bugün

ahmet çakar: kapalı devre içeride bikini giyeceğim ancak, gürcan bilgiç'e bir sözüm var kendisi uçuk ilacı alsın. *

ahmet çakar: şimdi bir espiri yaparsam sevilla maçı 1 hafta konuşuldu, bu 1 ay konuşulur.
gürcan bilgiç: hocam bir ip ucu versen?
ahmet çakar: ben sana içeride vericem ipin ucunu.

ahmet hoca büyüksün. *
define avı'nda kıbrıs barış harekatı ile ilgili bir sorudan çağrışarak tüm yarışmacılara hangi yılda yapıldığını sormuş, onlar bilemeyince de stüdyodan kovmuş, tam gideceklerken de "reji uyardı, adam gibi sunuculuk yap diyorlar haklı olarak, gelin tamam" demiştir. ahahah şu takıntılı hallerine hastayım bu adamın. baba yarısı valla. alman disiplini ile yetiştiği her halinden belli.
zannedildiği gibi artık telegol programında değil atv de pazartesi akşamları 00:05 te yayınlanan santra adlı gereksiz programda yorumlarına devam etmektedir. telegol de çıktığı sıralarda ali şen le olan diyaloğu unutulmayanlar arasındadır:

a.ş: benim sayemde oralarda oturuyorsun!
a.ç: sen de ali şensen beni bu programdan aldırırsın!

ertesi hafta ahmet çakarın koltuğu boştur.
kazım kanat'ın yaptığı bir yorumdan sonra kendisi kazım kanat hakkında şunları söylemiştir;

"sanki kazım kanat gitmiş, yerine 23 nisan münasebetiyle küçük kazım gelmiş."
"ya kardeşim geç onları, ben sana söyliyim korkulcak takımları...biiirr...barcelona, tecavüz eder" dedi ve mevzuyu bitirdi.
mafya gibi adam. çok sıradışı. bu adamın yorumculuğunu yaptığı programlar asla konusuz kalmaz. program akışını tayin etmekte o kadar usta ki buna sözlük raconunda trollük de diyebiliriz.

herkes siyaha siyah derken o siyaha beyaz der ve buna herkesi inandırmak için ikna kabiliyetini kullanır ve bunu kullanırken öyle pencereler açar ki dinleyen titrer bazen. vay anasını adam haklı galba diyen bile olur veya ' ne diyo lan bu, saçmalıyor yine ' falan.

örneğin sporcuların eşlerine pahallı otomobil almaları konusu işlendiği zaman sinan engin, abdülkerim durmaz, ertem şener gibi yorumcular '' olabilir, bu onların özel hayatı '' gibi basit yorum yapar. işte ahmet çakar da burada devreye girer.

'' yahu beyler, yemişim özel hayatını.. koca parasıyla hava atılmaz beyler. ben buna görgüsüzlük diyecem ama kadınlara ayıp olacak, sonradan görmüşlük diyecem yine olmayacak, ya ben küfredecem hiç olmayacak beyler. kapa şu görüntüleri ertem valla ben utandım '' vs...

ve böyle basit konu hakkında bile en az 20 dakika tartışma.

şimdi eğer ahmet çakar da; '' evet özel hayatlarıdır, kimseyi ilgilendirmez '' deseydi. tartışma 2 dakika sürmezdi. hoş, bu tartışma bile olmazdı.

türk toplumu ( özellikle benim gibiler ) farklı telden mizahları sever. örneğin futbol düşkünü bir adam sıradan bir yorumcunun görüntüler üzerinden verdiği analizler yerine böyle kavgalı gürültülü, bir nevi tiyatral komedi tarzı programları daha çok seyreder. ahmet çakar'ın programlarında tek bir maç görüntüsü olmadan, tek bir pozisyon olmadan tam 3 buçuk saat yayın yapmasının ve o yayını keyifle sonuna kadar izletmesinin sebebi de bu düşüncedir.

ahmet çakar türk toplumunu, daha doğrusu tüm insanları çok iyi çözen, zeki, kurnaz, hani amiyane tabirle çakal biridir.

