bugün

sonbaharın en çok yakıştığı şehirdir ankara.
bağlayan biri yoksa eğer varlığı ile yokluğu arasında bir fark olmayan şehir.
işte konya'nın biraz gelişmişi.
sıkıcı şehir,istanbulun yanında tıs diye havası kaçar.
doğduğum, büyüdüğüm, ilk aşkımı yaşadığım, üniversiteyi okuduğum ve ayrılmak zorunda kaldığım yaşanıldıkça yaşanıla gelinen o tuhaf bozkır kokusu..
yaşayanların ayrılmak istemediği yer.
istanbulluların rahatlığını, genişliğini, sakinliğini çekemediği şehirdir, evet evet aynen öyledir, biraz fazla sakindir ama olsundur. ankara ankara güzel ankara lan.

edit: ankara sakindir, sakindir de sıkıcı değildir, ankara yı yaşamayı bilene istanbul falan fıs gelir.
her fırsatta bok atanlarına gelsin: istanbul denen medeniyetten yoksun, düzen diye bir şeyin malesef uğramadığı, devasa köyden bozma şehire zilyon kez tercih edilesi şehirdir; melih gökçek'e rağmen...

ayrıca 2 gündür deli gibi yağmur yağan şehrimdir kendisi.
melih gökçek'in belediye başkanlığını yaptığı bu yüzden acınılası bir halde olan şehir.
uludağ sözlük grafik dairesi başkanlığının bulunduğu şehir.
istanbul denen düzen diye bir şeyin maalesef uğramadığı, devasa köyden bozma şehire tercih edilesi izmir gibi bir güzellik varken, pek de tercih edilmeyesi orta anadolu şehridir...
izmir'le beraber kendilerinden 10 gömlek üstün olan istanbulla yarışmaya çalışan şehir.
izmirlilerin ve istanbulluların atıfta bulunduğu şehir. amma velakin ankara her parkurda ellerine vermeyi başarmıştır.**
hiçbi boka yaramaz yapay şehir. uzay mekiği kadar yapay...başkent titrini bir kenara bırakırsak hiçbir özelliği olmayan bir şehir. özlenmemesi gereken bir şehir..sırf bu yüzden bu şehirde sevgili bile edinmemek gerek..

hem istanbul'da hem izmir'de hem ankara'da yaşamış bir insan olarak söyleyebilirim ki istanbul döver abi..

birkaç gecesi hariç bana hiçbir anlam ifade etmeyen şehir..
üstünüze üstünüze gelse bile terk edemediğiniz bağımlılık.
bir izmirli olarak çok istedim istanbul'da okumayı... ama yolum ankara'ya düştü. ankara'ya ilk gittiğimde ona hiç alışamayacağımdan korkmuştum. ancak sonra anladım ki, sizi bir şehre bağlayan ne denizmiş, ne eğlence...sadece içindeki insanlarmış onu unutulmaz kılan...
nedeni nedendir bilinmez kendini bir şekilde özleten şehir...
tek bir parçasına kanmadım bu şehrin,
bağlandım bir çift gözüne içindekinin.

neslihan'ın da dediği gibi seninle güzel ankara! Başka türlü hiçbir şeye benzemeyen, düzen içindeki dengesizliğiyle dikkatimi çeken şehir.
gri şehir...
adamın gırtlağına duman gibi çöken şehir...
bir istisnası var ankara' nın...
keçiören' in uzağında, şehrin biraz dışında, bağlum' a doğru maviye çalar ankara' nın seması...
bir tek orası güneşlidir benim için ve bir tek orada hayat vardır bana...
bunun dışında ankara,
krizantem çiçekleriyle dolu bir bahçede, çiçek açmayan dikenli bir güldür...
ötesi yok !
mamak çöplüğü' ne selâm olsun !
her ne kadar pek sevmesem de deniz olmasa da gri renkli olsa da ,
bu gidişle gelin gideceğim şehir.
sevenine güzeldir tabi ki ama istanbul gibi dünyanın bile güzelliğini tescillediği bir yerden giden için hiç güzel değildir. Bu düşüncenizi bir ankaralının yanında söylerseniz ilk söylecekleri de -amaaan istanbul çok karmaşık trafik felaket nasıl yaşanır ki orda-dır amma velakin bu güzelim insanlar bilmezler ki ankara istanbul kadar trafiğe sahiptir ve en az istanbul kadar karışıktır. içinde yaşayan güzide dostlar, olağan üstü hocalarım olmasa vallahi her hafta 3 gün için git gel yapılacak yer değildir vesselam.işte ankara böyle bir yerdir.
kendini şehir sanan, hatta başkent zanneden, köyün büyüğü iğrenç beton yığını.

çok şey söylemeye gerek yok, bir ankaralıya "ya bir başkentin nasıl meydanı olmaz?" dediğinizde "ama kızılay meydanı var!" cevabı ile bu gerçek yüzünüze bir kez daha iner tüm haşmetiyle.
Ankaraya hoşgeldiniz yazısını görmenize gerek yok .
Bilimum koca koca Bakanlık binalarını gördüğünüzde bürokrasinin merkezi
Başkentinize geldiniz usturuplu olun hal ve hareketlerinize dikkat edin
ruh haline büründürüyor zaten.

Her yol kızılay'a çıkarını bilirdik de ,terminalde indiğimizde
bindiğimiz taksiye gideceğimiz oteli söylediğimizde seminere mi geldiniz siz
de dediğinde nutkumuzu tuttuk.Ankaraya yakışır bir kibarlıkla
nereden biliyorsunuz acaba dedik.Sizden önce bir kişiyi daha seminer için
götürdüm deyince soforumuz, Ankarada bir elin beş parmağını geçmeyen
taksi saysı olabileceğine dair nihai kararımızı verdik.

Şehre dair önyargılarımızla beraber gittik.Önyargılarımızın önyargı olmadığını gördük.
Döndüğümüzde aklımızda kalan tek şey bu takım elbiseli şehirde yaşayan mesafeli bir o kadar da
saygılı evsahibi konukseverliği oldu.
(bkz: ankara soğuğu/#5215480)
havanın gavur kukusu gibi yandığı şu günlerde soğuğunu, ayazını özlediğim şehrimdir.
sanıldığı gibi "gri" "eğlenilmeyen" bir yer değildir. bu tür sıfatları ankarayı yada neyin nerde yaşancağını bilmeyen bünyeler yakıştırır başkente. oysaki ankara ile istanbuldan tek farkı denizidir. ha bide harvey nichols (çok da fifi).