bugün
- etek giyersen tecavüzü hakedersin14
- rakının berbat bir içki olması25
- geceye güzel ve tatlı bir gerçek bırak8
- çocukluk travmaları14
- uludağ'ın kaderi12
- rusya nükleer güç kullanılır mı sorusu25
- mutluluğun formulü8
- doritoslu çiğ köfte12
- anın görüntüsü15
- güzel erkek isimleri19
- hayal dünyasında yaşamak10
- gecenin şarkısı15
- gozlerinmeyhanesi'nın vefat etmesi24
- karınız için sözlüğü bırakır mısınız11
- true'nun yetkili olması9
- en etkili içki hangisi8
- yazarların en sevdiği cem karaca şarkıları16
- homofobik yazarlar birliği10
- sözlük yazarlarının yapmayı en çok istediği meslek21
- hayatı seviyorum eylemleri21
- sözlük yazarlarının favori haber kanalı8
- utopyalarkralicesi8
- true ile utopyalarkralicesi11
- larisalisa öldü mü12
- galerinizde bulunan en saçma fotoğraf12
- true'nun ölmesi8
- profilinizden karakter analiz ediyorum toplanın16
- sözlükte birbirine yakıştırdığınız yazarlar11
- sözlükteki ruh hastaları24
- true neden evlenemiyor9
- yazarların çektiği çiçek fotoğrafları11
- mantı8
- nervio abla36
- akp belediyesinin 85 milyon liraya konser vermesi12
- en son ne yediniz13
- 1 milyon dolar'a ismet'in tırnaklarını yer misiniz8
- seküler yaşamın faşist bakış açısı15
- larisalisa17
- sabah ereksiyonu olamıyorum11
- yaşı geldiği halde evlenmeyen insan11
- kız kardeşini date'e hazırlayan abi22
- gece dışarıdan gelen hav hav hav sesleri11
- an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı30
- chatgpt ile yazarların görselleri14
- erkeklerin erkeklere taktığı kırıcı lakaplar13
- ellerim bos gonlum hos11
- kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı diyeceğin19
- amerika'nın icat ettiği bir şey söyleyin13
- insan olmaya ceyrek kala23
- doktorların hastalara sevgi göstermemesi8
abartılı özgüven barındıran bir başlık gibi duruyor farkındayım fakat ortalama bir insanım. york düşesi'nin verdiği bir pazar kahvaltısında ya da uludağ sözlük bilmemne zirvesinde filan bulunmadım hiç. ikincisine zaten katlanamam. yani katlanırım da, elektrikli koyun bile düşlemekten aciz onca koyunun arasında bir zirvede içecek olarak arsenik verirlerse ancak. neyse.
yaklaşık 3 yıldır birmingham'da yaşıyorum. görseniz buralar nasıl güzel, nasıl yeşil. bizim türkiye'de sokakta kedi niyetine gördüğümüz hayvan burada at, otobüste giderken sağınızda solunuzda atlar koşturuyor. şimdi çoğunluğu libidosu yüksek bura yazarlarının zihninde at deyince ölçüleriyle akıl uçuklatan sarışın bir hatun canlandı biliyorum ama bahsettiğim bildiğiniz at. gerçi siz onu da zikersiniz sözlük sakinleri. nereniz sakin onu da anlamadım hiç.
mevzuya dönelim. biz bu kızla nette tanıştık. fırında sütlaç kıvamında yumuşak ve leziz bir sohbet akıyor. bi ara boyunu öğrenebilir miyim, dedi. oğuzların kayı boyundanım, dedim. "what?" dedi. "asafsavasakat" dedim. o bunu random sandı çünkü dikkatli bakmıyordu. halbuki saygın bir ekonomistin adını yazmıştım: asaf savaş akat
reddedilmeme dönelim. evlendin mi hiç dedi. evliliğim kumar alışkanlığım yüzünden bitti, karımı rus ruletinde kaybettim, dedim. komik mi sence bu, dedi. komik olmaya çalışmıyorum ki, dedim, çaresizce. ve beklediğim üzere neyse yha demedi şükür. onun yerine ne dedi: ciddi olur musun lütfen biraz.
oluruz tabii. ama önce ciddi sorular bekliyor makamımız. mesela bashkirtseff'in hangi tablolarını daha bilmemne buluyorum , baudrillard için kaç yılımı vakfettim, bach bence de yaşamsal bir panzehir midir. bunları konuşalım.
derhal sicim teorisinden bahsetmeye başladım. daha ciddi bişi olamazdı. sağdan soldan aparttığım üç beş kırıntı bilgiyi, sanki üzerine yoğun zihinsel efor harcamış gibi raftan alıp bilinç diye potansiyel sevdiceğe uzattım. bundan da mı etkilenmeyecekti amk.
sonrası şu:
çok sıkıcısın.
