiyle yattığın saat arasındaki farkı hesaplayıp üzülmek bu hayatın fıtratında var mesela.
madencilikte "ölüm" olarak kendini var eden hede. kim mi diyor? (bkz: malum şahıs)
en son tvde bir filmin altyazısında gördüğüm sözcüktür. amerikan filmi ve bir adam diğerine şöyle diyor. "bu işin fıtratında var."

film komedi filmi olmadığına göre çevirmen herhalde dalgacı bir arkadaştı. samanyolu tv'deki western filmi dublajlarını hatırladım. kovboylar kahvaltıya oturuyor, dua ediyorlar: allahım hamdolsun bize verdiğin nimetlere...
Bir rte klasiği.
301 madencinin ölüm nedeni, bu işin fıtratında bu var.
arapça kökenli fıtrat kelimesi türkçeye yaradılış olarak çevrilebilir.

insanın yaradılışında olmayan pek çok şey vardır, bu yüzdendir ki fıtratımızda şu yok bu yok diye tartışmalar çıkar zaman zaman.

fıtratımızda olan ve olmayan bir takım şeyleri sıralamak gerekirse;

giyinmek fıtratımızda yoktur, allah-ü teala hayvanları kürküyle yarattığı halde insanı çıplak bırakmıştır.

uçmak fıtratımızda yoktur, uçağa binmek allaha şirk koşmaktır, allahın kürsüsü göklerdedir (bkz: ayet-el kürsi) alemlerin tanrısı uçmamızı isteseydi bizi kanatlı yaratırdı. zamanında (bkz: hazerfen ahmet çelebi)yle alay edilmesinin sebebi buydu.

başımızı örtmek fıtratımızda vardır elhamdülillah, çünkü saçımız var, demek ki başımızı örtmemiz gerekiyor, başımız örtülü yaratılmışız, ancak burada da yanlışımız var, sadece kadınların başını örtmesi yanlıştır, erkeklerin de başını örtmesi gerekiyor.*

işte fıtrat fıtrat diye fıttıran fırıldakların işlerine geldiğinde kullanıp, işlerine gelmediğinde (bkz: teğet) geçtiği fıtrat kavramı böyle oyun hamuru gibi (bkz: faşo) bişey.