bugün
- profesörün sokak köpeği saldırısına uğradığı ülke26
- dini bütün bir kızı etkilemenin yolları21
- zeynep bastık'ın beyaz külodu18
- yazarların kendilerini tanımlama şekli13
- anın görüntüsü14
- bayburtta picasso'ya ait ünlü tablo yakalandı16
- izmir 3 koşuda hangi at gelir8
- kanka olmak istediğiniz yazarlar25
- menzil cemaatinin 17 milyar serveti olması23
- realite manipülasyonu23
- yazarların gurur duydukları özellikleri16
- filistin meselesi bizim milli meselemizdir20
- chatgpt10
- kadınların katlandığı eziyetler15
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri11
- izmirde 5 çocuğun öldüğü yangın13
- gül gibi kokan sözlüğün ağır abisi21
- belediye konserleri yasaklansın10
- mesai saatlerinde entry girenleri cimere bildirmek8
- israfa son vermek için yapılması zaruri olan 3 şey33
- yazarların romantiklik seviyesi21
- müslüman diye hamas'ı savunmak22
- judas'ın ölmesi8
- 17 yaşında bmw vs 3 yaşında egea9
- kedimi kim yedi1'in ölmesi13
- nerede o eski yazarlar9
- güvenmemeyi nasıl öğrendin10
- peter parker'ın mutsuz olması13
- reis deyince akla ilk gelen23
- günün sözü9
- mel mel vs eylulsabahi40
- özlem zengin21
- gece yatarken kurulan hayaller16
- tanışmak istediğiniz yazar14
- bazlama açmayı bilmeyen kız10
- bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri8
- ölsem helvamı hangi yazar yapar22
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur17
- eskiamaeksikbiri21
- b12 takviyesi10
- gecenin şarkısı8
- yazarların en çok sevdiği aylar22
- puura11
- sözlük kızlarının bugünkü kombinleri22
- sigara içen insan aptaldır19
- thusnelda10
- amk diyen kezo8
- sevgilisinden yeni ayrılan kız11
- şalgam suyu10
- sokakta görülen kediye naber lan demek9
bir zeki demirkubuz filmi.
film çoğunlukla yönetmenin evinin içinde geçiyor. eve sürekli insanlar gelip gidiyor.aslında hepimizin yaşamının birer bekleme odası olduğunu,bu bekleme odasına sürekli misafirlerin gelip gittiğini, bazılarının uzun, bazılarının kısa süreli konakladığını, ama sonunda yine bu bekleme odasında yalnız kaldığımızı çok sade bir biçimde anlatmış zeki demirkubuz.
film çoğunlukla yönetmenin evinin içinde geçiyor. eve sürekli insanlar gelip gidiyor.aslında hepimizin yaşamının birer bekleme odası olduğunu,bu bekleme odasına sürekli misafirlerin gelip gittiğini, bazılarının uzun, bazılarının kısa süreli konakladığını, ama sonunda yine bu bekleme odasında yalnız kaldığımızı çok sade bir biçimde anlatmış zeki demirkubuz.
hastanelerde, avukat bürolarında, işyerlerinde, doktor muayenehanelerinde sıranın kendisine gelmesini bekleyen kişilerin ağırlandığı, içinde televizyonun, koltukların, sehpanın, sehpanın üzerinde dergilerin bulunduğu geniş oda.
(bkz: bekleme salonu)an itibarıyla aynı anlama gelen başlıkların sözlükte art arda gelmesi durumu
meraklı teyzelerin ahiret sorularıyla insanı çileden çıkardıkları odalardır.*
gelenler, gidenler, geldikleri gibi gidenler ve bir erkeğin yalnız başına yaşayabilmek adına ve birine bağlanma korkusundan vurdumduymaz bir tavra bürünmesi ve herkese uygun bir yalan uydurmasını konu alan büyük bir bölümünün aynı odada geçtiği zeki demirkubuz filmi. *
zamanında istanbul film festivalinde de gösterilmiş bir zeki demirkubuz filmi. filmdeki ahmet karakteri* balkonda ağlayan masum güzel bir kadına acıktın mı... yumurta mumurta...* gibi saçma sapan bişiler söylediğinde bir anda yanımdaki erkek cinsiyetli arkadaşıma dönüp "işte bu kadar öküzsünüz!" dememe sebebiyet vermiş film. ***
bu ayın 23 ünde ve 24 ünde 15.40 ver 15.15 saatlerinde türkmax'de gösterilecek olan 2003 yapımı film.
suç ve cezanın filmini çekmek isteyen bir yönetmenin hikayesini anlatıyor.
