bugün

hey was up sesinin akabinde bolca telaffuz edilir..
bunu genellikle beyaz argosunda kullanirlar.. zenciler daha cok doc demeyi tercih ediyolar.. yahut nigga derler.. ama tabi yeterince kara renkli degilseniz nigga lafini kullanmaniz *sagliga zararli olabilir.*
ing. muhallebi çocuğu ya da züppe.
(bkz: ahbab)
lost'ta Hurley'in sikca kullandigi kelime. ayrica:
(bkz: The Big Lebowski)
usa'lı zenci amcaların sıkça kullandığı,bizdeki tam karşılığı(olmasada) kardeşim,hacı,baba,abi,olum,bileder den biri veya birkaçına birden denk gelebilen sözcük..
ing.de ahbab, dostum vb.

ing. > what's up dude?!
türkce > naber ahbab?!
burhanca> hey gery what's goin on?! *
hey dude!dur. lan anlamına gelir.

ing.-> hey dude neler oluyor burda?
türkçe-> noluyo lan burda? *
kiz versiyonu dudette'dir.
ing. "adamım"

16 Block ta gırla gider ve dadından yinmez. Orada da bu şekilde çevrilmiştir.

-Hey adamım, şimdi içmenin sırası değil.
zubbe anlamina gelir, ahbab anlaminda da kullanilir.
arkadaş demek.
genelde surfcülerin veya teknik erkek bir ortaminda kulanılan bir sözdür.
lost ta sisman cocugun (adi herneyse hatirlamiyorum ) doktora her konusmasinda kulllandigi ahbap ,dostum anlamina gelen sozcuk.
lost dizisinin sempatik karakteri hurley' in (adını hatırlıyorum) kalıplaşmış repliğidir.
"hey dostum" gibi bir manasi olan kelime.
lost dizisinde dave'den hurley'e miras yoluyla gecen ahbap kelimesidir. tnt de türkçe dublajda moruk olarak çevrilmiştir.
güzel bir tenacious d parçasıdır. bu adamlardan böyle ağır bir parça, enteresan valla...
(bkz: coolgoose) *
dördüncü nesil yazar.
ankara nın batıkent ilçesinde rap yapan tnt ve dude isimli iki kişiden oluşan batıkent rulez adında bir rap grubunun elemanı.
birkaç sözcüktü
boyunları büküktü
bir de melodi tavlamışlar
epey hüzünlüydü.

durdum. dinledim. durdum. dinledim.
hep sustum.
bir ses duydum:

"hey dude, take a sad song and make it better"

en sevdiğim deniz kıyısı samimiyetinde
bir güneş vardı dışarıda.
durdum. tam karşısına geçtim.
selam verdim. oturdum.
ıslıkla çaldım bizimkileri,
gökyüzüne savurdum.
demlensinler diye
dinlensinler diye...

aradan epey bir rüzgar,
biraz şehir gürültüsü
kafi miktarda hayal geçti...
sonuç?
başaramadım.
güneş bazen
üşütürmüş anladım.
dalga geçmeye çalıştım
tüm beceriksizliklerimle.
onu da beceremedim.

birkaç sözcüktü
boyunları artık daha büküktü
bir de melodi...
hüzünsüzlük kadar hüzünlüydü.

durdum. oturdum. durdum. oturdum.
hep sustum.
bir ses duydum (yine mi?):

"hey dude, take a sad song and make it sadder."

tamamdır ahbap
tamamdır...
işte bu,
evet bu,
malesef bu,
tam bana göre.
tam...
(bkz: hurley)
oxford dictionary for learners of english adındaki sözlük der ki dude = a man. yani dude tanımadığımız birine ya da kankamıza da söylenilebilecek kadar geniş bir yelpazeye hitap eden bir hitap biçim olduğundan sadece ''adamım'' şeklinde sınırlandırmak doğru değildir.
rumuzumun atası olan the big lebowski filminde, lebowski karakterinin lakabıdır.
"olm" manasına gelir.
düüd diye telafuz edildiğinden bir türk için kullanılması tuhaf gelebilir.
(bkz: bisiklet kornası)