bugün

çoğu babanın çocuğundan direksiyonun başına oturur oturmaz usta pilot kesilmesini beklemesidir. bunun neticesinden aracın içerisinde kavga gürültü başlar. ancak aradan geçen bir süre sonra o çocuk babanın istediği kıvama gelecektir.
korkudan ehliyet almaya niyetlenemiyecek duruma gelme durumu.
normalde sinirli olan babanızın ne kadar sabırlı ve de anlayışlı olduğunu anlarsınız hatta arabayı tarlaya kaçırsanız dahi gülümseyerek karşılık verir. *
zor bir süreçtir. gerilimlere açıktır. ama neticede yararlıdır. babaya kulak vermek gerekir.
çin işkencesinden beterdir.
köy yolunda babayla araba sürme öğrenmeye gidilmiştir. neyse daracık yollar toprak filan. ben kaldırdım arabayı gidiyorum. derken dur dedi! şimdi geri dön! . döneyim de dönecek alan yok dedim. nasıl yok al anaryaya dedi kendileri. temem dedim. neyse aldım anaryaya ama yol bildiğin dar. usta şoför bile belki zorlanır yani bilmiorum o anda öyle gelmişti. geri geri götün götün gidem derken gaza fazla yüklenmişim yolun kenarından lastik aşağı doğru kaymaya başladı o anda frene abandım korkuyla. fakat debriyaja basmadıgım için araba istop etti. of puf derken ben. peder enseye şaplağı indirdi. oğlum niye istop ettiriyon? debreje bas demedim mi sana? ağlamaya başlamıştım devamını hatırlamıyorum.
bir de sonraki yalnız denemem de aküyü boşaltmıştım çalıştırayım derken.

ondan sonra 6-7 yıl hiç sürmeyi denemedim. sonra yine mecbur kaldıgım bir an tek başıma öğrendim sürmeyi şindi araba almayı planlayacak kadar sürebiliyorum.
ayağını debriyajdan kaldırırken hafif hafif gaz ver cümlesi vardır ki yemin ediyom aklım çıkmıştı. nası yaa aynı andamı dediğimi hatırlıyom *

+lan neyini anlamıyon ayağını debriyajdan kaldır sonra hafifçe gaza bas.
-vvvvıııııuuunnnnn.
+lan kaldır artık ayağını.
-vvvıııuunnn tıkırt. *
+tuh allah cezanı vermesin bas marşa.

not: ama küçüktüm sözlük.

edit: (bkz: önce vitesi boşa al lan) *
arkadasin basina gelen bir anektod:

Arkadas yaninda babasi var diye arabayi yavas yavas ve temkinli kullanmaktadir. dar bir ara sokakta arkasina araba gelir ve selektor yapar. Arkadasin onu bos olmasina karsin kendini tutamaz ve selektoru one iletir. * (bkz: bos yola selektor yapmak)
daha kötüsü için;
(bkz: babaya araba kullanmayı öğretmek)
yavaş gidersiniz hızlı der, hızlı gidersiniz yavaş der. arabayı durdurursunuz "sen öğrenemeyeceksin" der, hareket ettirirsiniz "ne biçim kalkıyorsun" der.

en mantıklısı orada bırakıp herşeyi ölmektir.
tam anlamıyla mümkün olmayan şeydir..baba iyi bir şöfördür ama eğitmen değil dolayısıyla arabayı yokuşta kaydırmadan kaldırmak için babaya değil bir direksiyon hocasına ihtiyaç vardır.*
cok b.ktan bir tecrübedir. babamdan uzun bir süre nefret etmeme sebep olmustur. en az yirmi yillik hikayesi vardir ve aslinda anlatma özürlü kendisi oldugu halde, beni "anlama özürlü" "gerizekali" konumuna koymaya calismistir.

hatta bugün bile ben babamin arabasini kullanmak istemem...kendisi kullanir. ben kendi arabami kullanirim. o da kendisininkini kullanir, eger benden kullanmami isterse "sen benden daha iyisin, sen kullan" diyip, fazla konuya girmiyorum.