--spoiler--
herkes tarafından kusursuz bir entellektüel olarak görülen yönetmen aslında pasif, bencil, vurdumduymaz, kendi evinde hatta odasında tv karşısında bekleyen sıkıcı bir adamdır. insanlar onu daha yakından tanıyınca anlarlar durumu. film çekmek için bile hazır değildir aslında. etrafındakilerin gazı sayesinde devam eder hazırlıklara. raskolnikovu oynayacak adamı bulmak için hayli ilginç bir yöntem seçer. komşusu "eve hırsız girmiş bir gürültü felan duydun mu" diye sormaya gelir. bundan etkilenen yönetmen ahmet polis karakolunda sabıkalılar listesinden kendine oyuncu seçer. -seçtiği kişi gerçek hayatta da amatör. aynı amatörlük bu çocuğun annesini oynayan kadında da vardı ve çok komikti- daha sonra kendi içinde bulunduğu buhran etrafındakileri de sıkınca artık filmi çekmek için bir heyecan kalmamıştır. derken önceden film için görüştükleri hatun eve gelir ve yeni bir heyecan gelir onunla birlikte. tabiki kız ahmete hayrandır ve onu da götürür. ve kendi hikayesini yazmaya başlar: bekleme odası
--spoiler--
özetle ilginç bir yönetmen şu zeki. sinema aşığıysanız bu tarz filmlerin de varlığından haberdar olmanız gerekir.*
--spoiler--
herkes tarafından kusursuz bir entellektüel olarak görülen yönetmen aslında pasif, bencil, vurdumduymaz, kendi evinde hatta odasında tv karşısında bekleyen sıkıcı bir adamdır. insanlar onu daha yakından tanıyınca anlarlar durumu. film çekmek için bile hazır değildir aslında. etrafındakilerin gazı sayesinde devam eder hazırlıklara. raskolnikovu oynayacak adamı bulmak için hayli ilginç bir yöntem seçer. komşusu "eve hırsız girmiş bir gürültü felan duydun mu" diye sormaya gelir. bundan etkilenen yönetmen ahmet polis karakolunda sabıkalılar listesinden kendine oyuncu seçer. -seçtiği kişi gerçek hayatta da amatör. aynı amatörlük bu çocuğun annesini oynayan kadında da vardı ve çok komikti- daha sonra kendi içinde bulunduğu buhran etrafındakileri de sıkınca artık filmi çekmek için bir heyecan kalmamıştır. derken önceden film için görüştükleri hatun eve gelir ve yeni bir heyecan gelir onunla birlikte. tabiki kız ahmete hayrandır ve onu da götürür. ve kendi hikayesini yazmaya başlar: bekleme odası
--spoiler--
özetle ilginç bir yönetmen şu zeki. sinema aşığıysanız bu tarz filmlerin de varlığından haberdar olmanız gerekir.*
fyodor m.dostoyevski'nin anısına bir zeki demirkubuz filmi. yönetmen yardımcısı dila tecimer.
(bkz: nurhayat kavrak)
(bkz: nilüfer açıkalın)
(bkz: serdar orçin)
(bkz: ufuk bayraktar)
(bkz: nurhayat kavrak)
(bkz: nilüfer açıkalın)
(bkz: serdar orçin)
(bkz: ufuk bayraktar)
gürbüz evren'in hazırlayıp sunduğu, kanal b'de* cuma akşamları saat 22.00'de yayınlanan kaliteli siyaset programı.
zeki demirkubuz'un başarılı bulduğum filmlerinden biri.
yeri geldiginde insanın kendi odası da olabilir bu oda. aramasını , msj atmasını yada herhangi bir tepkisini saatlerce mal gibi beklersin.
izlerken özellikle feritli sahnelerde hayli eğlendiğim leziz zeki demirkubuz filmi. 2003 yapımı. masumiyet 'i bir kenara bırakırsak -ki bırakalım- hayli nitelikli bir çalışma.
demirkubuz'un itiraf biraz da yüzleşme geleneğinden doğan zaman zaman fazlaca kişisel ama sıkmayan bir yapımı bekleme odası. filmde dikkati çeken en temel olgu yönetmenin dünyasına imrenilmesi fakat yönetmenin kibirli, vurdumduymaz sanat jargonu içinde aslında hayli içi boş bir yaşam tarzı sürmesi. bayanlarda inanılmaz bir imrenme söz konusu. fakat elif'inde söylediği gibi bir şekilde bu tavırlarıyla yalnızlığı hak ediyor yönetmenimiz. önce sanem midir nedirler az sonra tamam canımlara dönüşüyor. bu dönüşüm pekte zaman almıyor.
kerem'le yönetmenin konuşma tarzında kerem'in yüklenmeleri filmin aslında sağlam bir diyalog filmi olduğunu da göze sokuyor. bu sahne hayli başarılı. gene yaşlı teyzenin yönetmeni kovuşu. doğal. olması gerektiği gibi. bir de ferit karakteri hayli iyi oturmuş filme. cuk diye. sokağın dili bu olsa gerek.
edit: şu yönetmenim burnum havada jargonunu ressamlarımızda müzisyenlerimizde de görmek olasıdır. nedir o hayata dışarıdan imrenilir gıptayla bakılır pekii iç dünya böyle midir? işin bu kısmına ışık tutuyor bu film sade ve özgün anlatımıyla.
