bugün
- gecenin şarkısı10
- suriyeliler kardeşimizdir16
- kayseri de 6 yaşındaki çocuğu taciz eden suriyeli11
- inci sözlük13
- atatürkle birlikte 100 yıl gerilememiz20
- cokamelo21
- size göre yapılmış en büyük icat nedir23
- atatürk zamanında açlıktan ölen 3359 türk çocuk9
- batılı değerler ayaklarımızın altındadır18
- ellerim bos gonlum hos16
- uludağ sözlükte illere göre entry sayısı10
- kilis'in yüzde 81'i suriyeli olması9
- gavs hazretleri güneşin batışını geciktirdi9
- gavur dedikleri ülkelerin teknolojisini kullanmak14
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası10
- patlak hatunla evlenmek25
- sözlük kızlarının saraca'ya olan anlamsız kini25
- gideon reid morgan jj18
- gurbetçilere olan nefretin sebebi20
- 29 haziran 2024 almanya danimarka maçı12
- bir kadında aradığınız kriterler18
- şeytana ne sormak isterdin20
- anın görüntüsü12
- online 39 yazar ne yapıyor acaba8
- camide kedinin kafasını kopartan cani14
- ups boobs tarafından açık oylanmak8
- yazaların dede mesleği22
- 9 yıllık eşinden kürt kokusu almaya başlamak19
- ulucular adası8
- saraca'yı erkek sanmak12
- 29 haziran 2024 isviçre italya maçı10
- türkiyenin en yavaş internet sıralamasında olması13
- 0 0 710
- emilmeyi bekleyen pembe meme uçları10
- türk ve belarus kızlarının yer değiştirmesi8
- türkiye de kadınlara yapılan pozitif ayrımcılık12
- ölümden korkanlara bir söz bırak16
- nervio'ya misafir olmak14
- 28 haziran 2024 türkiye'nin gri listeden çıkması12
- uludağ sözlükteki en uslu hanım yazar13
- şeriat isteyenler yallah arabistana8
- 28 haziran 2024 elektrik zammı12
- mavi gözlü babanın kahverengi gözlü oğlu14
- sözlükte benden başka yakışıklı erkek olmaması18
- gece gelen makarna yeme isteği11
- sigara içen kadın neden antipatiktir11
- türk islam sentezi13
- abırın sabah sabah sözlükte şov yapması11
bir dünya yaratırsın kendine. mükemmel bir dünya. herşey istediğin gibi, mutluluğun hakim olduğu, sevincin hiç eksik olmadığı bir dünya. burası öyle bir dünyadır ki tamamen senin kontrolündedir. zaman geçer, uzay boşluğundaki dünya ile senin yarattığın dünya aynı anda dönerken birden çatışmaya başlarlar. ve senin dünyan; senin kontrolünden çıkar, sana sahip olur. artık seni yöneten o'dur.
işte hayallerinde böyledir. senin hayalin bir süre sonra sana hakim olur. ve bir de dönüp bakmışsın o hayalde sen yoksun.
***************
bu bir hayalin içinde kaybolma hikayesi;
aylar aylar önce bir hayalim vardı. basit bir hayal. hani sizlerinde her dakika kurduğunuz, sahip olmak için can attığınız türden bir hayaldi benimkiside. içeriği basitti dedim ya. bir "o" vardı, bir de naçizane bu genç çocuk. evet o zamanlar ben bir gençtim, bir o kadar da çocuk.
biraz başa dönelim;
yeni bir şehire, yeni ümitlerle geldim. yeni duygularım vardı ceplerimde. sevmek gibi. bu yeni duygularımı paylaşabileceğim yeni bir insanla karşılaşabilmekti belki de beklentim. oysa tek karşılaştığım yeni yalanlar oldu laf aramızda.
