bugün

"Trabzonspor'un üç penaltısı irdelenmeli." - aykut kocaman

"Biz maçları 1-0 kazanmıyoruz. inşallah ikinci yarıda hakemler Fenerbahçe'ye bol bol penaltı verir." - sadri şener
evvela fanatik bi galatasaraylı olduğumu belirteyim.
fenerbahçe yönetimi ve çoğu zaman taraftarının çoğu hareketi de beni acayip rahatsız eder.
gelgelelim bu gerçekten büyük bir takıma yakışan bir iş olmuş ve içimde sevgi kırıntıları oluşmasına sebep olmuştur.
işte şu:

Lefter vatanına döndü
Türk futbolunun ve Fenerbahçe'nin efsane ismi 85 yaşındaki Lefter Küçükandonyadis'in tedavisine istanbul'da devam edilecek. Doktorundan, 'Ona bebek gibi bakacağız' açıklaması geldi.

Geçirdiği rahatsızlık sonucu yoğun bakıma alınan Lefter'in şuurunun yerine gelmesinin ardından Fenerbahçe Kulübü harekete geçmişti.

Asbaşkan Murat Özaydınlı ve Kulüp Müdürü Serkan Acar, Atina'ya giderek Lefter'i ziyaret etmişti; gerekli işlemlerin ve kontrollerin yapılmasının ardından Lefter, eşi ve kızının da yer aldığı ambulans uçakla istanbul'a getirildi. Efsane futbolcunun tedavisine istanbul Memorial Hastanesi'nde devam edilecek

FENERBAHÇE ATiNA'DAYDI!
Lefter için, Fenerbahçe Kulübü Müdürü Serkan Acar ile Kulüp Asbaşkanı Murat Özaydınlı Atina'ya gitmişti. Yapılan görüşmeler ve doktorların konsültasyonu sonrasında, Lefter'in istanbul'a getirilmesine karar verilmişti.

Acar ile Özaydınlı, Lefter'in şuurunun yerinde, sağlığının da iyi olduğunu belirtmiş ve efsane futbolcunun bir an önce Türkiye'ye dönmek istediğini kaydetmişlerdi.

Lefter'in sağlık durumuna ilişkin soruları yanıtlayan Doktor Andonis Sideris de, ''Hastamızın durumu ağır. Yarın ne getirir bilemiyorum. Sayın Küçükandonyadis, solunum sorunlarıyla hastanemize getirildi. Ufak bir iyileşme kaydedilmiş olmasına rağmen, durumunun iyi olduğunu söyleyemem'' demişti.

alıntı: [http://www.ntvmsnbc.com/id/25162531/]

sadece gurur duydum. böyle olun canımı yiyin.
efsanemiz lefter ile hastalandığı ilk andan itibaren ilgilenen ve onu istanbul'a getirterek vefa örneği sergilemiş klüptür. ordaki doktorlardan haber alıp yayınlamak yerine bizzat yöneticiler giderek efsaneyi alıp gelmiştir.

vefa denen duyguyu unutmayan klübüme helal olsun.
(bkz: dünya şampiyonu fenerbahçe acıbadem)
atletizmde avrupa şampiyonu olan ilk kulübümüzdür. avrupada da yaptığı sükseli transferler ve en olmadık takımlara karşı aldığı süper zaferler ile ünlüdür.
bayan voleybol takımı bugün dünya şampiyonu olmuştur. bu başarı sayesinde fenerbahçe türkiye'ye olimpik spor dallarında ilk defa dünya şampiyonluğu kazandıran kulüp ünvanını almıştır.
nefesi kuvvetli birisi türkiye kupası almaması için beddua etmiş. yoksa bunun başka açıklaması olamaz. adamlar 30 seneye merdiven dayadılar.
bir kez şansımı denemek istediğim takımdır. bu arada kadıköyden gol haberi mi var 3-3 mü 3-3 mü 3-3 oldu beyler kadıköyde....*
giderek dibe vurmaya başlayan takımım. yani en azından futbol için konuşuyorum. şu anki durumun oluşmasında tabi ki herkes suçludur. yönetiminden tutun aykut hocaya, futbolcusundan tutun anonsçusuna, masöründen malzemecisine... ama en büyük suçlunun aziz yıldırım olduğunu düşünüyorum.