10 üzerinden 7!
demirkubuz'un itiraf biraz da yüzleşme geleneğinden doğan zaman zaman fazlaca kişisel ama sıkmayan bir yapımı bekleme odası. filmde dikkati çeken en temel olgu yönetmenin dünyasına imrenilmesi fakat yönetmenin kibirli, vurdumduymaz sanat jargonu içinde aslında hayli içi boş bir yaşam tarzı sürmesi. bayanlarda inanılmaz bir imrenme söz konusu. fakat elif'inde söylediği gibi bir şekilde bu tavırlarıyla yalnızlığı hak ediyor yönetmenimiz. önce sanem midir nedirler az sonra tamam canımlara dönüşüyor. bu dönüşüm pekte zaman almıyor.
kerem'le yönetmenin konuşma tarzında kerem'in yüklenmeleri filmin aslında sağlam bir diyalog filmi olduğunu da göze sokuyor. bu sahne hayli başarılı. gene yaşlı teyzenin yönetmeni kovuşu. doğal. olması gerektiği gibi. bir de ferit karakteri hayli iyi oturmuş filme. cuk diye. sokağın dili bu olsa gerek.
edit: şu yönetmenim burnum havada jargonunu ressamlarımızda müzisyenlerimizde de görmek olasıdır. nedir o hayata dışarıdan imrenilir gıptayla bakılır pekii iç dünya böyle midir? işin bu kısmına ışık tutuyor bu film sade ve özgün anlatımıyla.
10 üzerinden 7!
2004 yılında gösterime giren zeki demirkubuz filmi. diğer filmlerinden farklı olarak bu filmde demirkubuz başroldedir. bu filmde kendi hayatındaki çıkmazları ve durağanlığını anlatmaya çalışan yönetmen, insanların benzer özelliklerine de değinmiştir. ve farklı olanın kabul görmediği dünyanın da ne kadar çekilmez olduğunu anlatmaya çalışmış.
ahmet (zeki demirkubuz) daha önce çektiği fimler sayesinde belli bir saygınlığı kazanmış başarılı bir yönetmendir. her ne kadar övgülerle karşı karşıya kalsa da bunu kabullenmez. içinde büyüttüğü kibir ve kayıtsız kalma felsefesi yüzünden ikili ilişkilerindeki başarısızlığı, işindeki başarısızlığını örter.
filmde özellikle ahmet'in hayatına giren kadınların benzer davranışlar göstermesi, onun kayıtsızlık felsefesini destekler. ayrıldığı serap da, yeni sevgilisi elif de sabahları balkondan kediyi bulmaya ve doyurmaya çalışır. iki kadın da, ahmet'in kendilerine olan ilgisizliğine dayanamayıp onu terk eder. ikisi de benzer cümleler kurar.
demirkubuz filmlerinde dikkat çeken bir diğer özellik de, bir filmde rol alan oyuncunun, mutlak suretle başka bir filmde de rol alması. örneğin bu filmde rol alan serdar orçin(kerem), yazgı filminin başrol oyuncusu olarak musa karakteriyle rol almış son olarak da kıskanmak filminde kamera karşısına geçmiştir.
demirkubuz'un bir filminde izlediğim oyuncuyu başka bir filmde gördüğümde heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. sanki hep masumiyet filminden bir karakterle bağlantı kurulacakmış gibi hissederim bu da heyecanlanmama sebep olur. kesinkle söyleyebilirim ki, demirkubuz filmleri arasında masumiyet filmi benim için tektir. ve öyle de kalacaktır.
