bugün

incil ve tevrat değiştirildi yalanı

modern insanın şöyle bir yanılgısı var: incil, tevrat, ve dahi kuran ortaya çıkar çıkmaz kaleme alınmış, matbaada basılmış, vs. birer kitaptır, öyleyse artık durup 'acaba bunlar hala orjinal halleri ile kelimesi kelimesine kalmış mı yoksa değiştirilmiş mi?" diye kavga edebiliriz. yok böyle birşey.

elbette bu 'hitaplar' zamanla kitap olmuş, yazılı metinlere dökülmüş, yüzyıllar boyunca kurumsallaşmış ve kelime kelime tahlil ediliyor, bunlardan bahsetmiyoruz. ancak burada "değiştirilemez" diye iddia edilen bunların temel mesajlarıdır, çünkü bunların hiçbirisi zaten peygamberlerine ciltli kitap olarak gelmiş kanun maddeleri değildi, dolayısıyla karşılaştırma yapılabilecek bir 'ilk metin' zaten yok ve olmadı. bu akımlar, onları ilk kez ortaya atanların kendilerinden önce gelen birtakım yerleşik ortadoğu geleneklerine de gönderme yaparak dönemlerine göre 'dile getirdikleri' (ya da dilin onlara getirdigi) anlatılardır. diğer alt mesaj içeren masallardan farklı olarak, bu anlatılar hitap ettikleri topluluğun tatbik etmelerinin buyurulduğu birer yaşam ve 'öldükten sonra' modelleridir, ve yine aynı sebeplerden ötürü herhangi bir anlatı olarak değil, 'din' olarak ortaya çıkmışlar - ya da sonradan dinlestirilmişler.

belki de doğru soru şudur: bu anlatıların ya da dinlerin ilk mesajlarından bugüne dek değişen şey mesajın içeriği mi, yoksa hitap ettiği kitlelerin beklentileri ve algılama biçimi mi?