bugün

4 kasım 2010 porto beşiktaş maçı

beşiktaş'ın ciddi sorunları olduğunu gösteren maç.

bir gs taraftarı olarak anlayamıyorum. sezona çok çok iyi bir havayla ve türkiye liginin çok daha üstünde bir kadro derinliği ile başladı. sonra ne olduysa oldu, shuster nisbeten oturmuş bir oyun sistemini yerle yeksan ederek oyunu rakip sahada oynayacağım diye tutturdu. ortasahada kurulan defans, rakibi boğan bir futbol anlayışı ve kaliteli ayaklarla er ya da geç atılacak goller.

peşpeşe gelen sakatlıkların da etkisiyle herhalde; defanstan ortasahaya, ortasahadan forvete iyi top çıkartan adamların yerine o kalitede olmayan oyuncularla devam etme zorunluluğu beyne o oksijeni taşımaz oldu. bunda sadece sakatlıklar değil sürekli rotasyonun da etkisi vardır diye düşünüyorum. ilk 11'den en azından bir altılı yedili omurga oturtamadı shuster. formda olmasına rağmen rotasyondan dolayı kesik yiyenlerin yerine ancak rotasyonla forma şansı bulabilecek oyuncular, o mevkilerin asıl sahiplerinin de sakatlanması ile bir anda ilk 11'in değişmezleri oldular.

aslında beşiktaş bugün 4 kasım 2010 porto beşiktaş maçının ilk yarısı itibariyle ligdeki son 3-4 maçından farklı oynamıyor. beşiktaş kendi içinde bir değişim geçirdi, evet, hatta geriye doğru oldu bu değişim. Çoğu zorunluluktan ama o zorunluluğun getirdiği mecburi sistem değişikliğini shuster yapmadı ve yapacak gibi de görünmüyor. penaltıya kadar olan biten herşey aslında golün geleceğini hem de defansın hataları ile geleceğini o kadar açık gösterirken oyuna oyuncu değişikliğine gerek olmaksızın bir müdahalede bulunmaması şu ana dek belki de en büyük hatası.

shuster, zorunlulukların getirdiği noktada bu zorunluluğa uygun sisteme dönmek zorunda. şu an sahada olanların kasımpaşa maçında olmadıklarını ve kaybedecek çok daha büyük şeylerinin olduğunu hatırlatmak zorunda. nihat-bobo-tabata-hilbert'in ileride olması beşiktaş'ın baskın oynamasına yetmiyor. öte yandan aynı etkiyi, belki çok daha fazlasını hulk tek başına yapıyor.

sonuçta bu maç için artık beşiktaş'ın kaybedecek birşeyi kalmadı. risk almak ve saldırmak zorunda.

hakan için söylenecek şey ise şu. kiralık ya da satılık, ama bir şekilde mutlaka yürümeyen bu ilişkinin sonlandırılması hem beşiktaş için hem de kumaşının iyi olduğundan emin olduğumuz hakan için artık bir zorunluluk. bu baskıyı kaldıramıyor çocuk, görüyorsunuz. istisnasız her topu sektiriyor. ona da yazık etmenin ve hayrettin'e çevirmenin manası yok. yazıktır, günahtır.

deli ibrahim'e ise ancak şapka çıkartılır.