*** x kişisi çevrimdışı gözüküyor ***
: (
yaklaşık 3 yıldır birmingham'da yaşıyorum. görseniz buralar nasıl güzel, nasıl yeşil. bizim türkiye'de sokakta kedi niyetine gördüğümüz hayvan burada at, otobüste giderken sağınızda solunuzda atlar koşturuyor. şimdi çoğunluğu libidosu yüksek bura yazarlarının zihninde at deyince ölçüleriyle akıl uçuklatan sarışın bir hatun canlandı biliyorum ama bahsettiğim bildiğiniz at. gerçi siz onu da zikersiniz sözlük sakinleri. nereniz sakin onu da anlamadım hiç.
mevzuya dönelim. biz bu kızla nette tanıştık. fırında sütlaç kıvamında yumuşak ve leziz bir sohbet akıyor. bi ara boyunu öğrenebilir miyim, dedi. oğuzların kayı boyundanım, dedim. "what?" dedi. "asafsavasakat" dedim. o bunu random sandı çünkü dikkatli bakmıyordu. halbuki saygın bir ekonomistin adını yazmıştım: asaf savaş akat
reddedilmeme dönelim. evlendin mi hiç dedi. evliliğim kumar alışkanlığım yüzünden bitti, karımı rus ruletinde kaybettim, dedim. komik mi sence bu, dedi. komik olmaya çalışmıyorum ki, dedim, çaresizce. ve beklediğim üzere neyse yha demedi şükür. onun yerine ne dedi: ciddi olur musun lütfen biraz.
oluruz tabii. ama önce ciddi sorular bekliyor makamımız. mesela bashkirtseff'in hangi tablolarını daha bilmemne buluyorum , baudrillard için kaç yılımı vakfettim, bach bence de yaşamsal bir panzehir midir. bunları konuşalım.
derhal sicim teorisinden bahsetmeye başladım. daha ciddi bişi olamazdı. sağdan soldan aparttığım üç beş kırıntı bilgiyi, sanki üzerine yoğun zihinsel efor harcamış gibi raftan alıp bilinç diye potansiyel sevdiceğe uzattım. bundan da mı etkilenmeyecekti amk.
sonrası şu:
çok sıkıcısın.
*** x kişisi çevrimdışı gözüküyor ***
: (
1 dakikamı geri alabilir miyim?
Bu başlık bende ki bir anıyı depreştirdi.
Birkaç sene önce tatilde tesadüfen 24 yaşlarında oldukça güzel bir ingiliz kızla tanıştım. ingilizcem fena değildir, yani tercüman kadar döktüremesek te konuşuyoruz işte. Adını sordum katie dedi, Nerden geliyorsun, ne iş yaparsın, yaş kaç, ne kadar daha kalacaksın vs derken, sohbete girdik o ara ben yanda çay bahçesi var çay içermiyiz dedim yes dedi.
Çay içerken ona sizde çaylar soğuk sanırım, bizde çaylar da insanlar da sıcaktır dedim , oh yea dedi güldü, bende güldüm. o gün ona Türkçe Afiyet olsun demeyi, ziyade olsun demeyi öğrettim, ikişer üçer bardak çay içtik, hemen herşeye güldük.
Derken artık kalkmam lazım özür dilerim dedi, sarılıp vedalaştık, ayrıldık ama onun gülen yüzü, Yemyeşil gözleri ve altın sarısı saçları günlerce aklımda kaldı.
Birkaç sene önce tatilde tesadüfen 24 yaşlarında oldukça güzel bir ingiliz kızla tanıştım. ingilizcem fena değildir, yani tercüman kadar döktüremesek te konuşuyoruz işte. Adını sordum katie dedi, Nerden geliyorsun, ne iş yaparsın, yaş kaç, ne kadar daha kalacaksın vs derken, sohbete girdik o ara ben yanda çay bahçesi var çay içermiyiz dedim yes dedi.
Çay içerken ona sizde çaylar soğuk sanırım, bizde çaylar da insanlar da sıcaktır dedim , oh yea dedi güldü, bende güldüm. o gün ona Türkçe Afiyet olsun demeyi, ziyade olsun demeyi öğrettim, ikişer üçer bardak çay içtik, hemen herşeye güldük.
Derken artık kalkmam lazım özür dilerim dedi, sarılıp vedalaştık, ayrıldık ama onun gülen yüzü, Yemyeşil gözleri ve altın sarısı saçları günlerce aklımda kaldı.
güncel Önemli Başlıklar