bugün

nedeni çok basittir, atari oynarken çocuktuk ve çocukluk mutluluğun ta kendisidir, çocukluk hiçbir şeye değişilemez, çocukların gözünden dünya bir cennettir, şimdilerde eski atarimi tozlu rafından her çıkarışımda o güzel günlere o rüya alemine bir yolculuk yapıyorum, kale çarşısındaki o nostaljik o boklu, o taş duvarları olan atari dükkanına girdiğimde yaşadığım o tarif edilemez duygular, üstlerindeki resimler soyulmuş, pislikten yosun tutmuş o turkuaz renkli sarı renkli atari kasetlerine bir bakış ah o bir bakış dünyalara değiyor, o eski o güzel günleri yaad etmek için, 1 saat önce atarimi lcd televizyona takmaya çalıştım ama olmadı, bende lcd nin o pürüzsüz ekranına boşaldım. intikam alırcasına pipimi sürdüm ekrana, televizyonun düğmelerine.
sabaha kadar 1990 tank oynamak. cs gibi birşeydi bizim için.
Tek cevap: Kaset alışverişi. Mahalle arkadaşlarıyla (daha ufacık veled iken ) haftada bir toplanıp kendi aramızda kasetleri takas edip. Tüm kasetlerle oynadıktan sonra aramızda para toplayıp kaset değiştirmek tabi ki xbox dan daha zevkli bir olay. Ne xbox ne ps ne psp ne de pc. Hiçbirinde o günlerin saf, temiz mutluluğunu yaşamadım.
atari ile büyüdüğümüz için bize öyle gelen önerme. 2000'liler için ps 1'in yeri farklıdır.
xbox kaç lira, atari kaç lira? atari oynamak çocukluğun vazgeçilmezidir. atarinin kasetleri vardır her bayram özenle alınan, her harçlıkta özenle alınan. doğru bir önermedir.
(bkz: goal 3).