(7/10)
ahmet (zeki demirkubuz) daha önce çektiği fimler sayesinde belli bir saygınlığı kazanmış başarılı bir yönetmendir. her ne kadar övgülerle karşı karşıya kalsa da bunu kabullenmez. içinde büyüttüğü kibir ve kayıtsız kalma felsefesi yüzünden ikili ilişkilerindeki başarısızlığı, işindeki başarısızlığını örter.
filmde özellikle ahmet'in hayatına giren kadınların benzer davranışlar göstermesi, onun kayıtsızlık felsefesini destekler. ayrıldığı serap da, yeni sevgilisi elif de sabahları balkondan kediyi bulmaya ve doyurmaya çalışır. iki kadın da, ahmet'in kendilerine olan ilgisizliğine dayanamayıp onu terk eder. ikisi de benzer cümleler kurar.
demirkubuz filmlerinde dikkat çeken bir diğer özellik de, bir filmde rol alan oyuncunun, mutlak suretle başka bir filmde de rol alması. örneğin bu filmde rol alan serdar orçin(kerem), yazgı filminin başrol oyuncusu olarak musa karakteriyle rol almış son olarak da kıskanmak filminde kamera karşısına geçmiştir.
demirkubuz'un bir filminde izlediğim oyuncuyu başka bir filmde gördüğümde heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. sanki hep masumiyet filminden bir karakterle bağlantı kurulacakmış gibi hissederim bu da heyecanlanmama sebep olur. kesinkle söyleyebilirim ki, demirkubuz filmleri arasında masumiyet filmi benim için tektir. ve öyle de kalacaktır.
(7/10)
Türkiye'nin en iyi yönetmeni zeki demirkubuz'un kötü filmlerinden biridir. C blok'u bir deneme olarak ayrı tutarsak bence bekleme odası en kötü filmi.
Tanım trio. 1: şehir tiyatroları oyunu ya da 2: insanları tiyatrodan soğutmak için bir sebep daha.. Böylesine abartılı, teatrallik kokan oyunculuklar, berbat esprilerle filan nereye kadar? hem de modernlik iddiasında yeni bir oyun. Şaka gibi. Ama komik değil.
3: bi de zeki ağabeyin filmi. Sinema-edebiyatın farklı bir şekilde buluşmasının alçakgönüllü örneklerinden biri. süssüz, sakin. bütün temizliği ve pisliği ile hayat. saygı benden.
3: bi de zeki ağabeyin filmi. Sinema-edebiyatın farklı bir şekilde buluşmasının alçakgönüllü örneklerinden biri. süssüz, sakin. bütün temizliği ve pisliği ile hayat. saygı benden.
sehir tiyatrolarinin bu sezonki oyunlarindan birisi.
aslinda oyunun adi (bkz: bekleme salonu) ama sacma bir sekilde sozlukte baslik acilamamakta.
oyunda ise garip bir kopukluk vardi.oyuncularin butun gayretine ragmen bir turlu olmadi.
ama yinede verilen emek icin cok tesekkurler...
aslinda oyunun adi (bkz: bekleme salonu) ama sacma bir sekilde sozlukte baslik acilamamakta.
oyunda ise garip bir kopukluk vardi.oyuncularin butun gayretine ragmen bir turlu olmadi.
ama yinede verilen emek icin cok tesekkurler...
kimse için bir film.ben çok beğendim ,beğendim ne lan sikip attı iyidi yani.işte öyle bişe..
yine defalarca zevkle izlediğim zeki demirkubuz filmi. Akılda kalanlar genel anlamda şöyle sıralanabilir:
ahmet: bırak kibiri ufak bir gösteriş uğruna bütün hayatını mahveden insanlar tanıdım.
ahmet: adalet duygusu en çok da hak arayanların elinde zavallılaşır.
.
elif:siz herşeyi bildiğinizi düşünüyosunuz ama hiç bi bok bilmiyosunuz.sadece benim de o budala kadınlarınızdan biri olduğumu düşünmek işinize geliyo.
ahmet: bırak kibiri ufak bir gösteriş uğruna bütün hayatını mahveden insanlar tanıdım.
ahmet: adalet duygusu en çok da hak arayanların elinde zavallılaşır.
.
elif:siz herşeyi bildiğinizi düşünüyosunuz ama hiç bi bok bilmiyosunuz.sadece benim de o budala kadınlarınızdan biri olduğumu düşünmek işinize geliyo.
olmamış film. bence zeki demirkubuz da benimle hemfikir şimdi.
diğer demirkubuz filmlerine göre daha zayıf kalmıştır. dostoyevski, raskolnikov'un öldürdüğü lizaveta'nın ceset kokusu dolu ruhunu anlatır sanki.
zeki demirkubuz'un bir söyleşinde,~(bkz: http://www.eksisozluk.com...s%C3%B6yle%C5%9Fi+zirvesi)~ ''keşke çekmeseydim.'' dediği filmdir. masumiyet gibi kaliteli bir filmi çeken yönetmenin klasında olmayan, olmamış film.
zeki demirkubuz'un yönetmenliğini yaptığı, türk sinemasını bir kaç yıl ileri götürmüş film.
"başkalarıyla mutlu olan kadınlar bana kendimi hep kötü hissettirmiştir."
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar