bugün

canını acıtan şeyler ile yüzleşemeyen insan

"canını acıtan" çok geniş bir kavram. ateş canımı acıtıyor, yüzleşsem de yüzleşmesem de bu gerçek değişmeyecek. diyorsanız ki "ateş fiziksel bir hadise, biz duygulardan ve korkulardan bahsediyoruz", o zaman hakkında konuşabileceğiniz alan kendi aleminizden ibarettir, başkaları için atıp tutmak pek mümkün değil. bazı insanlar için öyle durumlar ve acılar vardır, öyle korkular veya hasarlar vardır ki değil yüzleşmek, akıldan geçirilmesi dahi zordur; düşünülmesi, hele de çaresizsen, lüzumsuz bir ızdırap verebilir. kaldı ki bu yüzleşmeme korkudan değil, bilinçli ve hesaplı bir tercih nedeniyle de olabilir; belki anlamsızlıktan, belki sonuçların çıkmazlığından belki de geri döndürülemeyecek olanın bugüne ve yarına yapabileceği tahribatı kestirmekten.

neden sadece insanlar delirir? çünkü sadece insan aklında kelimeler benliğe demir atmıştır. o konuşulan ve düşünülen dilin altında yatan hikayelerin nerelere nasil gideceği bilinmeyen çok derin dehlizler var. sana birgün öleceğini hatırlatan buna ragmen hergün sanki hiç ölmeyecekmiş gibi devam etmeni sağlayan bir evrendir dil. milyonlarca insanı savaşa gönderebilen, öldürten ve öldüren bir kudrettir. bunları ve nicelerini farkedenler diğer insanları yargılamaktan imtina eder. bunları hafife alanlar ise umarım hiçbir zaman kontrol edemeyecekleri bir takım hikayelere maruz kalmazlar...