bana ne zaman "ya paganviodio, sen gercekten cok iyi bi söförsün" falan deseler, aklima babam geliyo, ona ragmen mi, onun yüzünden mi iyi söför olduguma karar veremiyorum.

o zamanlar aklima geldikce beni tepeden asagi sinir basar. arabayi 20 dakka kullandiktan sonra bostanci kadiköy minibüs yoluna beni cikartip, dakika da 5 küfür saymasi sahnesi vardir ki, o sahne aklima geldikce kendisine karsi hic de iyi hisler besle - ye - miyorum, hayir, beslemek istiyorum, ama "besleyen yerlerim" izin vermiyor....

sözlük icin tanim : cok kötü bir tecrübedir, insanin asagilik komplekslerine gark olmasina sebep olur.
arabayı 17 kez stop ettirmeyle başarısız sonuçlanabilir.

tam çalıştırdığınızda, "direksiyonu çok kırma", "gazdan ayağını çek!", "önüne bak!" şeklinde uyarılarla karşılaşmak olasıdır.
walla zordur hele ki baba daha 2 km gitmemişken direğe gömerse canım buz mavisi anadol sl i imkansız hale gelir. netekim, büyük erkek kuzene falan başvurmak daha iyidir.
babaların,tek düze hayatından çıkarak.hayatlarının en renkli anlarından biri olması yanı sıra çocuğunun bir şey oğrendiğini görünce,gözlerindeki mutluluğu da kelimelerle anlatması mümkün olmayan durumdur.
Olabilecek en gerilimli öğrenim aktiviteleri arasında sayılabilir. Yapacağınız en küçük hata yıllarca başınıza kakılabilir.
bu babalar sizi her şeyi biliyor da mahsus uygulamıyor gibi görür ve üzerinize gittikçe giderler.
küçük yaşlarda öğrenirken, ileri doğru herkes kullanıyor sen geri geri gez bakalım şu arazide de görelim.onuda hallettik sonunda arabayı alabilmek için.
Babalar, arabalarına her zaman düşkündür. Ve yıllarca "başına birşey gelir" lafı altında o arabayı vermekten hep kaçınırlar. Öğretmekte de sürekli isteksizdirler. Kısacası konu araba olunca, cimridirler. O yüzden bu öğretim süreci hiç sağlıklı değildir.
ayağının altında fren var bassana diye bağırır, heyecandan fren hangisiydi lan diye düşünür insan.
ulan gavatın oğlu vitesi 3 e taksana bağartma arabayı şerefsizin çocuğı gibi diyaloglara maruz kalabileceğimiz durum.
ensede şaplak tedirginliği.
öküz gibi bağırır insana 'ne diyo bu yarak' gibisinden söylemler düşündürür(tabiki içinden)
dünyanın en rezalet öğrenmelerinden biridir. araba sürmeyi hiçbir akrabalık ilişkiniz olmayan birilerinden öğrenmek en iyisi.
faciadır. insanı ehliyet aldığına lanet ettiren, baba bana biraz pratik yaptırır mısın dediğine pişman eden durumdur. hatırladıkça annemin yada kardeşimin kıkır kıkır gülmesi aklıma gelir. sağolsun bir arkadaşım imdadıma yetişmişti de babamın elinden kurtulmuştum. *

örnek cümleler de şöyledir:
-ya öyle ani fren yapılmaz..
-dağıtıcan vites kutusunu hart hurt..
-dalma öyle arabaların arasına.. *
babanın testi* kırılmadan uyarılmasıyla başlayan öğrenim sürecidir. ciddi şekilde uyarıyı yemiş babanın kızından çok panik olduğu, tepki vereceği yerlerde bile kendini sıkmaya çalışması, hatta kızı şehiriçine çıkıp acemi halinle insanları ezmesine ramak kalmışken bile "kızım frenn, frenn kızım" kesik seslerindan başka bağırınıp söylenmemesi ile sonlanmış eğitimdir. *