bugün
- fenerbahçe14
- mini etek giyen kızın ağzını burnunu kıran çomar14
- ianis hagi9
- üni sınavını kazanamayan yönetici istemiyorum13
- ramazan günü sokakta sigara içen insan30
- mert hakan yandaş18
- 13 mart 2025 glasgow rangers fenerbahçe maçı78
- uludağ sözlük 2025 hataları12
- akp döneminde gelir düzeyi yükseldi mi17
- ekrem imamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi38
- v a m p i r o v11
- emekli ikramiyesinin 33 kilo hurmadan 6'ya düşüşü10
- judas'ın geri dönmesi10
- galatasaray23
- maço erkek vs alfa erkek10
- erkek adamın erkek oğlu olur8
- 2 nisan 2025 fenerbahçe galatasaray maçıp11
- evli kadınla ilişki yaşar mısınız20
- elenmeyi başarı olarak gören zihniyet16
- kadınlar neden seks sevmiyor sorunsalı29
- araba'nın komple masraf olması12
- aykolik ve gülşen benzerliği8
- ekrem imamoğlunun ingilizce mezunu olması12
- sahurdayız uludağ sözlük30
- anın görüntüsü13
- ciddi ciddi imamoğlunun kazanacağını sanan insan19
- ilk buluşmada sanayi tostu yemeye gitmek15
- sözlük tipsizlerinin fotoğrafları21
- ramazan hoca12
- yüksek enflasyon14
- küçük prens20
- çok zengin olsanız ne yapardınız14
- mhp liler artık ahmet kaya'yı da sevecek mi19
- chatgpt14
- bir kadına ütü yapmayı öğretmek14
- chatgbt10
- alparslan kuytul13
- kuresel ikinma vs bik bik22
- akp döneminin çuvallamasının asıl nedeni14
- erdoğanın 92 yaşındaki dedeye elini öptürmesi13
- sözlük at hırsızlarının fotoğrafları12
- en sevdiğiniz aktörler17
- klarnet calan sarapci koala 626
- nervio ile sabahlamak9
- küresel ıkınma14
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek24
- fotokopiçi20
- zehra güneş'e rağmen allah'a inanmayan ateist8
- psikolojisi bozuk yazarlar39
- şinasi yurtsever17


entry'ler (594)
yavuşaaaağm derdim lan ben.
valla billa
valla billa
bir takımın büyük veya büyük olmama durumunu belirleyebilmek için önce büyüklük nedir bunu belirlemek lazım. büyüklük şampiyonluk sayından mı geçer ? benim için değil. büyüklük taraftar sayısından mı geçer ? benim için değil. büyüklük yıldız futbolcu sayısından mı geçer ? benim için yine değil. büyüklük hakemleri baskı altına alıp maçlarda lehine karar verdirebilme yetisinden mi geçer ? benim için değil.
bir sevgiyi tanımlayamamaktır bazen büyüklük. niye bu kadar sevdiğini bilememektir bazen büyüklük. ben eğer beşiktaşı neden bu kadar çok sevdiğimin mantıklı bir açıklamasını kendime yapabilseydim belki de bu kadar sevmezdim bu camiayı.
benim için en büyük sensin beşiktaş, sebebini bilmediğim hala bana böyle düşündürdüğün için en büyük sensin.
B E Ş i K T A Ş U L A N !!!
bir sevgiyi tanımlayamamaktır bazen büyüklük. niye bu kadar sevdiğini bilememektir bazen büyüklük. ben eğer beşiktaşı neden bu kadar çok sevdiğimin mantıklı bir açıklamasını kendime yapabilseydim belki de bu kadar sevmezdim bu camiayı.
benim için en büyük sensin beşiktaş, sebebini bilmediğim hala bana böyle düşündürdüğün için en büyük sensin.
