bugün

kinyas ve kayra

kesinlikle ortalamanın üzerinde bir edebiyat eseri. ilk roman olmanın getirdiği bazı dezavantajları barındırmakta. söylenmek istenen fikirler ilk başta hucüm ediyor satırlara. kimi zaman erken davrandığını fark edip geri çekilip öyküyü anlatmaya koyuluyor. hikaye ilerledikçe cümleler ve olay kurgusu oturmaya başlıyor. romandan keyif almaya başlıyoruz. türk edebiyatında kitlesi az olan varoluş kavramı her harekette ve söylenen her öznel cümlede pekişmeye başlıyor. hakan günday'ın tarzına alıştıkça hikayenin içinde kaybolmaya başlıyoruz. ana karakterlerle birlikte biz de kendi iç sorgulamamıza devam ediyoruz. çerezlik kitaplardan değil, hiçbir cümlenin içini boş bırakılmamış. bu durum bazen keyif verici diğer zamanlarda da boğucu bir hal alıyor. romanın en önemli özelliği zihnimizi zorlayıp çalıştırması. bazı cümleleri tek seferde okuyup geçmek gerçekten haksızlık olur. sonuç olarak varoluşun kıyısında gezinen iki karakterin yaşantıları kimi zaman ürkütücü, nefes kesici, umutsuz, ölümcül ve doğru cevabı bizlere bırakan sonları kesinlikle türk edebiyatında ileride kendine yer edinecektir.