bugün

son dönemde yapılmış izlenmeye değer başka bir türk filmi.
bir mahallenin kendi yağıyla kavrulan futbol takımını ve çevresindeki insanları anlatan filmdir.konusu çok basit görünsede aslında kendi içinde platonik aşkların çaresizliği,dayanışma,yas,acı,sevinç gibi anlattığı çok ama çok başka şeyler vardır,derin şeyler ve bunları ustalıkla betimler film.
izlerken o an anlarız ki aslında hepimiz torba suat olduk bir zaman,deli gibi severken,hepimiz iznikli serkan gibi olduk birileri bizden çok şey beklerken,hepimiz hacı hoca olduk suatı teselli ederken ve hepimizin sonuda hacınınki gibi olacak,istesekte istemesekte...

bunların hepsini topladığınızda filmin sloganı ortaya çıkıyor doğrusu ki film içinde biçilmiş kaftan hakikaten:

hayat futbola fena halde benzer.
Gerçekten insanı etkiliyici bir film.Bunun dışında futbolla yatıp futbolla kalkan bir millet olduğumuz içi tam bizi damardan vuran bir film. rıdvan dilmen,tanju çolakgibi bir dönemin önemli futbolcuları dikkatle bakıldığı sırada filmde görülmektedir.Savaş dinçelin performansı görülmeye değerdir...
serdar akar ın yönettiği, başrollerinde müjde ar, savaş dinçel, rafet el roman ve erkan can ın oynadığı hayat futbola fena halde benzer sloganlı film.
Çekimlerin bir kısmı Bursa Merinos'un sahasında çekilmiştir.
müziklerini fahir atakoğlu tarafından yapılan,erkan can,savaş dinçel,müjde ar arkadaşların oynadığı müthiş drama.
(bkz: iz bırakanlar unutulmaz)
(bkz: hayat futbola fena halde benzer)
bursa da ki galasına gitmiştim , gerçekten cok guzel bir film , kaybettiğimiz değerlerimiz aklıma geliyor bu film aklıma geldikçe mutlaka izlenmesi gereken bir film , ayrıca pek ilgi gösterilmemiştir bu filme yazık olmuştur...
ahmet uğurlu filmleri tadında bir türk filmi..
kaliteli türk filmleri arasında yer edinmiş cins bir isme sahip film.
kahvede milleti etrafına toplamıs basından gecen** abazalık hikayelerini anlatan kişinin kullanmaktan usanmadıgı cümle.
sadece bir futbol filmi olarak algılanmış ve hakettiği ilgiyi görememiş olan, son dönem türk sinemasının en başarılı filmlerinden biridir. baş rolde oynayan rafet el roman da bu ilgisizliğe sebep olmuştur.
Film için Şahnaz Çakıralp derim. Başkada bir şey demem.
defansta yapılması tehlikeler yaratabilir. *
2000 senesinde, gemide, barda, kurtlar vadisi ırak gibi filmleri çekmiş serdar akar tarafından sinemaya aktarılmış, '' içimizde demek ki böyle sıcak hikayeleri sinemalaştıran bünyeler varmış'' dedirten son senelerde çekilmiş en iyi türk filmlerinden birisi olan süper ötesi film...

oyuncuları arasında erkan can, savaş dinçel, müjde ar, rafet el roman, şahnaz çakıralp gibi isimleri de barındıran filmdir. özellikle mektup olayına bağlanmış aşk hikayesi, umutsuz gibi görünse de, bu aşkın sonuna kadar direnen, sonra da, doğru yolu bilip de doğrusunu yapan bir kişilik. özellikle seçilen ortamlar, mahalle insanları, eski evler, ''çocukluktan kopma sahneler'', 80'li yılları gözler önüne seren çetrefilli sahneler, takım elbiselerinden tutun da saç şekillerine kadar. kendisine has müziği ile elleri öpülmesi gereken fahir atakoğlu...