sonraları bir yabancı yüz gördüm diğer yabancı yüzlerin arasında. evet yabancıydı yüzü ama onu bana çeken bir şeyler vardı. veya beni ona çeken. bu yabancı yüzü yabancılıktan kurtarmalıydım. işte o noktada bir hayal yarattım kendime. dedik ya çocukluk vardı içimizde diye. hayalimizde direk çocuksu oluyordu. daha düne kadar sokaklarda top oynamaktan terleyen ve bu terleri gözlerini yakıncaya kadar koşmaya devam eden bir çocuktan bahsediyoruz. üniversiteye başlayınca çocukluk geri plana atılıp genç gibi davranılmaya başlanıyormuş. ben de öyle yaptım işte. ama içimdeki çocuk hep benimle birlikte yaşadı. neyse bu hayalimin içinde o yabancı yüzle benim yaşadığım bir dünya vardı. mutlu olduğumuz, güneşli, gökkuşaklı falan bir dünya. bizim dünyamız olmasını temenni ettiğim bir hayal.
inanır mısınız? hayatımda ilk defa bir hayalim gerçek oldu. merak etmeyin. bu hikayenin sonuda hüzünlü malesef. ama öyle güzel günler geçirdim ki onunla birlikte. o dediğim mutlu, güneşli, gökkuşaklı dünyayı gördüm. o ve ben sanki dünyada tektik, gerisi hep flu bir tek biz nettik. evet çok masalsıydı çünkü biz birbirimizi sevmiştik.
masalsıydı doğru. ama bu masalın sonu güzel değildi.
bu masalın sonunda;
ne uyuyan bir prensesi öperek uyandıran bir prens geldi;
ne marangozun elinden çıkan bir kukla insana dönüşebildi;
ne de çirkin ördek büyüdüğünde bir kuğu oldu.
bu masalın sonunda; yarattığım dünyada yanlız başıma kaldım. bir hayalin nasıl kırıldığına aşama aşama tanıklık etmiş oldum sizin anlayacağınız. gerçekleşen bir hayal, tekrar başa dönerek hayal oluyordu. tıpkı gece 12 de balkabağına dönüşen araba misali.
ve şimdilere gelecek olursak. o kırılmış hayalim bana sahip oldu. beni yönetmeye başladı. günümün nasıl geçeceğine o karar veriyor. sevinçli bir haber aldığımda "hop dur bakalım, bu kadar sevinç sana yeter" diyip mutluluğumu elimden alıyor. bu kadar sevinç bana yeter mi? düşünüyorumda cevabını bulamıyorum artık bu sorunun. ve onu takip eden onlarca sorunun.
şimdi ise etrafımda sadece sorular var. sorular sorular... zahiri dünyamdaki mutluluğun yerini hüzün, güneşin yerini kara bulutlar aldı. gökkuşağı mı? ben göremiyorum gözümün önünü kapatan sisten gökkuşağı falan artık.
on binlerce sebep sayabilirken ölmek için.
tek bir sebep yaşama bağlar bedenimi.
onca sorumlu varken bu hatanın içinde.
ben ödüyorum kırılan hayalimin bedelini.
işte hayallerinde böyledir. senin hayalin bir süre sonra sana hakim olur. ve bir de dönüp bakmışsın o hayalde sen yoksun.
***************
bu bir hayalin içinde kaybolma hikayesi;
aylar aylar önce bir hayalim vardı. basit bir hayal. hani sizlerinde her dakika kurduğunuz, sahip olmak için can attığınız türden bir hayaldi benimkiside. içeriği basitti dedim ya. bir "o" vardı, bir de naçizane bu genç çocuk. evet o zamanlar ben bir gençtim, bir o kadar da çocuk.
biraz başa dönelim;
yeni bir şehire, yeni ümitlerle geldim. yeni duygularım vardı ceplerimde. sevmek gibi. bu yeni duygularımı paylaşabileceğim yeni bir insanla karşılaşabilmekti belki de beklentim. oysa tek karşılaştığım yeni yalanlar oldu laf aramızda.
sonraları bir yabancı yüz gördüm diğer yabancı yüzlerin arasında. evet yabancıydı yüzü ama onu bana çeken bir şeyler vardı. veya beni ona çeken. bu yabancı yüzü yabancılıktan kurtarmalıydım. işte o noktada bir hayal yarattım kendime. dedik ya çocukluk vardı içimizde diye. hayalimizde direk çocuksu oluyordu. daha düne kadar sokaklarda top oynamaktan terleyen ve bu terleri gözlerini yakıncaya kadar koşmaya devam eden bir çocuktan bahsediyoruz. üniversiteye başlayınca çocukluk geri plana atılıp genç gibi davranılmaya başlanıyormuş. ben de öyle yaptım işte. ama içimdeki çocuk hep benimle birlikte yaşadı. neyse bu hayalimin içinde o yabancı yüzle benim yaşadığım bir dünya vardı. mutlu olduğumuz, güneşli, gökkuşaklı falan bir dünya. bizim dünyamız olmasını temenni ettiğim bir hayal.
inanır mısınız? hayatımda ilk defa bir hayalim gerçek oldu. merak etmeyin. bu hikayenin sonuda hüzünlü malesef. ama öyle güzel günler geçirdim ki onunla birlikte. o dediğim mutlu, güneşli, gökkuşaklı dünyayı gördüm. o ve ben sanki dünyada tektik, gerisi hep flu bir tek biz nettik. evet çok masalsıydı çünkü biz birbirimizi sevmiştik.
masalsıydı doğru. ama bu masalın sonu güzel değildi.
bu masalın sonunda;
ne uyuyan bir prensesi öperek uyandıran bir prens geldi;
ne marangozun elinden çıkan bir kukla insana dönüşebildi;
ne de çirkin ördek büyüdüğünde bir kuğu oldu.
bu masalın sonunda; yarattığım dünyada yanlız başıma kaldım. bir hayalin nasıl kırıldığına aşama aşama tanıklık etmiş oldum sizin anlayacağınız. gerçekleşen bir hayal, tekrar başa dönerek hayal oluyordu. tıpkı gece 12 de balkabağına dönüşen araba misali.
ve şimdilere gelecek olursak. o kırılmış hayalim bana sahip oldu. beni yönetmeye başladı. günümün nasıl geçeceğine o karar veriyor. sevinçli bir haber aldığımda "hop dur bakalım, bu kadar sevinç sana yeter" diyip mutluluğumu elimden alıyor. bu kadar sevinç bana yeter mi? düşünüyorumda cevabını bulamıyorum artık bu sorunun. ve onu takip eden onlarca sorunun.
şimdi ise etrafımda sadece sorular var. sorular sorular... zahiri dünyamdaki mutluluğun yerini hüzün, güneşin yerini kara bulutlar aldı. gökkuşağı mı? ben göremiyorum gözümün önünü kapatan sisten gökkuşağı falan artık.
on binlerce sebep sayabilirken ölmek için.
tek bir sebep yaşama bağlar bedenimi.
onca sorumlu varken bu hatanın içinde.
ben ödüyorum kırılan hayalimin bedelini.
hayata dair her şey insan yapması birer hayaldir, felsefi açıdan bakarsak. hepimiz zaten hayalin içinde kaybediyoruz kendimizi.
masallar söylemeye devam ediyorsa insan kendine halen; hayalleri en büyük yoldaşı oluyor. e hayal kaybolunca masalın bitiminde; insanın kendisini de kaybetmesi kaçınılmaz acı son oluyor.
(bkz: anca beraber kanca beraber)
(bkz: anca beraber kanca beraber)
(bkz: ütopya)
platonik aşk yaşayanlarda kronikleşmiş durumdur. erkek kıza "aşık" olur, onu tanımaz bile doğru dürüst ama hayalinde onunla yaşadığı bir dünya kurar ve kıza her geçen gün daha da aşık olduğunu sanar. bu ona acı verir, kesinlikle uzak durulmalıdır bu durumdan.
Asla vazgeçmemektir. hayalini yaşarsan vazgeçmezsin.
güncel Önemli Başlıklar