bugün

Atv'nin yeni başlayacak çocuk yarışması. Yeni bir deneyim. Küçük çocuklara arabesk kültürünün aşılanmasında önemli bir adım.
zaten reyting sevdasına bir ufacık çocukları alet etmedikleri kalmıştı, bu program aracılığıyla ona da başlayacaklar.
an itibariyle ekranda reklamının döndüğünü gördüğüm, ön yargılı yaklaşmakta hiçbir sakınca görmediğin tv programı. herşeyden geçtim küçücük kzıların dudaklarına ruj sürmüş, makyaj yapmakta sakınca görmemişler. bu programın ilerleyen günlerinde yazık ki programa katılan çocuklardan birkaçının kendilerinden büyük abilerinden, ablalarından öğrendikleri gibi itinayla gözyaşlarını akıtacaklarına inanıyorum. henüz "kötü" kavramını algılayacak yaşa gelmemiş minicik çocukların ağızlarından aşk dolu, acı dolu sözlere sahip parçaları dinlemek istemiyorum. umarım ben yanılırım ve umarım zaman bizi yanıltır.
edit:an itibariyle şebnem adlı 13 yaşındaki kız söylediği parçayla gözlerimin buğulanmasına neden olmuş tüylerimi diken diken etmiştir. bu nasıl bir ses? Gözlerimi kapayıp dinlesem bu sesin 13 yaşında bir kıza ait olduğunu kimse inandıramaz. nasıl bir zenci gırtlağıdır bu? inanıyorum ki bu çocuk büyüdüğünde piyasa şarkıcısı olmayacak. Lütfen jazz söyle lütfen! Ha diğer çocuklar konusunda hala fikri sabitim. minicik bir kızın ağzından artık sevmeyeceğim gibi bir parçayı duymaktan hoşlanmıyorum.
bir şarkısın sen, ömrumun sonuna kadar bıkmadan söyliyebileceğim, umutsun sen hiç tukenmeyen, sabahları alınan taze ekmek gibi sıcacık, çayın dumanı gibi koku burnuna geldikçe iştah açan, anne azarı gibi kaş çatışların şefkatli ve korkudolu. Baba kadar güçlu ellerin, sımsıkı tutan her şeyden koruyan gibi.

bir şarkısın sen, hiç bıkmadan yıllarca söylenebilicek kadar ezberimde, bir şarkısın sen bende başka hiç kimsenin bilmediği bilsede söylenemeyeceği gibi.

edit: ve daha bir çoğu.
yeni yeni küçük ibolar küçük tarkanlar yetiştirecek program..programdan sonra mı ne olacak, hepsi fısss
an itibari ile başlamış olan program.

my heart will go on şarkısı ancak bu kadar güzel okunabilirdi. helal olsun valla. ağzım açık kaldı.
reyting ugruna ufacık beyinlerin ne hale getirildigini acı acı gösteren yarışma programımsısı.

(bkz: izlemeyin izlettirmeyin)
denk geldim, izlemeye başladım.
bazen çok güldüm; bazen hayranlıkla dinledim o çocukları.
ama rahatsız olduklarım da oldu;
12 yaşında bir kız çocuğu, aman allah' ım o nasıl bir makyaj; 30 yaşında gibi durmuş.
takım elbise giymiş, çocuklar.
küçük olmalarına rağmen "büyük" gösterilmeye çalışılan çocuklar.

bilmiyorum, neden böyle bir program yapıldı.