çok değil bundan yaklaşık 3-4 sezon öncesine kadar fenerbahçe adına en çok güvendiğim insan,gittiği günü düşünmek bile istemediğim,istifa edeceğini söylediğinde neredeyse ağlayacak duruma geldiğim aziz yıldırım.

şampiyonlar ligi;süperdi sevilla,penaltılar,deivid reyiz,hatta emre tilev'in deivid'in chelsea'ye attığı süper ötesi golde söyledikleri bile,hiçbirşeyi unutmadık. rüyaydı adeta tüm fenerbahçeliler için. daha sonrasında zico,kardeşi,problemler falan,gönderildi. tamam kabul. vardır aziz yıldırım'ın bir bildiği dedik,hata gibi duruyordu ama aziz yıldırım'a güvenim tamdı.* daha sonra yerine birisini getirmek gerekti,henüz 2-3 hafta önce avrupa şampiyonu olmuş takımın teknik direktörünü getirdi. o an yapılabilecek en iyi hamleydi bu. dile kolay luis aragones,kurt hoca,disiplinli,tecrübeli... tabi güiza,ispanya ligi gol kralı o an alınabilecek en iyi oyunculardan birisiydi. aurelio'nun yerine emre.

işte ne olduysa buradan sonra oldu. aragones tutmadı,olmadı bir şekilde,çok başarısız oldu,aynı şekilde güiza da. işte aziz yıldırım hayal kırıklıklarını buradan itibaren başlattı. önce 34 yaşında villareal'in yedek oyuncusu josico verdu ön libero olarak alındı. zaten elde var maldonado. o sezon öylece bomboş, hayal kırıklıklarıyla dolu bir şekilde geldi geçti.

aragones gönderildi ki halen tazminatını ödüyoruz tabi josico,maldonado'sunu da aldı ve süper(!) ön liberolardan kurtulduk tabi çok yüklü tazminatlarla.

sonra daum kabusu geldi. tekrar.zaten hata olduğu baştan belli olan bir hamle yapıldı. 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü verildi. cristian baroni,andre santos, bilica gibi brezilya ekolünden futbolcular takımda yer almaya başladı.

olamadık şampiyon. hem de nasıl olamamak. birkaç gün boyunca depresyonlara girdik. daum gönderilecek tabi*. ama gönderemiyoruz. neden daum ve teknik kadrosu tazminat istiyor tabi haklı olarak. o görüşmeler uzun sürdü, çok uzun. tüm paralar saçıldı iki sene boyunca. şampiyonlar ligi'nden gelen milyonlar,tabi onlarla birlikte itibar. christian ve bilica'nın gönderilememesinin sebeplerinden birisinin de tazminatlara saçılan paralar olduğunu düşünüyorum.

tüm bu olumsuzluklara rağmen yünetim bence şu kaos dolu yıllar boyunca en iyi şeyi yaptı ve bu sezon için aykut hoca ile anlaşıldı, transferler konusunda sütten ağzımız yandığı için,aykut hoca'nın da isteğiyle geçlere yönelinip çok iyi transferler yapılmaya başlandı. twente'nin şampiyonluğunda çok büyük rol oynayan miroslav stoch, nancy'de oynayan gelceği parlak olan issiar dia, marsilya'nın kaptanı mamadou niang ve everton'dan joseph yobo alındı. çok başarılı bir kadro kuruldu.

