bugün

sevdiği entry'ler

iğrenç bir his tarif et

Dışarıdan çok net görebileceğin bir durumu içindeyken anlayamamak.

iğrenç bir his tarif et

Annemin ölümünü öğrendiğim anda yaşadığım histir. Hala benimle olmasına rağmen tanımını yapamıyorum. Olmuyor.

iğrenç bir his tarif et

birilerini kaybediyorsun tamam bu iğrenç bir his tartışmaya kapalı. hayat devam ediyor burası süper. akan hayatın içinde bir şeyler fark ediyorsun bazı kanaatlerin çok yanlışmış mesela, haksızlık etmişsin de seneler sonra anlamışsın. konunun muhatabına dönüp de bir sıcaklık gösteremiyorsun çünkü çoktan göçmüş gitmiş. sen de şimdi usul usul yanan bir pişmanlık içindesin, bak bu çok iğrenç. tekrar benzer şeyler hissetmemek için her konuda bin kere şans veriyorsun, adım atıyorsun, tolerans gösteriyorsun artık insanlara. herkesi anlamaya çalışıyorsun. halbuki bazı insanları anlayınca gösterdiğin çabanın gereksizliği küt diye yüzüne vuruyor, birtakım şeyleri kendi hassasiyetlerin yüzünden çok geç idrak ediyorsun. bu da epey iğrenç bir his, belki en iğrenci.

iğrenç bir his tarif et

önceden sıkı fıkı olduğunuz, saatlerce konuşmadan, mesajlaşmadan duramadığınız, 5 dakika da olsa göreyim dediğiniz ve sizin için de böyle düşünen kişinin sizin yüzünüzdeki gülüşünüzü çalıp, gecelerinizi mahvedip, senelerinizin aminakoyduktan sonra bir gece sanki hiçbir şey olmamış gibi rüyanıza girdiği gecenin sabahında uyandıktan sonra gelen o "rüyayla gerçeği ayıramama" hissi. Ben bunun ötesinde başka iğrenç bi his hissetmedim hiç daha önce.

iğrenç bir his tarif et

hergün birbirinin aynısı. bir ömür böyle nasıl geçecek.

uludağ sözlüğe nasıl düştünüz

O malum elmayı yiyerek maalesef.

seven erkek

hiç denk gelmeyen bundan sonra da karşıma çıkacağını sanmadığım erkek türü. belki de hiç olmamalarından kaynaklıdır.

seven erkek

seven erkek.. burda 2 şart var aslında alalade bi sıfat tamlaması değil o.. seven olucak bi de erkek olucak.. erkek olmak dyince şimdi yıldız tilbe delikanlım modunda takılmıcam kimse korkmasın.. ama yani erkek olmak da bi mesele..

gelmiş geçmiş en delikanlı en bu "hayatın sillesini yemiş" karakterlere bi bakın.. benim aklıma ilk ağır roman salih geliyo.. zira bi erkeğin hayatında yaşayabilitesi olan her türlü potansiyel "erkekleştirici" aşamayı yaşamış :babasıyla kavga etmiş , abisine ters düşmüş , anasına her türlü bokun içinde olsa da asla saygıda sevgide kusur etmemiş , aldatılmış , orospuya aşık olmuş , deli gibi acılar çekmiş , nihayetinde ölmüş..

bu adamın bile beni hala daha (kitabı okuyalı 10 küsür sene oldu ) yerlere yatıran aynı anda da acı acı düşündüren bi bölümü var.. milli olmaya kerhaneye gidiyo.. kendi deyimiyli "ağır bitirim " ya 47 saniyede o kerhane odasından çıkmak bunun gurununu zedeler diye , e orospu da buna güldü diye ona bi ders verip intikamını almak için , gidiyo kadının en güzel terliklerini çalıyo.. mahalleye de gülmeyin lan karının en güzel terliklerini aldım bakın diyo.. sonra o terlikleri gidip annesine giydiriyo.. annecim bak sana ne aldım diye..

yani.. bu dandik 3 cümle bile erkek denen şeyin içindeki o çocuğu anlatmaya yeter.. jung'a göre erkek "içeri giden" , kadın içine gidilen olduğu için , kadın hep daha derin olmalı.. derin sular sakindir.. rammstein dinleyenler bilir.. o yüzden bu erkek denen sikli canlının , hafif böle serseri delidolu çocuk kalmasına lafım yok.. ve hatta seviyorum da..

ama erkek olmak denen mevzuu maalesef içindeki çocuğu sikip , yerine kalantör , duygusuz bi adam geçirmekle oluyo.. ben demiyorum valla , bütün şarkılar filmler öyle diyo.. nitekim kadınlar da , çocuk ruhlu adamlara gençken vurulup sonra "erkek " aramanın telaşına düşüyolar.. e tabii bi bakın soner beylere , bir istanbul masalındaki selim arhana , bunlar herkesin bildiği gerçekler.. şimdi kalkıp da , dünya edebiyatından örnekler veremicem kimse beni dizi izleyen çekirdek çitleyen türk kızı diye yaftalamasın..

işte erkek olmak böyle oluyo yani.. paralı pullu sakin çocuksu olmayan.. nejat işler , bi de şu gönülçelendeki adama bi bakın mesela.. bu adamlar çocuksu rolleri oynamazlar.. çocuk da değillerdir.. he nolur ? yaralı geyik , hayatın acılarını tatmış ishal olmuş adamlardır bunlar.. çocuksu dediğin mutlu olur..

