bugün

gösteri peygamberi

--spoiler--
deneme, deneme. bir, iki, üç.
deneme, deneme. bir, iki, üç.

bu belki çalışıyordur. bilmiyorum . beni duyabilecek misiniz ,
bunu da bilmiyorum .
ama duyabiliyorsanız, dinleyin. ve eğer dinliyorsanız bulduğunuz, yolunda gitmeyen her şeyin hikayesidir. bu sizin tabirinizle 2039 sayılı uçağın kayıt aleti. içinde geriye kalan her şeyin kaydını sonsuza dek saklayacak bir tel yumağı olan ve portakal rengi olmasına rağmen halk arasında kara kutu diye bilinen alet. bulduğunuz şey tüm olanların hikayesidir .

eğer istiyorsanız, durmayın deneyin.
bu teli akkora dönene kadar ısıtsanız bile size tıpatıp aynı hikayeyi anlatacaktır.

deneme, deneme. bir, iki, üç.

ve eğer dinliyorsanız, yolcuların evlerinde, sağ salim olduklarından hemen emin olabilirsiniz. yolcular yeni hebrides adaları nda sizin tabirinizle karaya intikal ettiler . daha sonra uçakta sadece o ve ben kaldık ve havalandıktan bir süre sonra pilot da bir yerlere paraşütle atladı. b,r çeşit su birikintisinin üstüne, sizin tabirinizle okyanusa .

tekrarlamaya devam edeceğim, ama bu kesinlikle doğru. ben katil değilim .
ben burada , yukarıda yalnızım.
uçan hollandalı.
ve eğer dinliyorsanız, gösterge paneline ve ön cama dönük duran koltukta, etrafımda çoğu bayatlamış votka ve cinle dolu minik şişelerle birlikte 2039 sayılı uçağın kokpitinde yalnız olduğumu bilmelisiniz. kabinde, yolcuların yarım bıraktığı kiev usulü tavuklar ve stroganoff usulü biftekler küçük tepsilerde duruyor ve havalandırma artık yemek kokusunu temizlemeye çalışıyor. dergiler yolcuların okumakta olduğu sayfalarda açık kalmış. bütün koltuklar boş olduğu için, herkesin bir anda tuvalete gittiğini düşünebilirsiniz. plastik kulaklıklardan, önceden kaydedilmiş müziğin mırıltıları duyuluyor .
burada, bulutların üstünde, yarısı yenmiş iki yüz küçük çikolatalı pastayla ve canım istediği anda döner merdivenden çıkıp kendime bir içki daha hazırlayabileceğim bir piyano barıyla birlikte, bu boeing 747-400 zaman kapsülünün içinde yalnızım.
tanrı esirgesin, bütün bu detaylarla canınızı sıkacak değilim, ama benzin bitene kadar otomatik pilota alınmış bu uçakta olacağım. pilotun deyimiyle , alevin sönmesiyle güç kaybedene kadar.
pilot, sırasıyla bütün motorların duracağını söyledi. ne olacağını bilmemi istedi. sonra da jet motorları, ventüri etkisi, kanat bükümlülüğünün artmasıyla uçağın yükselmesi ve motorların dördünün de durmasından sonra uçağın 250.000 kiloluk bir planöre dönüşmesiyle ilgili bir sürü detayla canımı sıkmaya devam etti. otomatik pilot uçağın düz bir hatta uçması için ayarlama yapacağından , planör pilotun tabiriyle kontrollü inişe geçecek.
ona, bu tür bir inişin benim için iyi bir değişiklik olacağını söylüyorum. geçtiğimiz yıl içinde başımdan neler geçtiğini bilmiyorsunuz.
pilotun paraşütünün altında, bir mühendis tarafından dizayn edilmiş gibi görünen, sıradan, sıkıcı renkli üniforması duruyordu. bunun dışından gayet yardımsever davranmıştı. kafama bir silah dayayıp, ne kadar yakıt kaldığını ve bu yakıtın bizi ne kadar idare edeceğini soran birine karşı benim olabileceğimden çok daha yardımsever. kendisi okyanusa atladıktan sonra uçağı tekrar normal irtifaya nasıl çıkaracağımı gösterdi. kara kutuyla ilgili gerekli tüm bilgileri verdi.*
--spoiler--