bugün
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks17
- hemşire kızlar nasıl oluyor23
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam16
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- anın görüntüsü15
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi28
- iğrenç bir his tarif et44
- sözlük yazarlarının abileri11
- japonyada düşen insana yardım edenler9
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- erkek çocuk için isim önerileri9
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- en yaşlı özelliğiniz17
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz43
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- yakışıklı ama zengin erkek12
- icardi190520
- özgür özel10
- suriyeliler suriye'ye dönsün13
- fake hesabım için nick önerileri9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız10
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- insana kendini kötü hissettiren şeyler13
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması8
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması15
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı13
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru8
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması14
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz9
ilginctir, sözlükte, tren otobüs yolculuklariyla ilgili bir sürü entry girilmis olmasina ragmen gemi yolculuguyla ilgili ilk entry´i benim su an giriyo olmam...türkiye´min gercekleriyle örtüsüyor bunun böyle olmasi. denizcilik, üc tarafi denizlerle cevrili ülkem de nedense geri kalmis bir olaydir, ama bu durum bizi su an icin ilgilendirmiyor, biz gemiciligun ne kadar önemli oldugunu yazmayalim buraya o isi "büyük adamlarimiz" düsünsünler, biz "kücük" adam olarak, sadece sin yolcuyu ilgilendiren kismindan bahsedelim.
türkiye´de gemi yolculugu pratik bir yarar saglamayacagi icin gelismemistir, gemicilik türkiye´nin diger ülkelerle ilintisi bi yana birakilirsa türkiye icindeki yolculuklar icin hic de uygulanabilir bir sey olmasa gerektir. trabzon´dan adana´ya gemiyle gittiginizi düsünün- trabzon´dan istanbul ve canakkale bogazlarini gecip ege´ye, ordan´da akdenize gecmeniz gerekecek, ve bu yolculuk tahminen 5 6 gün sürecektir.
ama deniz yolculugunun mesafeleri kisalttigi bölgeler yerler de az degildir. en bilinen örnek yunanistan- italya arasindaki feribot seferleridir. türkiye´den almanya´ya giden bir zat, sirplarin düsmanligi, bulgar´larin polis giyimli soygunculariyla papaz olmamamk istiyorsa bu sekilde yolculuk yapar. türkiye-yunanistan-gemi-italya- isvicre-almanya güzergahi, bundan dolayi son derece tercih edilen bir güzergah olagelmistir.
gemi yolculugu tabíi ki gemisine bagli bir konumdadir. bir de hava sartlarina, aynen ucak yolculugu gibi. akdeniz, pek de tekin bir deniz degildir kis aylarinda. yunanistan´in patra limanindan, italya´nin brindisi limanina yapilacak bir yolculuk 10 saat sürmektedir. gemiler genellikle cok konforludur, ve kabinler en az bir otel odasi kadar lüks icerir- tabii paraniza göre... isterseniz, geminin özel kabinler disinda her yerinde koltuk, kanepeleri vardir, icabinda yaniniza bir battaniye alir, herkesin alisveris yaptigi, icki ictigi bir yerde gayet de konforlu bir kanepeye uzanip uyuyabilirsiniz, gece gec saatlerden sonra herkes yatacagi icin gerci isin baslarinda uyuyamayabilirsiniz ama, ben gece saat 2´den sonra ortalikta in cin top oynamaya basladigi zaman bisikletle dünya turu atan adamlarin falan cok da güzel öyle yerlere kivrilip uyuduklarina sahit olmusumdur, hatta karima "lan olm niye biz bi sürü para verip kabin aliyoruz? bak adamlar mis gibi hem uyuyolar hem de 20 euro´ya seyahat ediyorlar "diyerek saka yapmisimdir. yalniz bu fikrin yan etkisi, bu fikre sahip olan insanlar cogaldikca kanepeler ve koltuklar insanlarla dolup tasacaktir- tahminimce gemi personeli de bu türden fazlalasmalara izin vermezler- ayrica sayi olarak da bu türden biletler sinirli sayidadir. bunun yaninda kabinlerle umumi yerdeki kanepeler disinda gemilerde de bulunan,aynen tren ucak ve otobüslerdeki pulman koltuklarda bir alternatiftirler. bu yerleri benim bindigim gemilerde genellikle geminin ortalarina yaparlar, bu bölümlerde pencere olmaz. ancak o koltuklar son derece rahattirlar, her birinin üzerinde okuma lambalari vardir. isiklar da o bölümdeki insanlarin kontrolündedir, genel isiklandirma istenildigi zaman söndürülebilinir,yani merkezi degildir, ancak diger yolculara sormak gerekir, genellikle problem yapmazlar isigin söndürülmesini- nasilsa kendi isiklari var-. ayaklar icin yeterinden cok fazla serbestilik mevcuttur, otobüs ya da ucak gibi degildir.koltuklar genistir ve cok güzel uyunur. yalniz horlayanlar, sevisenler öpüsüp koklasanlar olur, onlara aldirmamak lazimdir.
