bugün

daha düzenli bir hayat.
hafta sonu çocuğumla maça gitmek..bağırmak delicesine..onun tezahüratlara ne kadar çok arzulasa da eşlik edemeyişini izlemek;sonra sırf takımına, aşık olduğu renklere destek olmak için melodiye uygun sözler yarattığını görmek, gülmek..

maçtan çıkıp köfte-ayran 2 milyondan almak beraber..satıcıya defa kere söylemenize karşın onunkine de soğan koyması..o gün yenmişseniz sinirlenmemek bu duruma..sonra uygun bir kaldırımda soğanları bertaraf etmek ekmeğinden..otobüs beklemek ''hadi baba eve gidelim ben çok üşüdüm'' ler arasında..sonra kadere isyan edip cepteki son parayla taksiye binmek..taksimetrenin cüzdanı tuş ettiği sırada inmek taksiden..biraz daha yürümek sonra eve doğru...
ütünün, çamaşırın, yemek yapımının mutlu bir şekilde paylaşılacağı hayata sahip olmak.
artık ailenden ayrı bir yaşantı kurabilmek.
(bkz: aşk)
çevrenizdeki herkesin evlenmiş olması. mesela.
çocuk sahibi olmak... benim açımdan başka bir sebebi yok...
doğa kanunu.
gecenin tam karanlığında konuşmak, dertleşmek için bir insana ihtiyaç duyduğunuz an nazlanarak ta olsa sizi dinleyecek birinin olması.
mecburiyet; beklentileri karşılama zorunluluğu ve de yalnızlık korkusu.
(bkz: düzenli pompa)
sünnet olması. yani evliliğin peygamberin bir sünneti olması. benim için bu en azından.
insanın yuva kurmasını sağlayacak yuva kurmaya itecek sebepler bütünü.
(bkz: çocuk sahibi olmak)
(bkz: evlenmemek için nedenler)
(bkz: evlenmek icin nedenler)

(bkz: aramaya inanın)
(bkz: pompa)
ütü yapamamak buna rağmen her gün resmi giyinmek zorunda olmaktır.
cinsel ilişki esnasında alkollü kafa ile korunmayıp çocuk bekliyor olmaktır.
hiçbir neden yoktur!
Dünya evine girmek bunlardan biridir (!)
televizyona çıkıp kendini 76 milyona rezil edebilmek.
yaşın kemale ermesi veya evde kalmak.
nesillerdir insanların evleniyor olması. gerçi evlenmeyip ne yapıcan o da var. bilemiyorum sözlük, emin değilim yani.neyse gittim o zaman ben.
yazılan nedenlerin bile aslında insanı evlenmemeye sevketttiği sebeplerdir.