her ne kadar bursa'da çekilmiş olması itibariyle ayrı bir samimiyet havası yakalanmış olsa da, buna mukabil oyunculukları ile iyice vermiş olduğu havayı perçinleyen bir filmdir, dar alanda kısa paslaşmalar... her ne kadar rafet el roman biraz da olsa sırıtsa da, geriye kalan kişilerin tümü, film esnasında rıdvan-tanju gibi kişilerin oynadığı maçta geçen sahnelerde bu futbolcularımız bile filme ayrı bir sıcaklık katmıştır... savaş dinçel'in başı çektiği oyunculukların arkasında ya da yanında olsun erkan can'ı farklı bir yere koymak gerekir. gittikçe türk sineması'nın robert de niro'su, al pacino'su olma yolunda ilerleyen erkan can'ın ortaya koyduğu ''takımın kalecisi suat'' karakteri bizzat muhteşem, mükemmel, eşsizdir; izlenmeli üzerinde kafa patlatılmalı, ''artık böyle sevgiler oluyor mu acaba?'' diye düşünülmelidir... yine de ağzından düşen;

- kapalı dükkana kira vermişiz.. tarzı replikleri, göndermeleri, o dönemin renkli bir gösterisi olan bu film kesinlikle izlenmelidir. bu derece bir filmdir...
reklam filmindeki şarkısının da etkisi ile (billie jean) filmin anlattığı dönemlerde patlayan, blendax şampuanın orjinal mavi şişesi ile göründüğü film.. bir sahnesinde..
Bir arkadaşımın rol aldığı ama izleyemediğim filmdir. isminin futbolla alakalı olması bir sempati uyandırmıştır.
(bkz: stüdyo daire).
son yılların en başarılı filmlerinden.serdar akarın gemide ve lalelide bir azize den sonraki üçüncü filmi.savaş dinçel ve erkan can döktürmüştür resmen.geçmişinde bir amatör lig mazisi yatanlar için izlerken o günleri yad etmek açısından bulunmaz fırsattır.izlensindir
Ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya, ya da resim olurlar senin gibi kazına kazına...
hayat futbola fena halde benzer. futbol sahsi beceri gerektiren ama aslinda ayakla oynanan bir spordur. dört dogru pas %90 goldür. hayat da öyle degil mi?..

bütün kaleleri kusatan torba kaleci erkan can in müthis oyunculugunu sergiledigi bir serdar akar filmi...
Son dönem Türk sinemasının en iyi filmlerinden biridir.
-hayat futbola fena halde benzer. futbol şahsi beceri gerektirir. değişmez o da ayrı konu. ama aynı zamanda da topla oynanan yani insanların takım halinde oynadığı bir oyundur. hayatta böyle değil mi?
-eveeettt
-Aferinnnnn. istediğin kadar iyi ol iyi bir takımın yoksa havagazı mantarlarsın.
-Hayat futbola fena halde benzer. neymiş?
-hayat futbola fena halde benzer
-dört doğru pas yüzde doksan goldür. neymiş?
-dört doğru pas yüzde doksan goldür
-aferin. çok güzel evet koşmaya devam ediyoruz
müzikleri ayrı güzel diyaloglar ayrı güzel. *
bizim sözlükte bütün gün yaptığımız şey. *
bu akşam saat 22:00'de star'da gösterilecek film*** *
savaş dinçel'in canlandırdığı "hacı" karekterinin vefatından sonra islami geleneklere göre defnedilmesinin ardından abisinin gelmesi ve "biz ermeniyiz, ama onun için fark etmezdi" demesi insanın insan olduğunu, bir kez daha gösterir insanlara.
dün gece televizyonda rastlanmasıyla mutlu eden film. beynelmilel'de 'geçen söylesem sana dert söylemesem bana' cümlesinden sonra platonik aşkı en iyi anlatan cümlenin geçtiği film ayrıca. 'kapalı dükkana kira ödemişiz işte'.
erkan canın sevdiği kızla takım arkadşaının düğününde ufaklıkla yaptığı konuşmadaki tavrının, sakinliğinin ve yenilgiyi kabullenmişliğinin insanı şöyle bir salladığı filmdir.
çocuk kendisiyle gönderilen mektupların aslında bir yanlışlık sonucu kızın eline hiç geçmediğini söyler, baba gayet sakin boşver der çocuğa, değişmez bu saatten sonra...