bunun disinda gemiler cok büyüktür, bir tanesinin icine 250 tir kamyonunun sigdigini belirtmek yararli olacaktir. herbirinde birkac restorant bulunmaktadir. bu restorantlarin birisi mutlaka garsonlarin hizmet ettigi pahali bir restoranttir, cok paraniz yoksa o bölümden kacinmaniz gerekebilir. bir de self servis restorantlar mevcuttur, yemekler gemiler de her zaman icin cok kalitelidir. anahat gemileri internasyonel kurumlar tarafindan denetlenirler gemiye giren bütün yiyecekler belgeli ve buna binaen de bir miktar fiyatli olurlar, ancak gemide yiyeceginiz bir kuzu yemegi hayatabnizda yediginiz en iyi hazirlanmis kuzu yemeklerinden olabilir. cok kaliteli saraplar sunarlar, sisesi 25 euro ´dan falan baslar.
saraptan bahsedince geminin en can alici bölgesine geldik. geminin bari. bir geminin bari kadar güzel icki icilebilinecek bir yer yoktur. bu -ana bar- tabir edecegim yer,geminin kicinda orta katlardan birinin tamamini kaplar bir konumda olur.pencereler boydan boya olduklarindan deniz kenarindaki pencerelere oturmasaniz bile üc tarafiniz denizle cevrilmis demektir. patra´dan kalkan gemiler genellikle saat 3 4 gibi ögleden sonra kalkarlar, aksam günes batarken -eger yer bulabilirseniz- orada oturup bir bira icmek keyiflerin en büyüklerinden olsa gerektir. bu barlar internasyonel kurallar geregince 5 yildizli barlardir ve ictiginiz ickinin yaninda bir dolu tabagin icinde o ickiye uygun mezeleri getirirler. mesela votka-martini ismarlarsaniz size güzel bir kase icinde yesil zeytin, zeytinyagina yatirilmis kurutulmus domates ikram ederler. bira ismarlamissaniz biraniz mutlaka buz gibi olacaktir, ve yaninda bilimum cerez tabaklariyla servis edilirler.
gemi yolculugu, yolculuklarin yolculugudur. yalniz dedigim gibi yolculuk yaptiginiz denizin sicilinin hasbelkader temiz olmasi önemlidir, mevsimine göre firtinali olan denizlerde yapilan yolculuklar eger firtinasiz mevsimlerdeyseniz problemsiz gececektir. ancak atlantik gibi hircinlik bayragini elinde tutan bir denizde yolculuk edecekseniz unutmayiniz, her gemi batar, her gemi sallanir, eger dalga coksa cok sallanir,azsa az sallanir, atlantik de 20 metrelik dalgalarin hic de öyle seyrek olmadigi bölgeler vardir, o bölgelerden gececekseniz, iste biraz sarsilirsiniz. her gülün bir dikeni vardir, bu gülün dikeni de iste, budur. ancak akdeniz genellikle halimselim bilinen bir denizdir, bu türden vukuatlar akdeniz de hemen hic olmaz.
türkiye´de gemi yolculugu pratik bir yarar saglamayacagi icin gelismemistir, gemicilik türkiye´nin diger ülkelerle ilintisi bi yana birakilirsa türkiye icindeki yolculuklar icin hic de uygulanabilir bir sey olmasa gerektir. trabzon´dan adana´ya gemiyle gittiginizi düsünün- trabzon´dan istanbul ve canakkale bogazlarini gecip ege´ye, ordan´da akdenize gecmeniz gerekecek, ve bu yolculuk tahminen 5 6 gün sürecektir.
ama deniz yolculugunun mesafeleri kisalttigi bölgeler yerler de az degildir. en bilinen örnek yunanistan- italya arasindaki feribot seferleridir. türkiye´den almanya´ya giden bir zat, sirplarin düsmanligi, bulgar´larin polis giyimli soygunculariyla papaz olmamamk istiyorsa bu sekilde yolculuk yapar. türkiye-yunanistan-gemi-italya- isvicre-almanya güzergahi, bundan dolayi son derece tercih edilen bir güzergah olagelmistir.