B E Ş i K T A Ş U L A N !!!
peygamber efendimiz (s.a.v) bir gün bir kaç sahabe ile birlikte dağlık bir bölgeye gitmiş. burada hayvanları otlatan bir çoban görmüşler ve bu çoban yüksek bir yere çıkıp aşağıya doğru yuvarlanıyormuş. bunu defalarca yaptığını gören peygamber efendimiz ve sahabeler çobanın yanına gitmiş. sahabelerden biri " ne yapıyorsun ey celal (isimden emin değilim)" dediğinde çoban " Allah'a ibadet ediyorum" demiş. sahabelerden bir başkası " böyle mi ibadet edilir Allaha ? yuvarlanmayı bırak namaz kıl, dua et " minvalinde şeyler söylerken peygamber efendimiz o sahabeyi durdurmuş ve " Bırak ibadetini istediği gibi yapsın, o Allah'a o şekilde yakın olduğunu düşünüyor, o şekilde ibadet ediyor, karışmayın" demiş.
buradan çıkarılması gereken bir ders var sevgili sözlük ahalisi... siz Allah ile kendi aranızda olanlarla ilgilenin, bırakın başkalarının inançlarını sorgulamayı. siz kendinizden sorumlusunuz, kişi gerçekten kendi ibadeti ile meşgul olur ise diğer insanların ibadetlerini yargılayacak, sorgulayacak zaman bulamaz.
biraz tasavvufi yazılar okuyun. bırakın insanlar ibadetlerini istedikleri gibi yapsın. kimsenin vebalini almayın.
buradan çıkarılması gereken bir ders var sevgili sözlük ahalisi... siz Allah ile kendi aranızda olanlarla ilgilenin, bırakın başkalarının inançlarını sorgulamayı. siz kendinizden sorumlusunuz, kişi gerçekten kendi ibadeti ile meşgul olur ise diğer insanların ibadetlerini yargılayacak, sorgulayacak zaman bulamaz.
biraz tasavvufi yazılar okuyun. bırakın insanlar ibadetlerini istedikleri gibi yapsın. kimsenin vebalini almayın.
'Sinema var, o halde düşünüyorum diyor Jean Luc GODARD..Persona nasıl yorumlanabilir? Alfred Hitchcock' a göre gelmiş geçmiş en iyi film', Slavoj Zizeke göre gerçeklikten daha gerçek bir filmdir. Ama her şeyden önce herkesin üzerinde ahkam kesemeyeceği, Bergmanın en iyi, dünyanın en etkili filmlerinden. Neredeyse üzerinden yarım yüzyıl geçmesine rağmen, bir türlü aşılamayan, düşündükçe düşündüren, sorguladıkça katman katman çoğalan bir dipsiz anafor..En azından yorum demesek de filmin içine girip, herkesin denediği raksı ben de yapmaya çalışayım. Her şeyden önce kendi hesabıma eklemeliyim ki Liv Ullman beni en çok etkileyen karakter oyuncusu.. O yeşil gözlerindeki derinlik, insanın girip içine kaybolmak isteyeceği cinsten. iyi dikkat edilirse yüzü hiçbir makyajı kabul etmeyecek bir estetik bütün. Eğer makyaja zorlanırsa o ruhani gizem bozuluyor. .Bergmann değişmez görüntü yönetmeni Sven Nkvist, yine fotoğraf kareleriyle bizleri büyülüyor. Evet, yaşamımızda hangimiz toplum içinde kullandığımız maskelerden şikayetçi olmadık? Yalan ve sahte gülümsemelere karşı aynı yapmacık zorlama gülümsemeleri fırlatmadık mı? inanılmadığını bildiğimiz halde hep yalanlara başvurmadık mı? Bazen her şeyden vazgeçip kendimizi dağlara vurmak istediğimiz olmadı mı? Bazen o kadar hassas olduk ki, kimseyle konuşmadık, hayata küstük, yalan söyleyen tüm insanlardan nefret ettik. Bergman bir söyleşide filmin doğuş öyküsünü anlatırken şöyle diyor : Bir gerçeklik krizi beni düşüncemi açıklamaya yöneltti. Gerçek nedir ve kişi ne zaman gerçeği söylemelidir? Cevabı o kadar güç geldi ki, sonunda gerçekliğin tek biçiminin sessizlik olduğunu düşündüm. Sonunda bir adım daha ileri giderek, bunun da bir rol, bir cins maske olduğunu keşfettim. Film hepimizin günlük yaşamda maskeler (persona kısaca maske demek) kullandığını, gerçek davranış ve düşüncelerimizi sergilemediğimizi ve zamanla bu role alışarak kendimize yabancılaştığımızı veya içimizdeki gerçek ben ile maskenin çatışmasından kurtulamadığımızı imgeler. Oysa cesur ve güçlü kişilik sahipleri (bu filmde Elizabeth in suskunluğu seçmesi) kendinin gerçekte kim ve ne olduğunu fark edip, maskeleri bir yana atarak sahteliğe direniyor. Birçoğumuz buna cesaret edemiyor, toplumun bize tüm dayatmalarına karşı ya yaşam boyu içimizde çatışıp duruyoruz, dışarıya karşı her şey normalmiş gibi davranıyor, ya da ilerde bir şekilde kafayı yiyoruz. Elizabeth bilinçli olarak suskunluğa gömülünce doktoru o meşhur replikte şöyle der : "Anlamadığımı mı zannediyorsun? Var olmak denilen o umutsuz düşü.Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte, aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlıkla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma, baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık. Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta yok edilmek. Her kelime yalan, her jest sahne, her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi.. intihar etmek? Hayır. Fazlasıyla iğrenç. insan yapamaz ama hareketsiz kalabilir, susabilir, hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz. Birkaç farklı yüz taşımaya ya da sahte jestlere inanır insan. O gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlamdı. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin, yoksa yalan mısın demiyor. Alma ile Elizabeth gittikleri adada zamanla roller değişir ve aynı maskede erirler. Sinemanın o ender sahnesinde, Alma ile Elizabethin yüzleri birleşir. isimlerinin anlamları da tesadüf değil: (Alma =ruh, Elizabeth= tanrının kızı)..Artık Alma anlatır Elizabeth dinler. Topluma göre günahlarını Elizabethe itiraf eder. Kimilerince dünyanın en erotik öyküsü kabul edilen 4 kişilik grup sex, hamile kalış ve çocuğun aldırılması. Elizabethin de tam simetriği, sanatçı kişiliği ve sorumluluk duyguları nedeniyle doğan kendi çocuğunu bir türlü kabul edemeyişi ve sevgisizliği.. Alma bir mektup nedeniyle Elizabethin bu sanatçı kibrinin ve sevgisizliğinin kendine de gösterildiğini görünce tepki duyar. Elizabeth, adaya gelen kocasını, Elizabethin maskesi olan Alma nın görüntüsüyle karşılar. Gerçek maskesiz Elizabeth ise yanlarında dinlemektedir. Yine o müthiş sahnede, önce Elizabethin dinlemesini izleriz sonra aynı replik başa sarar. (hayır film kopyasında bir kayma yok) bu kez Alma konuşurken yani Almanın yüzünü görürken, aynı repliği tekrar dinleriz. Çünkü Dinlenilen ve anlatılan şey aynı değildir. Uzatmazsak, filmde bir çok tartışılan sahne de var: Açılış jeneriğindeki erekte olmuş penis, filmin sonundaki erkek çocuğun Elizabethin çocuğu olup olmadığı, nelerin düş nelerin gerçek olduğu vs.. Maskeleri düşürelim, bir de öyle deneyelim; belki gökkuşağı dünyaya doğar..
(bkz: 404 not found)
yanlış bir önermedir. küfür yerinde ve tadında edildiğinde iyidir. ota baka küfürle cevap vermek değil demek istediğim ama bazı durumlarda yüzlerce kelime söyleyeceğin yerde bir küfür etmen durumu kurtarır.
ne bekliyordunuz ki zaten ? sorusunu akıllara getirir. o kadar parası olan bir insan her sabah bizim gibi gidip fırından bakkaldan ekmek mi alacak ? bunu onun için yapan bir sürü insan vardır zaten. ha bunu bilmemesi doğru değildir elbet ama şaşırmamak lazım yine de.
bacımızdır o saatten sonra.
çirkin kızlar üzülmeyin, kitap okuyun. güzeller siz de okuyun, güzeliz diye kültürsüz kültürsüz dolanmayın. hem güzel hem kitap okuyasanız pm atın. öptüm.
ikisi de bir peripella etmez.
akp,chp,mhp,bdp,sp,tkp ...
çok gariptir. kaç ortalı defter alalım hocam sözünü duydu bu kulaklar sözlük. hoca tenezzül edip cevap vermedi tabi.
müzikal yeteneği olduğunu kanıtlamış oyuncudur. akustikhane programındaki coverları gerçekten dinlenesidir.
sen daha iyilerine layıksın.
sorun sende değil bende.
sorun sende değil bende.
biz seni gazeteye sarar yine içerdik, gitmeseydin keşke.
kemalpaşa tatlısıdır.