bugün

ruh halim

Bu gece hayatımdaki kimseyi sevmiyorum ve istemiyorum. Alkol almadım ama alsam bile böyle hissetmezdim. Bugün hiçbirşey de olmadı aslında. Sadece biraz yorgunum. Oturup saatlerce boş duvara bakıp düşündüm dinleneyim biraz derken. Düşünürken geçmişe daldım. Yaptığım hatalar, girdiğim günahlar, aslında birileri bilmese de kendim bildiğim kötü şeyler.

Sonra şuanı düşündüm. Kendimi sevmediğimi farkettim, hatta nefret ettiğimi. Elimde olmadan hiç istemediğim halde kimseyi kırmamak için yaptığım onca şeyi düşündüm. insanları üzmemek için kendimi çok üzmüşüm, bu yüzden nefret ettim.

Hayatımdaki herşeye baktım, tek tek gözden geçirdim. 5 yıllık kız arkadaşımı sevmiyorum bu gece, ailemi sevmiyorum, yaşadığım evi sevmiyorum, yaşadığım şehri sevmiyorum, bu ülkeyi hatta dünyayı sevmiyorum bu gece. Peki neden bu durumu düzeltecek gücü kendimde bulamıyorum? Çünkü sadece kendi iyiliğimi düşünüp insanları kırabilecek kadar cesur değilim. Herşeyi öylece bırakıp gidebilecek kadar cesur değilim. Beynim radikal kararlar verse bile içimde birşeyler buna izin vermicek biliyorum.

Sonra geleceğime baktım göz kararı. Olacakları katiyen bilmesem de tahmin etmesi zor değildi. Böyle mutsuz yaşamaya devam edeceğim belliydi. Yine insanları kırmaya, onlara "Hayır" demeye, "Sevmiyorum" demeye yada "Umrumda değilsin" demeye cesaret edemicektim. Yine kendi istediğimi yapamicaktım belliydi.

Keşke aklı olan bir varlık olmasaydım!

Koskoca uzayda canlı olarak yerimi almışım. Koca evrende dünyaya denk gelmişim. Dünyada milyarlarca canlı türü varken aklı olan ve düşünebilen tek canlı olan insan olarak doğmuşum. Ne acı, ne şanssızlık! Benim için bu gece dünyadaki en değerli canlı insan değil. Hatta aklının olması onu değerli değilde en değersizi yapar. Ne sinsi planlar, ne kötü düşünceler dönüyor o akılda. Ne kötülükler yapılıyor akıl sayesinde. Ne berbat bir varlık! Salyangoz olmayı tercih ederdim bu gece. Yorgunum. Yada asırlık duvarda bir yosun.

Dünyada Ortadoğuya denk gelmişim, Ortadoğuda Türkiye, sonra bu şehir, bu akrabalar, bu ev ve bu aile. Yorgunum. Ne işim var benim şuan burda? Aslında herşey 1 saniyeye bakıyor. Tek 1 saniye. Sırt çantama 1 havlu birkaç iç çamaşırı, 3 tişört 1 şort sıkıştırıp, telefonumdan hattı söküp, kaskımı kafama geçirip motosikletime atlayıp herşeyi geride bırakabilirdim. Belkide bu yazıyı yazmasaydım şuan kaskımın içinde kahkahalar atarak uzaklaşıyordum. Yapamam. Yorgunum. Üzgünüm. Korkağım.