onu da özel kılan budur. şimdi bir örnek daha vermek gerekirse; kendisi şu an beyaz futbol programında yorum yapıyor. galatasaraylı futbolcular ( burak-yekta ve selçuk) bir kanser hastası genci hastanede ziyaret edip ona cimbom forması hediye ettiler ( çocuğun en büyük arzusu buymuş ) bununla da kalmayıp çocuğu daha iyi bir hastaneye sevk edip tüm tedavi masraflarını üstlendiler.

sinan engin: hepsini alınlarından öpüyorum. büyük sevap işlemişler. aferin çocuklar.
ertem şener : şampiyon olmasalar da olur artık, asıl kupa budur. asıl olay bu.
abdülkerim durmaz : gözlerim doldu, helal olsun hepsine. çok iyi örnek oldular. o çocuk kadar mutlusu yok şimdi.

ve ahmet çakar : sizi hayretler içerisinde dinliyorum beyler. adamlar 3 milyon doları, 5 milyon doları cebe indirirken bişey yok. ama onu seven hayranlarına kucak açınca aouvvv..
beyler kendinize gelin, hepsi yapmak zorundalar. yapacaklar. seve seve yapacaklar. ya-pa-cak-lar. başka türlüsünü de derdim ama rtük müsade etmiyor.

hülasa, karşı cepheden '' ne zorunluluğu hoca ya '' deyip en az bir 20 dakka tartışma daha.

işte ahmet çakar faktörü programın her konusunda böyle ortaya çıkıyor. eğer diğer yorumcular '' mecbur yapacaklar, bu onların sosyal sorumluluğu '' gibi yorumlar yapsaydı. bu sefer ahmet hoca; '' saçmalamayın beyler, o zaman topçular hastaneden gelmez, her başım ağrıyor diyen hasta ve yakınları futbolcu çağırır, bu işler öyle sanıldığı gibi değil. yapmasınlar... yap-ma-sın-lar '' vs gibi ters bir yorum yaparak en az bi 20 dakka daha çıkaracaktır.

diğer rakip spor programları görüntülü ve analizli bi şekilde 1 saati zor çıkarırken, ahmet çakar'ın ( başta telegol olmak üzere ) en çok seyredilen program olmasının sebebi ateşli taraf olmasıdır.

bu alemde kimse yönetmene '' az karart ekranı '' deyip
'' ulan aziz yıldırım, sen kimsin ulan? kimsin lan sen? lan sen kendini ne sanıyorsun heh?'' diye cümleler kullanmaz.

adam öyle geniş ki; osmanlıspor başkanı gazeticelere fırça attı diye '' yahu sen de kimsin lan? benim meslektaşlarıma bir daha böyle şeyler yaptığını duyarsam aklını alırım senin '' ( 7 aralık 2014 beyaz futbol) der/dedi...

ve bu yüzden hakkında her ne kadar uçuk kaçık, mafyavari, ters adam desek de, adamı izlerken keyiflenmemek elde değil. çoğu stendp-up' cıdan daha güzel show yapıyor. hele sinan engin gibi kaliteli mizaha sahip biri varsa izlemek ayrı bir keyif oluyor.

bazen programda '' karart ışıkları yönetmen '' deyip söz alan ahmet çakar'a sinan engin'in takılması kadar eğlenceli hiçbir şey yok.

'' hocaya aşk müziği çalın, hoca aşka geldi yine, heyt be, başla hoca ''

ahmet çakar yine de sinan'a gülmeyip ciddi ciddi ulusa seslenmesi ve biz gerzeklerin ağzı açık onu dinlemesi beni mutlu kılandır işte. salyam akıyor herifi izlerken ama dedik zeki diye.
uyanık, kurnaz, çakal dedik. adı çakar ama aslı çakal. harbi çakal. kendisi de itiraf etti zaten, burası serengeti ve bizler hayvanız ertem dedi.
haydaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa dedi rasim ozan.
'' işte sen de ayısın rasimcim '' dedi. ulan ne adam ya. öyle böyle izletiyor kendini.
telegol deki konuşmaları ve yorumları yüzünden vücuduna 5 kurşun girmiş ama yağlardan vücuduna ulaşamamıştır(ciddiyim). bir de fazla kilo sağlığa zararlı derler.
bu adam türk televizyonlarındaki en kaliteli esprileri yapan canlı yayın konuşmacısıdır. sürekli güldüren insandır.her lafı,her cümlesi yarar.bu gece de yarmıştır.

gürcan bilgiç:blblbblblaablbla
ahmet çakar araya girer.
gürcan bilgiç:hocam bi saniye bitireyim.
ahmet çakar:ben senin ne diyeceğini biliyorum gerek yok bitirmene... *
erman toroğlu yla birlikte ekranların vazgeçilmez iki hakeminden biri.sürekli birilerine ayar verme peşinde olan şahıs.babası olmak istemezdim.
eski hakem.eski telegol yorumcusu.doktor.
kendisi an itibariyle canlı yayında döktürmektedir. "bülent demirlek'i anlatmaya bir başlarsam john f kennedy suikastine kadar giderim." diyerek beni benden almıştır.
olaylı ac milan - benfica maçında yaşadıklarını anlatırken izleyenleri gülme krizine sokan önemli şahsiyet. bu adam gerçekten çok önemli. insanların uyuması gerekirken o saate kadar izleyip, ağzından çıkacak tek kelimeye bakmasını sağlıyor. ama beklediğinize değiyor.

dün akşam anlattıklarını izlemeyenler ve o anı tekrar yaşamak isteyenler için aklımda kaldığınca anlatayım;

milan - benfica maçı. çeyrek final ya da yarı final mücadelesi. benim şampiyonlar ligi'nde ikinci maçım. bülent yavuz dördüncü hakem. o zamanlar saçlarını sektiriyor, böyle tepede tek tel var, onu kafasında attırıyor.

milan 81. dakikada bir gol attı. ben golü verdim. o benficalı 1.60 - 1.70 civarı boydaki ufak ufak adamlar etrafımda, ofsayt diye itiraz ediyorlar. ben böyle pamuk prenses gibiyim.. sahada yapayalnız kaldım. o zamanlar haberleşmek için kulaklıklar yok. bülent yavuz sahanın kenarında, televizyondan pozisyonu kesiyor. sonra bir baktım havaya zıplamaya başladı. o tepesinde saç bir havaya kalkıyor, bir yere iniyor. saçı bile oynuyor, o derece sevinçli..

gerisini anlatmaya gerek yok herhalde..

ama böyle okuyarak o heyecanı yaşayamazsınız. izlemek lazım, birinci ağızdan duymak lazım.
şansa bak yarışmasından bir kesit:
-burdan kazanacağım parayla yeniden doğacağım...
+kardeşim biz ebe miyiz?!!

tanım:türkiye'de yaşamayı sevme sebeplerimden...
dün akşam santra programında, sakaryasporlu cangele'nin kırmızı kart gördüğü pozisyonla ilgili yorum yaparken şunları söylemiştir;

- cangele mi o çocuğun adı?
ersin: hayır hocam kangele
- bu kangele var ya ibrahim toraman'a, istese öyle bir girerdi ki kan getirirdi.
sevilla febe maçı ile alakalı olarak öngürdüklerinin çoğu doğru çıkmıştır aslında her ne kadar fenerbahçe turu geçmiş olsa da maç ilk yarı 3 olmuş ve 90 dk sevilla üstünlüğü ile bitmiştir. febeli taraftarlar tarafından adamsan sözünü tut bikini giy diye tahrik edilmekte ve yaptığı espri cıvıklaştırılmaktadır. o zaman eyy sevgili febe taraftarı; başkanınız olan aziz yıldırım her bığ*akıyorum deyip geri döndüğünde, sabah yataktan kalkınca istifa kararı alıp akşam yatarken vazgeçen adama bu klüb senin babanın takımı değil dedi. adamsan sözünü tut dedi? hiçbiriniz demedi hatta susmakla kalmayıp aziz başkan bizi bırakma diye ayaklarına kapandınız aşkınızın takıma değil şahsa ait olduğunu ispatladınız. neyse konuya dönersek ahmet çakar öyle büyük bi' adamdır ki fenerbahçe tarihinin en büyük başarı onun adından sonra anılmaktadır. maçtan sonra febe bayrakları değil onun posterleri sokakları süslemektedir.