bugün

anne kişisinin istemli ve ya istemsiz yaptığı evlat ayırdığı gerçeğidir. bir taraf her zaman daha çok sevilir ve bu kişinin moralini bozar efendim.
bunu bizzat yaşayan biri olarak çok önceden beri bildiğim vahim olay.
başlığı gördüğümde gülümseyip "hadi ordan be, anne evlat ayırmaz" demek istediğim, ama bizzat yaşayan biri olarak gözüme toz kaçırtmış başlıktır.
kardeşimle aramızda 3 yaş olmasına rağmen, ablalık misyonunu çok küçükken sırtlanmış olmalıyım. annem, o kadar çok döverdi ki beni bazen beni döverken yorgunluktan yığılırdı kanepeye nefes nefese. yada bazen ben sızardım acılar içinde. işte bunun minik bedenin etlerinden çok, o zamanlar adını bilmediğim ama artık emin olduğum gururunu acıtmasının ne demek olduğunu çok çok iyi bildiğimden, hiç dövdürmedim kardeşimi benim yanımda. annem ona vuracağı zaman atlardım annemin önüne henüz 5 en fazla 6 yaşındayken. onu, annemin acizlik okları fırlattığı gözlerinden ve o zamanlar üzerimden çekmesi için tanrıya (!?) dualar ettiğim ellerinden korurken yeni darbeler alırdım bedenimden çok benliğime. gel zaman git zaman o kadar normal bir hal aldı ki bu, annem kime kızarsa beni dövmeye başladı. babama kızdı beni dövdü, babaanneme kızdı beni dövdü, dedeme kızdı beni dövdü, kayınbiraderlerine-görümcelerine kızdı beni dövdü, abilerine-yengelerine kızdı beni dövdü. yıllar o zamanlarda ki bana göre ağır, geriye dönüp bakan şimdi ki kadına göre hızla ilerledi. akıp geçen seneler boyu, yeni okullara giden, yeni arkadaşlar edinen, yeni çevre içerisine giren ben, aile ile ilişkilerimi minimum tuttum (bilinçsizce). tüm bunlar olurken bana azap olan annem, anneliğini benim üzerince tecrübe edip beğenmemiş olacak ki kardeşime "gerçek" bir anne olmuş. saçlarını okşamış, ona sarılmış. öpmüş çokça, koklamış. oturmuş onunla sohbet etmiş, ellerini tutmuş, saçlarını taramış. onu alıp gezmelere gitmiş, hep onun sevdiği yemekleri pişirmiş. hep onu sevmiş, hep onunla gurur duymuş. yalnızca onunla konuşurken cümlenin başına yada sonuna "annecim" eklemiş. onun gözyaşlarını silmiş, onun acılarına ilaç olmuş, onun yaralarını sarmış. onun için ortaya attığım minik bedenimi ona unutturmuş, onunla aramıza duvarlar örmeye kalkmış, başarmış da. annem, aslında benim hiç annem olmamış, sadece ve her zaman onun annesi olmuş.
bir kaç yıl evvel 5 yaşında olan kızım bile bunu farketmiş olacak ki hepimiz birlikteyken;
- anneanne, sen neden teyzeme bakarken böyle (gülümseyen yüz ifadesi takındı) bakıyorsun da, anneme bakarken böyle (kaşlarını çatıp dudağını yarım büktü) bakıyorsun? annem sana ne yaptı ki?

o ana kadar içten içe beni yiyen ama yine de inanmamak için direndiğim, kıskandığım için kurguladığımı sandığım tüm bu gerçekler, balyoz gibi indi kafama. işte ben o zaman bir annenin aslında evlatları arasında ayrım yaptığını ve bunun için hiçbir nedene ihtiyaç duymadığını anladım. işte ben o zaman yıllarca anneli bir anasız olduğumu sindirdim.
Bir annenin ayrım:
-Kızım.
-Oğğğluuuuummmm!!!!!
annelerin gözünde erkek evlatlar her zaman 1-0 öndedir.
özellikle türklerde var olan gerçektir. bazen düşünüyorum benim annem de yaptı mı abimle benim aramda ayrım diye. sanırım yapmadı. yani ufak tefek şeyler. mesela sofrayı bana toplattırmak abime topla'nın t sini bile diyememek, misafir geldiğinde benden yardım istemek falan. ama bunlar ayrım değil sanırım. ataerkil düşünce yapılı toplumlarda görülen erkek evlat düşkünlüğü. zaten ayrım yapsa kimse kusura bakmasın ama affetmem.
insan ayrımının küçük yaşta bilinç altına yerleşmesine sebep olan gerçektir.
Doğru olan gerçektir. Şöyle ki;
- çocukların cinsiyeti aynı ise, hep büyük olan dövülür, küçük olan sevilir.
- Büyük olan erkek, ufaklık dişi ise, belli bir yaşa kadar büyük olan dövülür, kardeşi dayak yemesin diye gene o dövülür. Sonra büyük olanın yaş 20 ye yakınlaştığında büyüğün kıymeti anlaşılır. Büyüğün üzerine düşülür. Ama küçük için çok geçtir, küçük çok şımarık büyümüştür.
- Büyük olan kız, ufaklık erkek ise, genelde dayağı ikisi de yer. çoğu zaman abla "ben sana demiştim" demekle yetinir. Ne zaman ki kızın erkek arkadaşları sorun olmaya başlar, bu sefer erkek başa tac edilir.