oysa ki biz barış abimizde "adam olacak çocuk" programında ne kadar eğleniyorduk...
çocukların psikolojik etkilenimlerini* bilmem de feci okuyorlar aga, denilen programdır.*
Newyork newyork u söyleyen çocuk yüzünden şokta olduğum yarışmadır. "yok artık muhteşemdi." demek isterim.
(bkz: bir sarkisin sen omur boyu surecek)
bi an şebnem Chicagodon bildiriyor hissettiren program. kızın sesi olsun, arkadaki dans olsun şahane idi.
kanalları gezerken tesadüfen denk gelmiştir. çok güzel türküler okumuşlar, içimizi acıtmışlardır.*
9 yaşında dert babası olmuş çocukların yarıştığı program. el kadar velet "urfanın etrağğfıı" diye yırtınınca bi garip oldum ister istemez.
küçücük çocuklar ayrılık duygusunu katarak nasıl söylüyorlar o şarkıları, nerden biliyorlar ayrılık acısını gibi büyük soru işaretleri oluştururken kafamda hayran kalmaktan da kendimi alamadığım program. ama yazık ya daha ruj nedir yeni öğrenmişken rimeli bile sürmüşler kızanın incecik minnacık kirpiklerine.
anne babalara yeni hedefler gösteren yarışmadır. çocukların cüsselerini aşan tavırlarını görmezden gelirsek, duyduğumuz sesler bizi şaşkınlıkla karışık bir hayranlık içinde bırakır.
umarım bu çocuklar olayın sadece bir eğlence olduğu fikrinden uzaklaşmazlar.
gereksiz kanal atv'nin gereksiz bir yarışması.
güzel sesli çocukların, reyting uğruna pişkince pazarlandığı onların büyük beklentiler içine sokulmasına, muhtemelen ilerde psikolojik sorunlar yaşmasına vesile olacak, el kadar sahibilerin bir basamak olarak kullanıldığı kaşarlanmış yarışma.
el kadar çocukları nasıl bir hazırlanma sürecinden geçirdilerse konuşmaları bile koca koca insanların ki gibi olmuş. selam durmalar, hocalara teşekkür etmeler falan... yazık... çocuklar çocukluğunu bilmeden , manasını idrak edemediği şarkıları söylüyorlar.
hiçbir şekilde programın gerekliliği ya da gereksizliği konusunda tartışma yapmama kalmadan; beni ekrana yapıştırmış yarışma programı. ulan 10 yaşında kız sahnede; gören der ki senelerdir orda takılıyor. urfalı olduğunu düşündüğüm bir aslan parçası var ki; yeri göğü inletiyor. şu saatten sonra favori programımdır.
büyük sesli küçük insanların yarıştığı programdır.
o ses onlardan mı çıkıyor hala inanamıyorum.
bacak kadar çocukların çeşitli hareket ve nağmelerle büyük insan taklidi yaptıkları, bünyemin kaldırmakta zorlandığı yarışma programı. bu çocuklar büyük ihtimalle evde saç fıçası veya mikrofana benzettikleri her nesneyi alıp ayna karşısında şarkı söyleyen, bir kaç hafta içinde birbirlerini tekmeleyen televole sanatçılarına dönecek çocuklardır.
ya bari çocuk şarkıları söyletseydiniz sübyanlara dedirten bir yarışmadır. çocuklar güzel söylemiyor demiyorum; oradaki teyze ve amcalarından daha iyi söylüyorlar kesinlikle ama o tripler yok mu?
çocuk masumiyetini bırakmamış triplere bürünen, büyükler gibi hareketler yapıp büyükler gibi efkarlanmaları içime darlık getirmiştir.
bacak kadar kıza iç çektirmek, göbek attırmak umarım hüseyin üzmez leri daha bir harekete geçirmez...
bir çocuk eğlencesi olacak şarkı söyleme aktivitesini, onlar için hırsa rekabete belki de hırsın yaratacağı kişilik bozukluklarına döndürmenin ne alemi vardı bilmiyorum.
çocuk zaten öğrenim hayatı ve iş hayatı boyunca bu duyguları çeşitli sınavlarla doya doya yaşayacaktır. bırakın da çocuklar sokakta, evde, tuvalette vs eğlenmek için şarkı söylesin!...
(bkz: kayıp nesil)
(bkz: mutasyona uğramış çocuklar)
çocukcağızların psikolojisini, bu yarışmanın sebep olacağı ve ilerede kendini gösterecek olan obsesif kompülsif bozuklukları, depresyonları, tüketecekleri antidepresanları, önerdiğim antidepresanları ve minimum doçentlik mertebesine ulaşmış psikiyatristlerden oluşan tavsiye listesini, reyting manyaklığını, televizyon kültürünü, popüler kültürü, fayt kılabı, taylır dördın ı, bir anda konunun derininin derinine inebilitede über yazarları falan bi kenara bırakacak olursak -ki bırakmak bana çok zor geliyor öyle de entelektüel bi insanım hah hah hah - çocukların o sesleri nerelerinden çıkardıklarını merak ediyorum. hayvan mısınız lan oha.
hiç bir şekilde çocukcağızların yarıştırılmadığı program. sadece show yapıyorlar, eski şarkıları söylüyorlar ve gece sonunda en iyi kim denildiğinde hepsi seçiliyor!
bu nedenle bu cevherlerin gün yüzüne çıkması iyi olur. piyasada o kadar çirkin ses üzerine dinlediğimiz bu çocuklar türkiye'nin gururudur. kaldı ki bir adet şebnem var yarışmada. gerçekten süperler!
toplumsal ve kültürel olarak hangi noktadayız? değerlerimizi daha ne kadar ayaklar altına alacağız? rekabet, insanları birbirine kırdırmayı şimdi de küçük yaşta öğretmeye başladık. bu yarışmaya ilk rastladığımda yaşadığım şok medyanın aşıladığı binlerce rezilliği düşünmem sonrasında aslında çok da şaşırtılacak bir durum değildi.