şimdi anladınız inşallah seven erkeğin nası olması gerektiğini.. hem duygusal bi içli köfte abi olucak , olucak ki kadın bunu "erkek " kategorisine soksun.. hem de sevicek..

geldik ikinci kısmımıza sevme hususuna.. ben ki yıllarımı milleti ayarlamaya , freud'A JUNG'A arketiplere gölgelere , sosyolojiye eriksona , adlere lacana verdim.. yani bu heriflerin yüzünden , insanlarda gizli olan şeylerin varolduğunu baştan sayıp onları bildiğin pusuya yatmış bi kayabalığı gibi inceledim , gözlemledim.. kafamda yanında "şu an bu ne düşünüyo acaba" diye geçirmediğim bi adam olmalı ailem hariç.. o yüzden bu dediklerimi , lütfen pubmedden bi makaleymişcesine kaale alın..

seven erkek , geçmişi anası danası doğduğu yer aldığı eğitim travmaları eski aşkları gibi değişkenlerden yüzde 100 bağımsız , dockers'ın su geçirmeyen kumaşı gibi olan adamdır..

üstüne yağ dökülse , o yağ bisürü kimyasal çekim yasasına göre top top olur ve pantolondan akar gider.. tesir etmez.. iz
bırakmaz..

seven adam yani , diğer kızlardan etkilenmez.. etkilenmeyecektir.. bi çocuğa sordum , sevdiğin kız kimbilir şimdi nerde ama bak bu kız dün gece senin yatağındaydı hiç mi önemi yok dedim ? şakağını göstererek tam olarak burda ve hayır önemi yok dedi..

ten uyumu , cinsel temasın insan üzerindeki etkisi ne biliyim kokular feromonlar.. hani noldu ? etkisi yok..

bu adamın bütün nöronları dolu.. çalışıyo.. reftektar dönemde bu adam.. ancak o nöronlar boşalıcak da öle..

yani kendini bi gram sevgi için ona buna peşkeş çeken kadınlar var.. benle sevişirse bana alışır diye düşünenler.. adama türlü türlü oyunlar yapıp güya eskisini sileceğini düşünenler.. ve noluyo sonunda ? diğer kadın bu kadar uğraştığı için adamın gözünden düşüyo.. lan diyo , kadına bak , amma da musallat oldu.. ve sevdği kadın altın gibi değerleniyo.. an be an gün be gün.. o aramadıkça ve siz aradıkça , ki siz adamın onu unutması için kendinizce "ben burdayım" diyosunuz , adam beynine sığınıyo diğerini unutmamak için.. belki gene başkalarıyla oluyo edio.. ama o siktiri çekip giden , en çok hasarı bırakmış oluyo.. gitmiş çünkü ! ara da bulasın.. burda ben ilişkiden bahsetmiyorum bu arada.. sevmekten bahsediyorum.. her seven erkek sevdiğiyle ilişki yaşasa , feysbuktaki in e rıleyşınşiplerdeki oynama ne kadar büyük boyutlarda olurdu bi düşünsenize..

aranıp bulunamayan kadın en büyük sığınma mekanı oluyo.. mevcut kadın hep bi telefonla ulaşılabilirken , efkarlı meyhane gecelerinde hep o giden asil kadın düşünülüyo.. yaşanmamış bi takım şeylerin bi süre sonra rüyaya dönüp efsaneleşmesi de cabası..

siz bütün gerçekliğiniz sivilceniz dırdırınız ve varlığınızla ordayken; o kadın her zaman anılarda taze.. her daim.. alın bakın , rıfkı bey , schiller werther tahir mecnun hepsi orda..

bu entryim çok genelgeçer oldu belki çok sert ve belki çok umutsuzca oldu.. ama gerçekleri görmek lazım.. ben mesela ki hayatı boyunca hiç aşık olduğuna inanılmayan alman gibisin amk lafına maruz kalmış biri olarak sölüyorum , ben de bi kere sevdim ve de adam başkasını seviyodu.. gittim.. tam olarak gittim.. 3 sene yüzyüze baktım hiç bişi demedim.. telefonunu açmadım..

yani sevgi evet emek vermektir ama bu ancak mevcut sevginin devamı için geçerlidir.. bana inanın.. ve de sizi sevmediğinizi hissetiğiniz adamın hayatından bi seçenek bi stepne olarak yer etmeden önce gidin..

gidin çünkü zaten adam severse , gelecek.. neticede içeri giricek olan o.. işte böyle.. hem filogenetik hem psikoanalitik hem de edebi bi entry oldu..

özet olarak ; bi kadına en çok gitmek yakışıyo.. yer etmişse yokluğu farkedilir.. yoksa zaten fazlalıkmış..