bugün

-bunu almayı düşünüyorum ama...
+buna sizin paranız yetmez efendim.
-Hm... bir eşeğin suya gidip gelme zamanı takriben ne kadardır?
+bilmiyorum ki efendim...
-o eşek sudan gelene kadar senin direncin yeter mi peki bana?
+arif! abiyle ilgilenir misin? yengen aradı, bi eve gidip geleyim ben.
-hadi bakayım...
senin yetiyor mu denilecek tezgahtardır. fakat o kadar kırıcı olunmayacağı için ya kendini zorlar ona inadına alırsın ya da tıpış tıpış mağazayı terk edersin. ben genelde 1.şıkkı seçerim.kime neyi ispatlıyorsam...
ne yapıcan onu sen git başkasına bak, diyen tezgahtar.
başlığı görünce güldüm fakat bunu diyen tezgahtara da gülecek halim yok tabi. saçını başını yolarım.
'aynısa benim param da yetmedi' de diyebilir.
senin maaşın yeter mi koçum diye cevap verilmesi gerekendir.*
O kadar yıllık esnaflık hayatında (kaç yıl olduğu tartışılır) laf olsun diye soran kişi ile alıcı insanın arasındaki farkı ayırt etmeyi becermiştir, bravo denilir...
"sanane ulan armut" denilesidir.
+ pardon bu telefonun fiyatı ne kadardı acaba?
- buna sizin paranız yetmez. başka şeylere bakın.
+ ne diyorsun kardeşim, fiyatını sordum söyleyeceksin.
- ahahaha sanki alabilecek ya. şu üstündkeilere bak, o telefonu rüyanda göremezsin lan sen.
+ alırım lan ne kadar söyle sikecem.
- bin üç yüz doksan altı lira. ahahahaa sikimin başını alırsın anca.
+ dur kredi kartım olacaktı şurda, hah, alıyorum bu telefonu. taksit falan yapma peşin ödüyorum.
- vaay, peşin ödüyor bi de?
+ tabi olum, hadi sar şunu.
paramızı yettiğini de bize göstermekten üşenmeyendir.
karşılaştığım tezgahtardır.
-beyfendiaa bu size pahalı gelebiliieear
-* ya öyle mi? çok fakir görünüyorsam sadakanızı kabul edebilirim.*
fakir tezgahtarın kendini avutma şeklidir.
mal tezgahtardır. ben buna cidden rastladım efendim.
lisedeydim, mezuniyet için kravat almayı düşünyordum, her neyse
bu böyle takım elbiseler falan satan ünlü mağazalardan birine (adını bile unuttum ama en bilinenlerden birisiydi) girip
kravatlara bakmaya karar verdim. o günde böyle çok özensiz bir şekilde kot + t-shirtle çıkmıştım dışarı.
daldım içeri adam direk öküz gibi baktı bana,
böyle kovarcasına birşey söyleyecekti tam ben hemen atladım kravatlarınıza bakabilir miyim diye.
adam hemen bizim kravatlarımız pahalı yalnız falan dedi,
bende sordum kaçtan başlıyor diye, o da 250 tl den başlıyor demişti. hayır yanımda para vardı
ama artistliğin lüzmu yok dedim, kötü kötü baktım herife, sonra çıktım dışarı. bu da böyle bir anımdır işte.
müşteri üzerinde alma baskısı kuran cümle. eski çalıştığım yerde patronum bu taktiği kullanarak fazlaca satış yapardı. müşteriye bu cümleyi kurar ezik hissettirir ve onu almak zorunda kılardı.satış taktiği cümlesidir oyuna gelmeyiniz efenim.
insanları tipine göre değerlendiren onospu çocuğudur. oysa sadece fiyatını söylese karşıdaki zaten vaz geçecektir. ama tezgehtar olan orospu çocuğu illa ki "neskim olduğunu biliyorum" imajı yaratmak ister. egosunu siktimin onospu çocuğu pu onospu çocuğu.
seni dükkanınla beraber satın alırım cevabıyla susturulur.
Bilmukabele, senin de yetse burada tezgahtar parçası olmazdın zaten cevabıyla susturulur.
imanla paranın kimde olduğunu bilmeyen tezgahtardır.
bir insanı fiziksel ve ekonomik yönden küçümsemek en son yapacağım iştir fakat o beni öyle küçük düşürmeye kalkarsa 750 lira+ssk+yol diye hatırlatırım. Daha gelmedi başıma.
bazıları direk söylemez de bakışları ve tavırlarıyla hissettirir. ikisi de aynı kapıya çıkar. o size hayat gerçeklerini hatırlatmasına rağmen siz karşılık vermezsiniz, çıkar gidersiniz. başıma gelmedi ama genelde böyle bir şey olur herhalde.
senin paran hiç yetmez tezgahtarlık maaşı ne*kadar ki vah garibim demek yeter .
çapulcu gibi göründüğünüzü kabul etmeniz için bir işarettir.
bir pazar günü piknikten dönüyoruz; tabi üst baş avm ye göre değil; malum piknik modu. nike dan ayakkabı bakıyoruz ama adam bize paranız yetmez bakışı attı. fark ettik, sinirlendik.. bekliyorum ki annem bütün ayakkabıları bırakıp çıkacak mekandan. peki ne mi yaptık? 6 çift nike alıp çıktık. o günü hiç unutmam swh
fiyatını söylemekten daha uzun ve kırıcı bir cümle kuran beş kuruş etmez tezgahtarın lafıdır. bunu diyen kesin kekodur birde böyle bir gerçek var.
tipten maddi durumunuzu kendince tahmin edip, sizi yönlendirmeye çalışmış sinir bozucu işçidir. Bir de "bu çok pahalı" diye diretenleri de var. Hemen uzaklaşılası mekandır orası.