gemi yolculugu tabíi ki gemisine bagli bir konumdadir. bir de hava sartlarina, aynen ucak yolculugu gibi. akdeniz, pek de tekin bir deniz degildir kis aylarinda. yunanistan´in patra limanindan, italya´nin brindisi limanina yapilacak bir yolculuk 10 saat sürmektedir. gemiler genellikle cok konforludur, ve kabinler en az bir otel odasi kadar lüks icerir- tabii paraniza göre... isterseniz, geminin özel kabinler disinda her yerinde koltuk, kanepeleri vardir, icabinda yaniniza bir battaniye alir, herkesin alisveris yaptigi, icki ictigi bir yerde gayet de konforlu bir kanepeye uzanip uyuyabilirsiniz, gece gec saatlerden sonra herkes yatacagi icin gerci isin baslarinda uyuyamayabilirsiniz ama, ben gece saat 2´den sonra ortalikta in cin top oynamaya basladigi zaman bisikletle dünya turu atan adamlarin falan cok da güzel öyle yerlere kivrilip uyuduklarina sahit olmusumdur, hatta karima "lan olm niye biz bi sürü para verip kabin aliyoruz? bak adamlar mis gibi hem uyuyolar hem de 20 euro´ya seyahat ediyorlar "diyerek saka yapmisimdir. yalniz bu fikrin yan etkisi, bu fikre sahip olan insanlar cogaldikca kanepeler ve koltuklar insanlarla dolup tasacaktir- tahminimce gemi personeli de bu türden fazlalasmalara izin vermezler- ayrica sayi olarak da bu türden biletler sinirli sayidadir. bunun yaninda kabinlerle umumi yerdeki kanepeler disinda gemilerde de bulunan,aynen tren ucak ve otobüslerdeki pulman koltuklarda bir alternatiftirler. bu yerleri benim bindigim gemilerde genellikle geminin ortalarina yaparlar, bu bölümlerde pencere olmaz. ancak o koltuklar son derece rahattirlar, her birinin üzerinde okuma lambalari vardir. isiklar da o bölümdeki insanlarin kontrolündedir, genel isiklandirma istenildigi zaman söndürülebilinir,yani merkezi degildir, ancak diger yolculara sormak gerekir, genellikle problem yapmazlar isigin söndürülmesini- nasilsa kendi isiklari var-. ayaklar icin yeterinden cok fazla serbestilik mevcuttur, otobüs ya da ucak gibi degildir.koltuklar genistir ve cok güzel uyunur. yalniz horlayanlar, sevisenler öpüsüp koklasanlar olur, onlara aldirmamak lazimdir.
bunun disinda gemiler cok büyüktür, bir tanesinin icine 250 tir kamyonunun sigdigini belirtmek yararli olacaktir. herbirinde birkac restorant bulunmaktadir. bu restorantlarin birisi mutlaka garsonlarin hizmet ettigi pahali bir restoranttir, cok paraniz yoksa o bölümden kacinmaniz gerekebilir. bir de self servis restorantlar mevcuttur, yemekler gemiler de her zaman icin cok kalitelidir. anahat gemileri internasyonel kurumlar tarafindan denetlenirler gemiye giren bütün yiyecekler belgeli ve buna binaen de bir miktar fiyatli olurlar, ancak gemide yiyeceginiz bir kuzu yemegi hayatabnizda yediginiz en iyi hazirlanmis kuzu yemeklerinden olabilir. cok kaliteli saraplar sunarlar, sisesi 25 euro ´dan falan baslar.
saraptan bahsedince geminin en can alici bölgesine geldik. geminin bari. bir geminin bari kadar güzel icki icilebilinecek bir yer yoktur. bu -ana bar- tabir edecegim yer,geminin kicinda orta katlardan birinin tamamini kaplar bir konumda olur.pencereler boydan boya olduklarindan deniz kenarindaki pencerelere oturmasaniz bile üc tarafiniz denizle cevrilmis demektir. patra´dan kalkan gemiler genellikle saat 3 4 gibi ögleden sonra kalkarlar, aksam günes batarken -eger yer bulabilirseniz- orada oturup bir bira icmek keyiflerin en büyüklerinden olsa gerektir. bu barlar internasyonel kurallar geregince 5 yildizli barlardir ve ictiginiz ickinin yaninda bir dolu tabagin icinde o ickiye uygun mezeleri getirirler. mesela votka-martini ismarlarsaniz size güzel bir kase icinde yesil zeytin, zeytinyagina yatirilmis kurutulmus domates ikram ederler. bira ismarlamissaniz biraniz mutlaka buz gibi olacaktir, ve yaninda bilimum cerez tabaklariyla servis edilirler.
gemi yolculugu, yolculuklarin yolculugudur. yalniz dedigim gibi yolculuk yaptiginiz denizin sicilinin hasbelkader temiz olmasi önemlidir, mevsimine göre firtinali olan denizlerde yapilan yolculuklar eger firtinasiz mevsimlerdeyseniz problemsiz gececektir. ancak atlantik gibi hircinlik bayragini elinde tutan bir denizde yolculuk edecekseniz unutmayiniz, her gemi batar, her gemi sallanir, eger dalga coksa cok sallanir,azsa az sallanir, atlantik de 20 metrelik dalgalarin hic de öyle seyrek olmadigi bölgeler vardir, o bölgelerden gececekseniz, iste biraz sarsilirsiniz. her gülün bir dikeni vardir, bu gülün dikeni de iste, budur. ancak akdeniz genellikle halimselim bilinen bir denizdir, bu türden vukuatlar akdeniz de hemen hic olmaz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar