bugün

nuri ceylan'ın yaptığıdır..geçmişinin karanlıklarını , geleceğinin bilinmezlerini , borçlarını harçlarını , dostunu düşmanını sevmektir..arada isyan etmek , sırf sevgisinden ötürü çeşitli ithamlara maruz kalmak ama gene de sevmektir..

bu sevmek öyle bi sevmektir ki , yeri gelir sevene "sen bu ülkede doğmak için naptın ki , niye seviyosun ki hehehe" diyenler olur , onlara bi neden göstermek için kılını bile kıpırdatmaz seven gerçi..bilir çünkü , sevginin nedeni olmasa da sevgi sevgidir..
ülkesini birini sever gibi severken, birini ülke sevgisinin önüne koyup sevmektir.
kendini ülkücü sanan kişilerin ''aman bulaşmasın, sevmesin'' dediğim sevme çeşidi.
kişinin üstüne bayrak sarılır.
(bkz: sen benim hem ailem hem vatanımsın)

-yurdanur'un çemberimde gül oya'da mehmet'e söylediği-
birisine tapmadan önceki son aşama olsa gerek.
bir diğer manasıyla ; uğruna ölünebilecek yeni bir şey bulmaktır .
(bkz: ben sende ülkemi sevdim)
sevilen kişi fiji adaları yerlisiyse, ne onu ne de ülkesini sevmek zor olmayacaktır.
gerçi hangi eylem diğerini takip ediyor bu başlıkta, algılayabilmiş diilim.
ilk bakışta dolu dolu gözüken bir sevgi şekli. fakat şöyle de bir durum var. ülke, uğruna yeri gelince can verdiğin ülken diğer tüm vatandaşlarınla, halkınla paylaştığın bir kavram. ama sevgili öyle mi? sevgili paylaşılır mı? bir ülke gibi sevilebilir mi? şairin dediği gibi;

`yarin yanağından gayrı
her şeyde her yerde`