bugün

yemekteyiz

yarışma artık yarışma olmaktan çıktı. iyiden iyiye evlerimize taşındı bu illet...
annem hegün stres yapmaya başladı yemek yaparken. tabi bunda benim ve babamın yersiz şakalarının etkisi var. her yemekten sonra puanlamaya tabi tutuyoruz annemi.
zitadam: z
baba: b
anne: a

z: anne, sebze çorbası biraz tuzlu gibi sanki. ayrıca brokolileri biraz daha blenderdan geçirmeliydin.
b: oğlan doğru söylüyor. zaten ben sebze yemiyorum. bir de çorbasını yapmışsın. la havle! puana olumsuz etki edecek bu tabi.
z: neyse artık baba umarım ana yemek iyidir. çin usülü acılı tavuk yapmış bugün.
b: hmmmm iddialı bir menü. bakacağız.

yemek gelir. ilk lokmalar ağza atılır.

z: çok özür diliyorum. çok pardon. ööömp huuump. baba önündeki peçeteyi verir misin?
B: yuuuh! o kadar kötü diyorsun yani.
z: kusura bakmayın. çıkartmam lazımdı. çok özür diliyorum. anne damak tadıma uymadı ne olur alınma.
b: güzelim türk yemeklerimiz dururken neymiş canım bu çin usülü acılı tavuk. ah anacım olsa ne güzel yemek yapardı.

* cinnet anı gecikmeli de olsa kopmuştur;
a: kalkın sofradan! insanlığınızı unuttunuz iyice be! sizin için bütün gün çırpınıyorum güzel yemekler yapıyorum aldığım tepkilere bak. yazıklar olsun!..
z: lütfen misafir sayılır biz. ev sahibi olarak daha sakin olman lazım.
b: olmuyor hanım olmuyor...
a: delirttiniz! kalkın sofradan...
b: ben yarışmada iddialı olamayacağını düşünüyorum ve 2 puan veriyorum.
z: tatlı yemediğim için bende 2 puan veriyorum.
a: zıkkım ye eşşoğlueşşek!..

30 yıllık ev hanımını ne hale geldi? utanın. utanalım.