bugün

zülfü livaneli nin it oğlu it demesi

işin boyutu ne kişinin ettiği hakaretle, ne de geçmişin kanıksanmasıyla anlaşılabilir. her sert tartışma da gözlemlenebilir bu tarz sözler, bazen gerekli olan şey tam budur. karşı tarafa nasıl bir eylem içinde olduğunu göstermek bazen sözcüklerin keskinliğine bağlıdır. keskin kelime karşı tarafı sakat bırakır. ancak işin etik boyutunu geçmek zorundayız bu konuda. aynı şekilde geçmişin kanıksanması da bu durumu açıklamaya yetmez. şöyle açıklayayım; zülfü livaneli'nin geçmişten beri gelen siyasal yönelimlerini ve inkarcılığını dillendirmek bugün için yetersizdir. dahası bunun böyle olmasından kaynaklanan kanıksama ve "aman bırakın" tavrı son derece yüzeyseldir. işin özü siyasal yönelimlerin açığa çıkartılmasıyla ve ileri bir hücumla anlaşılabilir. taraflaştırmak ve oluşan yarılmaya müdahale de bulunmak; işte siyasetin yapılış biçimi. yoksa kolay bir analizcilik üzerinden ilerlemek her şeyi açıklardı bize.