bugün

Şu an içinde bulunduğum durum. Bambaşka bir ülkede, bambaşka bir şehirde, bambaşka bir saat diliminde... Napıyorum amk ben burada?.. Her neyse. Şu an havaalanına gidiyorum.
okula gittiğim her gün bunu sorguluyordum. paşa paşa gitmek zorunda kaldığın, lanet insanlara katlanmak zorunda kaldığın ortamlarda bu soruyu kendine sormak can yakıyor.
Arkadaşlar ben bunu tüm yaşamımda sorguladım lan.

Annemin dizi dışında her yerde bunu sordum ben. Okulda, yurtta, iş yerinde, gittiğim her şehirde, erkek arkadaşlarımın yanında, arkadaşlarımla kahve içerken...
Sadece 1 kere 1 sözlük kızıyla buluşmada yaşadım bunu.
Aslında kafama esip gittiğim çoğu yer diyebilirim sonrasında hiç pişman olmuyorum gezmeyi çok seviyorum özlellikle istanbul çevresinde genellikle bankkartın araba kiralamak için bir kampanyası var onu kullanıyorum daha avantajlı oluyor benim için ya.
20 yaşında üniversite öğrencisi çıtır bir kızın, 48 yaşında tekel bayisi sahibi bir adamla yaşadığı andır.
bu arkadaşım, vakti zamanında Bana itiraf etmişti:

"Ben buraya okumaya geldim. Ama hayat, bu ayının yanına sürükledi beni. Ailem para göndermedi. Garson olarak işe girdim, daha ilk gün patron asıldı!
Sinirlerim bozuldu. istifa ettim.
Birgün sigara alırken kartım onay vermedi. Ek kredi kartın Limiti dolmuş.
Ardından bu abi, veresiye teklif etti. Sonra verirsin, listeye yazarım dedi.
Offf Aman yaaa daha sonrası boşver.
Defalarca kendime sordum zaten:

Benim burada bu ayının yanında ne işim var?
Dünya için sorduğum soru. Gerçekleşmeyen hayallerim var. istemediğim bölümlere, sevmeyeceğim işlere, hoşlanmayacağım kadınlara, saçma geyik muhabbetlerine, bir sürü saçmalığa maruz kalıyorum. Az sonra evden çıkacağım yine sürüsüyle anlamsızlık, saçmalık, gereksizlik, boşluk canımı sıkıp ruhumu yiyecek. Neden bu saçmalık yığınında boğulmam gerektiğini anlayamıyorum.
iş arıyordum bir mutfağa girdim. Potansiyeli müthiş düşük kıt bir kız vardı. Bana işi o gösteriyordu ama iş ahlakı, disiplin, el hızı, pratiklik, iş bitiricilik, problem çözücülük her şeyde sıfır bir kızdı. Bir gün baktım sipariş geldi ve buzdolabı poşetini açtı içine marul ve sezar sos koyup çalkaladı be tabağa döktü. Onu gördüğümde benim burda bu embesillerin içinde ne işim var amk diyip bir hafta sonra çıkmıştım.