işte böyle bir gerçek.
her yakup'un bir yusuf'u vardır şeklinde savundukları gerçektir. beş parmağın beşi bir değildir.
doğada annenin oğluna babanın da kızına daha yakın davrandığı gerçeği vardı, değiştirilemez.
ayrım yapmaktaki kastın ne olduğuna göre doğruluğu değişkenlik gösterebilecek olan önermedir.
çocukların yaşı, ailedeki konumu, aileden uzak/aileyle yaşaması gibi etkenler elbette davranış ve yaklaşımlarda farklılık oluşturacaktır.
fakat ayrım olarak bahsedilen şey sevgiyse eğer, imkansızdır.
yangında ilk kurtarılacak evlat gibi bir ayrımın var olduğunu ifade eden başlık. hatta bu ilk kurtarılacak olan evlatların enselerinde kocaman kırmızı bir y harfi de vardır.
ama asıl gerçek olan ise bir ana için evlatları candır canandır hatta çoğu zaman kendi canından bile elzemdir.
(bkz: anne olmak)
annenin bütün çocuklarını sevdiği şüphe götürmez gerçekken, lakin ilk göz ağrısı daha bi başka oluyor mu ne?anlaşılamamıştır.
erkek ya da kız çocuğun özellikle 0-8 yaş aralığında karşı cins ebeveyn tarafından sevilmesi ve yüreklendirilmesi gerektiğinin bilinçsiz yansımasıdır. sevgi ayrımı yapmak söz konusu bile değildir fakat, annesi tarafından daha çok sevilmeyen erkek çocuk, babası tarafından çok sevilmeyen kız çocuk ileri dönem karşı cins ilişkilerinde sorun yaşar. ebeveynler bu durumu dikkate alıp annenin oğula, babanın kıza olan aşkını desteklemelidir. hal böyleyken buna ayrım demek haksızlık olur. hatta gerekirse bu yolda yalan bile mübahtır. o derece.. *
özellikle türklerde var olmayan durumdur. her millet için geçerli bir durum olup psikoloji araştırmalarına da yansımıştır.
çocukken desteklenen, anne olunduğunda inkar edilen gerçektir.
hiç bir ebeveyn, özellikle de anne evlatları arasında ayrım yapmamalıdır, maalesef böyle olmaması gereken şeyler oluyor.
yanlıştır yalandır. anneler ayrım yapmaz.
herkesin büyük küçük üzerinden gittiği gerçek. peki ya ben ne yapayım
(bkz: ikiz)
doğru olan önermedir.

anneler kolay kolay söylemezler ama çocuklarının arasında daha az veya çok severek ayrım yapabilirler.
çocuklardan biri anne ile daha sempatik daha sevecen daha iyi iletişim kurduğundan diğerinin dışlanmış olarak hissedebileceği durumdur.
(bkz: annenin evlatları arasında ayrım yaptığı saçmalığı)
sevgi ayrımı yapıldığını sanmam lakin ilgi ayrımı yapıldığı gerçektir.

anne, erkek çocuğuna ayrı bir ilgi gösterir. sanki o hiç büyümemiş gibi davranır. kıskanır, başka kızlara vermemek ister.zaten o kaynana-gelin kavgalarının sbebei de budur. kıskançlık.

baba da, kız çocuklarına daha yakındır ilgi konusunda. pek değişmez bu. o da kız çocuklarına daha çok ilgi gösterip kıskanır. erkek çocuğunun sevgilisiyle tanışabilir mesela ama kız çocuğunun sevgilisi olduğunu öğrense olay çıkarır.
(bkz: insanoğlundan adil olmasını beklemek)
maalesef gerçektir.