şimdi gelelim aykut hoca'ya. çok severim kendisini,kişiliğini ve takımın başına geçtiğinde çok sevinmiştim çünkü futbolu çok iyi bilen bir teknik adamdı. istediği çoğu adam alındı(ki burada yönetim elinden geleni yaptı). sezon başladı bildiğiniz gibi kupalardan eleniş, takım oturmadı dedim birbirlerine alışmaları lazım genç bir ekip beklemek lazım. nitekim transferlerin tamamı iyi çıktı.

türkiye'de sadece beşiktaş'ın kadrosuyla kıyaslanacak kadar iyi bir kadrosu var elinde aykut hoca'nın. ancak neden bu başarısızlık? (teknik,taktik konulara fazla girmek istemiyorum ama dia, stoch orta sahanın her yerinde oynayabilen adamlar bunlar neden ikisinden biri arasında seçim yapılmak zorunda kalınıyor)

çok çok başarısız olan luis aragones'in bile kadronun yetersiz olması gibi bir mazereti olabilirdi. ama aykut kocaman'ın böyle bir mazereti olamaz hacı. teknik direktörlük kıyımına çok karşı olan birisiyim. gönül ister ki aykut kocaman onlarca yıl bu takımın başında kalsın ama olmuyor be aykut hocam! tek tek çok iyi oyuncular sahada bütün olamıyorlar,olduramıyorsun.

ben doğduğum günden beri fenerbahçe taraftarıyım. evet başlarda öyle çok fanatik biri değildim ama yine de giderdim maçlara,izlemesem bile 'kaç kaç bitti' diye sorardım yani.
sonra aragones dönemi takım rezalet. içimde birşeyler oldu. yani takımımı yalnız bırakmamalıydım. işte o zaman başladım. gönülden bağlandım takımıma,aşık oldum adeta. o sene 26.,27. haftalarda bile şampiyon olacağımıza inanıyordum,yani yapabilirdik çünkü fenerbahçeydik biz.

ama şu anki tablo, yani çok mu rezalet? hayır. ligin bitimine 17 hafta var ve liderin sadece 9 puan gerisinde üçüncüyüz. ama inanmıyorum be hocam. vallahi daha önce hiç bu kadar inancımı yitirdiğim olmamıştı. futboldan, fenerbahçemden bile soğumaya başladım,içimde neredeyse hiç istek kalmadı maçları izlemek için.

fenerbahçe taraftarı çok büyük bir taraftar.gerçekten. yani yaşadığımız şeyler, kolay değil 5 yıl arayla 2 defa son hafta şampiyonluğu kaybetmek. olgunlaştık aslında biraz da. trabzon maçında bağdat caddesindeydim dev ekran kurmuşlardı oradan izledim. bitiş düdüğü çaldı ve ne mi oldu? sanki normal bir maçı kaybetmişiz gibi.(daha sonra olna rezaletler tabi) etraf sessiz. millet birşey söyleyemiyor.(statta daha beterleri oldu tabi doğal olarak) yaşamıştık çünkü bu tabloyu bir kere,olgunlaşmıştık. ama halen fenerium tam gaz,gsstore ve kartal yuvasının gelirlerinin toplamından bile daha fazla,ürünler yok satıyor. palamut forma çıktı mesela. 1 hatada kaç bin satar? çok bin satacak şüpheniz olmasın. kombineler desen aynı 20.000 in altına inmiyor. halen...

tüm bu olumsuzluklara rağmen taraftar hala elinden geleni yapıyor. her türlü desteğini sürdürüyor. böyle de olacak bu belki bilinçli belki bilinçsiz olarak insanlar kombinelere devam edecek,ama içi kan ağlayarak.

bu aşk bitmez. hem de hiç. ama genel geçer insanlara değil. her zaman ebedi kalmaya devam eden formaya,renklere,armaya,mabede,hatta stat önündeki dereye bile be*. biz yine sevgililer gününde kız arkadaşlarımıza maç bileti almaya, yarım kalpli tişörtler alıp,sarılıp onu tam kalbe çevirmeye devam edeceğiz. çünkü fenerbahçeliyiz.

ben mi? maç sırasında altta fenerbahçe su reklamı gördüm, hafta sonu sipariş edip damacalarından almayı düşünüyorum. *
futbol takımı devre arasında ne pahasına olursa olsun cristian baroni, andre santos, fabio bilica, kazım kazım ve gökhan ünal ile yollarını ayırmalıdır. başarısızlık mühim değil o formayı böyle ruhsuzların giymesidir bizi üzen...
spor kulubü'dür.

(bkz: dünya şampiyonu fenerbahçe acıbadem)
paranla rezil olmak deyiminin tam karşılığı.

fenerbahçe için her sene aynı senaryo geçerli. sezon başında büyük paralar harcanıp transferler yapılır. sağ kanada, sol kanada, orta sahaya, forvete, defansa artık nereye ihtiyaç varsa oraya adamlar alınır. ağustos ayı bu transferlerin rüzgarıyla geçer. lig biraz ilerleyince yine "oh be alex kurtardı takımı" moduna döner. yani gelenler, gidenler oluyor ama sonuç hep aynı. alex'e bağımlı bir takım.
(#5959283)
allah tan rakiplerinin imdadına yine türkiye kupası yetişti de, süper ligin orospusu konumudaki eksi averajlılara konuşabilecek bir mevzu oluşmuştur.

edit: nasıl bildiniz lan söz konusu orospunun hangi takım olduğunu.*
fenerbahçe spor klübüdür, konuşurken sadece futboluna laf atanlara (atmaya çalışanlar) diğer branşlara da bakmasını tavsiye ederiz işte ozaman türkiyenin en büyüğünün kim olduğunu tartışmaya gerek bile kalmayacaktır.
kerem gönlüm'e yaptıkları muameleden sonra allah'ın sopası olmadığını gösteren spor kulübü.

(bkz: diana taurasi)
o zamanlar kerem gönlüm olayından daha ciddi bir konu vardı. o dönemde kerem gönlüm ile birlikte başta mario kasun olmak üzere birkaç efes'li oyuncunun daha aynı maddeyi kullandığı belgelenmişti. nitekim fenerbahçe bunun üzerine gidilmesini istemişti doğal olarak. şimdi taurasi hakkında 2. sonuçlar beklenmektedir. eğer pozitif çıkarsa tıpkı kambala'da olduğu gibi kulüple ilişkisi kesilecektir...
bu takımın altyapısında, bildiğiniz çocukların olduğu kategorilerde bile yasadışı şeyler döner. yaş büyütme gibi.
vurduruyorlar efendim.. durduramıyoruz..

http://galeri.uludagsozlu...isyon-bollu%c4%9fu-91902/
http://galeri.uludagsozlu...isyon-bollu%c4%9fu-91903/
bu sene kupa hasretinin 29. yılını yaşayan takım.
(bkz: 29 yıllık türkiye kupası hasreti/#10296452)
ulaşmamız gereken rakam "29"
Şimdi fenerbahçe nasıl elendi ? Ankaragücü ve Buca mağlubiyetleriyle.. Buca hangi şehrin ilçesi ? izmir. izmirin plaka numarası nee ? 35 Ankaranın nee ? 6... 35 ten çıkar 6 yı ne kaldı ? 29 fenerbahçenin kupayı alamamasının 29.yılı kutlu olsun...
daha çok 29 görecek olan, sadece lig şampiyonluğunu oynayabilen enteresan takım.
futbolcularını alt yapıdan çirkef yetiştiren takım.
(bkz: senin sorunun tohumunda)
daha önce sami yen'de bir fenerbahçe maçında 90 dakika boyunca sahayı koltuk, taş ve su yağmuruna tutan, sahaya türlü müdahalerle fenerbahçe ile yapılan bütün basketbol maçlarının en az yarım saat durmasına neden olan, en sonundada 14-15 yaşındaki çocuklara saha içinde dayak atan taraftarlar tarafından çirkeflikle suçlanan kulüptür...
daha önce kendi stadında galatasaray için ayrılan tarafa bok, çürük yumurta, saman vb. iğrenç şeyleri koyan, başka bir maçta aynı taraftara aslanı götünden siken bir iblis resmi açıp, 'resim sarı kırmızıydı. galatasaraylılar açmış' gibi aptalca bir tespitle kendisini savunan, galatasaray futbolcusuna pet şişeden bombaya kadar pek çok şey atan, sütten çıkmış ak kaşık kulüp.

edit: eksileyen ibne o koltuğa koyulan bok sensin galiba.